Selam, neden bilmiyorum ama bu aralar pek Ay Parçası yazmaya hevesim yok. AP moduna girince heveslenip heveslenip yazıyorum. Biraz geç geliyor o yüzden bölümler ama hevessiz yazıp hikayenin havasını bozmak istemiyorum.
Herneyse, iyi okumalar bebeksular :)
~
Ayparcasu: Yani bana anlattığın şakayı bizzat arkadaşına yaptın öyle mi??
Toprakokusu: Kesinlikle yaptım :))
Ayparcasu: Delisin sen şğsnfjnvc
Toprakokusu: kgfdlhfgcd
Toprakokusu: Ee şimdi neredesin?
Ayparcasu: Okulun kantinindeyim arkadaşlarımlayız
Toprakokusu: Hmmm anladım ben de şimdi hocaya bir şey sorcağım çıkmadan önce
Ayparcasu: Tamam sonra konuşuruz
Telefonu kapatıp başımı kaldırdım ve hararetle bir şey anlatan Kerem'e odaklandım. Anlattığı anı bildiğim için tekrar gülesim geldi ve kıkırdadım. "Ben de hatırlıyorum ya!" dediğimde masadaki herkes gülüştü. Uzay, Ela, Beren, Kerem, Berna, Ömer ve ben vardık bu arada, aramıza son zamanlar Ela'yı da almaya başlamıştık ve bence grubumuza fazlasıyla uyuyordu, bizim kafaydı.
Bu sırada gözüm önümdeki Ela'nın arkasındaki kantine giren Toprak'a kaydı. Birini arıyormuş gibi etrafa bakıyordu, bakışları bana kayınca göz göze geldik. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip başını hafifçe oynatırken yüzümdeki geniş gülümsemeyi küçültüp tebessüm ettim ve onun gibi yavaşça başımı salladım selam verir gibi.
O önümden geçip yan masaya giderken bakışlarımı hızlıca kaçırıp bizimkilere çevirdim. "Ömer kanka o fotoğraf senin telefonundaydı, göstersene onu," dedi Kerem gülerek. Ömer onun dediği gibi telefonunu cebincen çıkardı, kilit ekranı açmaya çalışırken göz devirdi. "Telefonum kapanmış abi ya, tam sırası," diye sitem etti. Berna elini onun omzuna koydu. "Dert etme Ömüş ya, o şimdi namaz kılmaya da başlar."
Hepimiz şokla Berna'ya bakarken o kendi dediğini komik bulmuş gibi gülmeye başladı. "Ne! Bence çok komikti," dediğinde Ela elinde olmadan onun bu haline tebessüm etti. Şakasından çok onun gülüşünü sevimli bulup kıkırdadım ben de.
"Durun durun! Size bir şey daha söyleyecektim," dediğinde bu sefer dikkat kesildik ona. "Noldu?" diye merakla soruşuma "Ece'nin size selamı var," dedi. Ne diyeceğini tahmin ederek arkama yaslanırken, "Ama Berna ya!" diye sitem etmeyi eksik etmedim ama o beni dinlemedi. "Yahu dur bi sen," dediğinde Uzay, "Kim Ece?" diye sordu düşünür gibi kaşlarını çatarken. Masumum ya, Ece diye birini tanıyıp tanımadığımızı düşünüyordur şimdi.
Berna hızla ona dönüp, "Çekmecenin!" diye şakıdı ve arkasına yaslanarak keyifle gülmeye devam etti. Ela Uzay'a döndü hemen. "Sana ne kim Ece diye, Allah Allah!" diye söylenirken onların bu haline Berna gibi gülmeye başladım. Kerem ve Beren de gülmekte bana katılırken Uzay Ela'ya döndü şaşkınlıkla. "Ya ne bileyim, belki tanıyoruzdur diye dedim." Dediğinde Ela kaşlarını çattı. "Gerçekten bu kadar çok mu kız tanıyorsun da durup düşünüyorsun Uzay?"
Başımı yanımdaki Kerem'in omzuna koyarak gülerken Ömer olaya el koydu gülerek. "Gençler, sakin mi olsanız? Basit bir şeyden ayrılmayın sonra," dediğinde Ela kollarını göğsünde kavuşturup "Ben zaten her şekilde ayrılıp onun daha fazla kız tanımasına izin vermem," deyip atarlı atarlı Uzay'a baktığında ne kadar şanslı bir görümce olduğumu düşünmeden edemedim. Benim yerime ikizimi kolluyor şekerim ya, kurban olurum bu kıza!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Parçası |Yarı Texting
Novela JuvenilAyparcasu: Benden hoşlandığını nasıl anladın? Ayparcasu: Yani sonuçta hiç buluşmadık, görüşmedik Ayparcasu: Yüzümü bilmiyorsun, sesimi, çevremi, beni. Sadece okuduğun yazılarımla ve benim anlattığım küçük bilgilerimle biliyorsun Ayparcasu: Bende nas...