Bölüm şarkıları:
Tuğkan - Civciv
Yaşlı Amca - Yıldızlara BakKeyifli okumalar!
Yeni bir dünya var, anlıyor musun?
Her şeyi geride bırakmak gerekiyor
Bir sabah kalkacaksın, arkana bakmadan..
-Oğuz Atay, Tutunamayanlar8.BÖLÜM
Mucizeler ve felaketler birbirine bağlanmış sıkı bir iptir, derler.
Yeterince felaket yaşadınız mı? Tamamdır, sıra mucizelerdedir.
Bugüne kadar geçirdiğim her yalnız ve sevgisiz günün ardından tamam derdim. Sıra mucizede.
Çünkü sevgisizlik ve yalnızlık benim için yeterince büyük felakettiler. Ama buna rağmen küçücük bir mucizeyle bile karşılaşmamıştım ve bunu sadece hak etmediğime yormuştum.
İyi bir insan değildim ki mucizeler bana uğramıyordu. Kötü bir insan da değildim bunu biliyordum ama yeterince iyi değildim demek ki..
Ama sonradan anladım ki sevgisizlik ve yalnızlık yeterli değilmiş felaketler için. Dahası olması gerekiyormuş.. Aşağılanmak, küçük düşmek, yaşanılan psikolojik ve fiziksel şiddet.. Tüm bunları babam yaşatmıştı bana. Görüştüğüm tek erkek olmamasına rağmen oruspu damgası bile yemiştim.
Bunları hak etmediğimi biliyordum mesela..
Şimdi tamamdı bence, yeterince felaket yaşadığımı düşünüyordum ve karşıma Çınar çıkmıştı. Beni babamın elinden çekip kurtarmıştı.
Benim mucizem.. Çınar olabilir miydi?
Gece boyunca bunları düşünüp ağlamaktan bitap düşmüştüm. O şekilde uykuya dalmış olmalıydım.
Şimdi ise birtakım sesler uyanmamı sağlıyordu.
"Ya uyandırayım işte ne olacak sanki? Öğlen oldu artık!"
"Sana hayır diyorum. O yorgun. Beni uyutmadın, bırak o uyusun."
"Ama abii!"
Sesler Çınar ve Eylül'e aitti.
Bir süre sonra sesler kesildi ve uzaklaştıklarını anladım.
Ellerimle karnımı yokladım ve hafif bir sızı dışında bir şey hissetmedim. Kremler işe yaramış olmalıydı. Gözlerimi ovuşturarak sırtımı yatak başlığına yasladım ve duvardaki saate baktım. Öğlen bire geliyordu. Baya uyumama rağmen uykumu almış hissetmiyordum. Başım zonkluyordu ve her yerim şişmiş gibi hissediyordum.
Yataktan kalkıp aynadan kendime baktım ve hislerimin doğru olduğunu gördüm. Yüzüm gözüm şiş şiş olmuştu. Buna yüzümü buruşturdum ve saçlarımı elimle tarayıp düzleştirdim. Ardından üstümü değiştirip kendi kıyafetlerimi giydim. Bunlar sadece babamı hatırlatıyordu. Bu kıyafetler üzerimdeyken bana tekmeler atmıştı..
Ahh, bunu unutmalıydım.
Bunu unutmalıydım..
Yatağı düzeltip derin bir nefes çektim ve kapının kilidini yavaşça çevirdim. Kapıyı açıp çıktığımda, karşı çaprazımdaki kapı açıldı ve biri çıktı.
Sarışın küçük bir erkek çocuğu.
Bu Çınar'ın bahsettiği diğer kardeşi olmalıydı. Çünkü Eylül'e çok benziyordu. Bir de gözleri Çınar'ın gözlerinin aynısıydı. Çekikliği, rengi.
Dümdüz bir şekilde yüzüme bakıyordu.
"Merhaba." dedim tereddüt ederek. Kaşlarını çattı ve soğuk bir şekilde "Merhaba." deyip arkasını döndü ve merdivenlerden inmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL ÇIKMAZI
RomanceBir ölümün ayırdığı yollarını, bir başka ölümün birleştireceğini kim bilebilirdi?