40. FİNAL

133 10 1
                                    

Bölüm şarkısı:

Pinhani- Beni Al 🐣

(PS: Multi'ye ekleyemedim..)

~

"Hey Ay Parçası."

"Efendim Kokulu Toprak?"

"Hazır mısın? Evin önündeyim."

"Hazırım, geliyorum."

Telefonu kapatıp neredeyse koşarcasına uçarak merdivenleri indim ve canım ailemle vedalaşarak evden çıktım. Kapı önünde beni bekleyen canım sevgilime gülümseyerek sarıldım ama içerde annem'lerin olduğunu hatırlayarak çabucak ayrıldım. Neredeyse sırıtarak yüzüne bakarken, "Ee konsere hazır mısın?" diye sordu o da neredeyse sırıtarak. Hayır hayır, neredeyse değil baya baya sırıtıyorduk.

"Eveet tabii ki! Haftalardır bu konseri bekliyoruz Toprak nasıl hazır olmayayım? Heyecandan öleceğim ayy!" dedim cırlayarak ve yerimde tepinerek. Güldü ve elimi tuttu yürümeye koyulurken. "Al benden de o kadar, tüm gün saatleri saydım neredeyse. Ne ara şubat ayına geldik de konser tarihine ulaştık onu bile bilemiyorum," dediğinde çalan telefonuma zar zor ulaştım onu dinlemek için. Telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Efendim ikizcağızım?"

"Nerede kaldınız Dünya? Konsere az kaldı, size yer tutalım derken her yer doldu neredeyse."

"Geliyoruz şimdi, yoldayız. Seni boşuna mı erkenden yolladık Uzay? Ömer'ler de orada zaten, tutarsınız siz yer bize."

"Çabuk olun. Ayakta olunca yerler pek kolay tutulmuyor."

"Tamam, biraz daha sabır."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp çantama atarken, "Uzay mı?" diye sordu Toprak merakla yüzüme bakarken. Başımı salladım ona dönerek. "Evet. Açık hava konserinde yer tutmak bu kadar mı zor anlayamadım ya," diye söylendim. Güldü ve elimi sıktı. "Merak etme, tam zamanında ulaşacağız oraya."

"Öylü olur umarım."

Doğum gününe birkaç gün kala Toprak için sürpriz olarak aylar önce bugüne özel Pinhani konseri bileti bulmuştum. İlk başta ya konser iptal olur ya da tam zamanında bilet bulamayız diye 2 ay önceden bizimkilerle birlikte hepimize birer bilet almış, daha sonra konsere 1 hafta kala işi olmasın diye Toprak'a haber vermiştik. Duyunca çok sevinmiş, çok mutlu olmuştu. Pinhani çok sevdiği bir şarkı grubuydu. Bunu bildiğim için böyle bir hediyenin onu mutlu edeceğini düşünmüştüm.

Şubat ayının sonlarında olmamıza rağmen hava bahar aylarındaki gibi ılıktı, serin bir bahar akşamını andırır gibi esen meltemler eşliğinde el ele sokakları geziyor, hiç bıkmadan, hiç sıkılmadan muhabbet ederek eğleniyorduk. Onunla olmanın en büyük avantajı da sadece sevgili olabilmemiz değildi. Onunla her şey olabiliyorduk, hem ciddi de olabiliyorduk hem de şakacı. İlişkimiz hiçbir zaman monotonlaşmıyor, aksine her geçen gün rutin gibi ettiğimiz muhabbetlerle bile heyecanını koruyordu.

Ve onu her geçen gün ne kadar çok sevdiğimi farkediyordum..

"..ve iddiayı kaybettiği için çocuğu oyuna getiriyor inanabiliyor musun?"

"Bu kitap şimdiden ilgimi çekti bak, haftaya kitapçıya gidip alalım bunu."

"Olur. Geçen gün aldığımız kitabın konusu daha da ilgimi çekti.." diye gevezeliğe devam edecektim ki aklıma gelen şeyle duraksadım. Toprak ne olduğunu anlamak istercesine sakince bana bakarken ben telefon ekranından saate baktım ve şokla gözlerim irileşti. "Eyvah! Konser birazdan başlayacak, geç kalıyoruz," dedim telaşla ona dönerek. Başını salladı ve elimi sımsıkı tuttu. "O zaman biz de geç kalmayacak şekilde gideriz!"

Ay Parçası |Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin