1. Bu Da Neydi?

762 27 31
                                    

Başlama tarihi bırakmak isteyenlere.. 20.01.2020

Hikayede minik bir sürprizim var sizlere, bazılarınız okudukça farkedeceksinizdir :)

İyi okumalar şimdiden <3

~

"Oh, she don't see the light that's shining
Deeper than the eyes can find it
Maybe we have made her blind
So she tries to cover up her pain and cut her woes away
'Cause cover girls don't cry after their face is made"

Şarkı söylemeyi kestim ve başımı iki yana sallayarak at kuyruğumun sallanmasına neden oldum. Aynadaki minnoş görüntüme kıkırdayarak elimdeki dudak nemlendiricimi masama bıraktım. Yatağımın üzerindeki okul çantamı aldım ve sırıtarak odamdan çıktım. Bugün üstümde ayrı bir enerji vardı ve bundan mutlaka birileri nasibini almalıydı. Ve bu kişi de tabii ki... "Uzay!"

Cırlamamdan ruhu bile rahatsızlık duymayan canım ikizim mışıl mışıl uyuyordu. "Uyansana ya! Geç kalacağız ilk günden okula!" Tamam, birazcık abartıyor olabilirdim çünkü daha 45 dakikamız vardı. Ama dedim ya hani, benim mutlaka birinin sinirlerini bozmam gerekiyordu..

Üstündeki pikeyi çekiştirmemle uykulu sesiyle oflayarak homurdandı. "Rahat bıraksana beni kızım, daha alarm bile çalmadı." Göz devirdim ve yatağına ayı gibi zıplayarak oturdum. Tabii ki de umrunda olmadı. Kendime ayı diyorum, bakın orjinali burada. "Ablan star bebeğim, baksana nasıl make-up yaptım!" dedim neşeli bir sesle. Buna karşılık kıçını bana döndü ve yastığı kulağına bastırdı. "Anırma başımın üstünde. Ayrıca senden 15 dakika büyük olduğumu sürekli hatırlatmam mı gerek?"

Moral nasıl bozulur?

Sinirle tıslayarak yatağından hışımla kalktım. "İyi be! Sen anca uyu, okulda da Ela'ya birileri yürüdüğünde sonra mal gibi kalırsın!" Yastığı başından çektiği sıra çantamı aldım. Sinirlendiğini hissediyordum. Son kozumu oynamam gerek. "Tipsiz habeş maymunu."

"Dünya!"

İkizimin de huzurunun içine ettiğime göre tabanları yağlayayım yavaştan. Kahkaha atarak tüy gibi yok oldum odasından. Arkamdan son hız kapıya kadar gelmiş, kapı eşiğinden, "Bunu yanına bırakmayacağım bücür!" diye bağırmıştı. Şimdi de umursamama sırası bendeydi.

Merdivenleri koşarak indim ve çantamı salondaki koltuğa atarak bu sefer de mutfağa daldım. Yetenekli canım ebeveynlerim beraber kahvaltı hazırlıyorlardı. "Günaydın benim efsane ailem!" Önce annemin yanaklarından öptüm. "Kuzum, sana da günaydın!" Gülümseyerek babama yöneldim ve ona sarıldım. "Babaların en yakışıklısı!" Babamın güçlü kolları beni sararken gülümseyerek, "Babasının Ay parçası," diye mırıldanmıştı güven verici bir sesle. Gülümsedim ve annemin hazırladığı kahvaltılıkları masaya dizmeye koyuldum.

Babam da kahveleri masaya koyarken, "Nasıl uyumuş benim prensesim?" diye sormuştu. Çektiğim sandalyeye oturuyorken kapıda Uzay belirdi. "O iyi uyumuş görüldüğü kadarıyla ama bencilliği başkalarına bu imkanı vermiyor." Somurttum. "Sen ne çabuk giyindin ya, gitmemle daha da uyursun diye düşünüyordum," diye söylendim alayla. Karşımdaki sandalyeye tünerken bana gözlerini kısarak uyuz uyuz bakmıştı. "Adamda uyku mu bıraktın sanki kızım."

"İkizinle düzgün konuş Uzay," diye uyararak yanıma oturdu babam. Uzay'ın yanındaki yerini alan annem de, "Oğluşumu niye uyutmuyorsun kız Dünya?" diyerek 'oğluşu'nun yanağını öptü. Al al sırıtıyor şimdi de, sinsi.. Kaptı tabii anne öpücüğünü. Dudağımı büzdüm mızmız bir şekilde. "Anne ben üvey miyim ya?" Babam bir kolunu boynuma sarıp beni savunma moduna geçti hemen. "Kızıma bulaşmayın siz, uykucular," dediğinde annem tek kaşını kaldırdı ona bakarak. "Hayırdır bey? Kızınla aynı obur olduğunu ne çabuk unuttun?"

Ay Parçası |Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin