/Gece 03:45/
/Dark'ın anlatımından/Deponun önüne geldiğim zaman benden korkan korumaların çekilmesi ile kahkaha atıp içeri girdim. Ayağımdaki botlar her yere değdiğinde çıkan sesle herkes bana bakıyor ve korkarak uzaklaşıyordu. Benden korkmaları hoşuma gidiyordu. Bu şekilde çok fazla düşmanım olmuyordu.
Benim dışarıyı görebileceğim ancak dışarıdakilerin beni göremiceği odaya giriş yaptım ve adamlarımı çağırdım.
Jungkook ve Jimin odamın hemen önündeki camın orda durunca hafif selam verdiler fakat ben versemde beni göremediler o yüzden omuz silktim ve maske ile şapkamı kafamdan çıkardım."Efendim adamı bulduk. Şuan depoda sizi bekliyoruz." dedi Jungkook. Gülümsedim ve cama iki kere vurdum. Bunun anlamı tamam demekti. Onlar gittikten sonra siyah uzun swetimi üzerime, şakamı başıma kapatıp swetin kapşonlusunu başıma geçirdim. Maske, eldiven ve gözlükleri de taktıktan sonra elime siyah ok ve yay takımımı alıp dışarı çıktım. Korumalar anında beni sararken depoya ilerledim. Depoya girdikten sonra sandalyede azı yüzü kan kaplanmış adamı görünce yüzümde alaycı bir sırıtış oluştu.
Adam gözlerini yavaşça açtı ve bana tedirgince bakmaya başladı. Elimdeki oku yaya sabitledim ve yayı gerdirdim. Adamın karşısına geçip "çocuklara yaptığının bedelini ödediğini söylediler ancak bu bedel işgence ile ödenmez Bay Shin. Fakat ödiyebileceğin tek bedel ölüm" dedim alaycı bir tavırla. Adam anında gözleri sonuna kadar açılırken bana baktı ve ağzını aralıyarak kısık sesi ile "s-sen Dark'sın" dedi. Kahkaha atıp kafa salladım. "l-lütfen acıyın b-bana efendim. İ-istediğinizi yaparım l-l-lütfen" dedi. Bana yalvarması ile suratım aniden ciddileşirken oku tam kalbine nişan aldım ve okun parmaklarım arasından kayışını izledim. Ok adamın tam kalbine isabet edince acı çığlığı depoda yankılandıktan sonra yayımı sırtıma takıp adamlarıma, adamlarıma her zamanki gibi denize atabiliceklerini söyledim.
Depodan çıkıp Çukur'un asıl kaynağına doğru yol aldım. Burası herkesin pislik planlar yaptığı bi binaydı. Issız ve göz önünde olmayan bir mekandı. Kapıdan girdiğim andan itibaren sessizleşen ortam ve korkak gözler beni buldu. Masanın başına geçtim ve elimdeki suç dosyasına baktım. Agust D...
Tek çalışırdı ama arkasında elbetki birisi vardı. "Efendim Agust D'ye ulaşarak onu yaptığımız plana dahil etmeyi düşündük ancak sizin fikriniz herşey den önemli." dedi Hoseok. Gülümsedim maskenin altından ve konuşmaya başladım.
"Aguts D'yi bulmak zor ancak bunu başarabileceğini düşünüyorum Hosoek. Yeteneklerin her geçen gün beni dahada çok şaşırtıyor. Ancak Aguts D bizimle çalışmak istemezse bizzat onunla konuşucağımı söylersin." dedim ciddi ses tonumla. Hoseok minnettar bir şekilde baktıktan sonra ayağa kalktım ve sırtımdaki yayı çıkardım. Oku ucuna takınca herkesin gergin, korkmuş ve bedenleri titremeye başlamıştı. Benden bu kadar korkmaları bazen işime yarasada özümüzü unutmamak gerekiyordu. Oku masanın sondan 2. sıradaki adamın karnına hedef aldıktan sonra seri bir şekilde parmaklarımdaki oku serbest bıraktım. Herkes şaşkınlıkla bana bakarken korumalara dönüp "Bu haini depoya götürün ve konuşturun. Konuşmadan ölmesine izin vermeyin. Aramızda böyle hainler girince haberim oluyor dostlarım o yüzden sakın böyle bir şeye kalkışmayın. Şimdi Jimin, Jungkook ve Hoseok haricindeki herkes odadan çıkıyor ve evlerine gidiyor. İyi geceler "dedim.Sadece onları odada tutmanın nedeni uzun zamandır aramızda ve sağladıkları güven içindi. Onlara döndüm ve" Hosoek Agust D'yi 3 gün içinde bulmanı istiyorum. Jungkook sen ise vericeğimi adrese gidip gözcülük yapıcaksın. Jimin sen ise aramızda bilgi sızdırmaya çalışan kişinin işini hallet. Size güveniyorum arkadaşlar. " dedim. Hepsi gülümseyerek" teşekkürler efendim "dediler ve odadan çıktılar. Üstüme düşen yorgunlukla gizlice Çukur'dan çıkmış ve bar'a doğru yürümüştüm. Bu gün kafa dağıtmak istiyordum.
Ara sokaklardan birinde dikkat çekmemek için üstümdeki sweti, eldivenleri ve gözlüğü çıkarıp yere attıktan sonra ve ara sokakta yürümeye başlamıştım. Sokağın başından dönüceğim zaman duyduğum ses ile sese doğru yürümüş ve 10 kişinin dövdüğü çocuğa bakıp kaşlarımı çatmıştım. "10 kişiye karşı 1 kişi hiçte adil değil arkadaşlar." dedim alaycı sesimle. Hepsi aniden bana dönerken gözlerim yerdeki her halinden sarhoş olan çocuğa kaymıştı anlık. Üzerime gelen adamları sert hareketlerle dümdüz ettikten sonra duvarda sırıtarak ve minnet dolu bir şekilde bana bakan çocuğu es geçerek telefonumdan dövdüğüm adamları almalarını söylemiş ve duvardaki adama dokunmamalarınıda belirtmiştim. Adamı orda bırakıp eve girmiş ve kendimi uykuya bırakmıştım.
/Sabah 07:00/
/Yun'un anlatımından/Alarmın çalmasıyla söverek kalkmış ve banyoya girip rutinlerimi halettikten sonra dışarı çıkmış ve bugün yapmam gereken işleri aklıma not edip yürümeye başlamıştım. Aniden ara sokaktan gelen ses ile yönümü değiştirmiş ve ara sokağa girmiştim. Duvarın orada acı içinde kıvrılan adamı görünce yanına adımlayıp çenesinden tutup yüzüne bakmıştım. Gözlerini hafiften açıp şaşkınca yüzümü incelemeye başladığında arkamı gömüp yere çömelmiştim. İlk ne yaptığımı anlamaya çalışmış ve sonra ne yaptığımı anlayıp bir kolunu omzuma atmış ve berber ayağa kalmıştık. Evde kimsenin olmamasını fırsat bilerek onu eve kadar omzumda taşıdım.
Evin önüne geldiğimizde şifreyi çabucak girip içeriye doğru girmiş ve adamı koltuğa oturtmuştum. Masanın üstündeki ilk yardım çantasından batikon ve pamuk çıkarıp yüzündeki yaraları tek tek temizlemiş ve moraran yerlerine krem sürdükten sonra ağrı kesici vermiştim. Aç olduğunu düşünerek mutfağa geçmiş ve Ramen hazırlamaya başlamıştım.
Hazır olan Ramen'i tepsiye koyup salona ilerlemiştim fakat adam orda yoktu sadece bi kağıt vardı.
"Seni tanımak güzel Yun. Her şey için teşekkürler bir dahakine sana ramen borcum olsun. Kendine iyi bak"
Yakışıklı çocuk ~
Benim kim olduğumu nerden biliyordu?
Belkide her şey bilen birinin bu soruyu sorması saçmaydı ancak bazı soruların cevaplarının duyulmaya ihtiyacı vardı .~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Evet olaylar yavaştan başlıyor.
Umarım beğenmişsizindir.
Evde sıkılanlar için yazıyorum bu hikayeyi.
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın... 🍂Melodi ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur /MYG/
FanfictionÇukuruma herkesi çekerken bende o çukurda kayboluyordum. Yalanlar ve acılarla birlikte. Ancak bu odadaki herkes yalancıydı. Bazıları üzmemek için bazıları ise saklamaları gerektiği için yalan söylüyordu. Onların kim ve ne olduklarını en iyi ben bili...