9

220 33 10
                                    

/1 gün sonra /06:18/
(Dark'ın anlatımından)

Çocukları bir şekilde geri aldıktan sonra yurt dışına göndermiş ve güzel bir hayat sunmuştuk. Arkalarında hiçbir delile bile raslıyamazlardı artık. Önümdeki taşları itteliyerek enerjisi olmayan bedenimi hareket ettiriyordum. Ne kadar süredir uyuyamadığımı bile bilmiyordum.

Önümdeki taşa tekrardan sert bir şekilde vuruğumda taş birinin ayağına çarpmış ve durmuştu. Kafamı kaldırıp karşımdakine baktım. Bu o gün o adamların elinden kurtardığım çocuktu.
Yaraları iğleşmiş ve çok sağlıklı gözüküyordu. Bir kaç adım daha attı ve bana yaklaştı. "Agust D bana durumunu öğrenmemi söyledi." dedi. "neden soruyor?" dedim bir kaşımı yukarı kaldırarak. "ortağına bir şey olmasını istemiyormuş ha bu arada" dedi ve cebinden bir hap çıkardı. "bunu iç yarına bir şeyin kalmaz" dedi gülümseyerek. Maske takmaması tehlikeli değildi sanırım onun için. Ancak benimle biri onu görürse sıkıntı çıkardı. Cebimdeki siyah maskeyi çıkardım ve ona uzattım "benimle görünmemelisin hayatın tehlikeye girer." dedim maskenin altından hüzünle. Herkese bir şekilde pislik bulaştırıyordum. "sen yanımda olsa da olmasanda o günkü gibi yine dayak yiyebilirim adamım, sorun değil fakat maske ve beni kurtardığın içinde yinede sağol"dedi kafifçe omzuma vurarak. Ancak yorgun bedenim sarsılarak geri gitmişti." ben ilacı içsem iyi olur bu arada çukurda ki sorunları hallettik. Patronuna söyle her dakika çukurda bitmesin. Dedikodu dinler gibi yanımızda bitiyor." dedim şakasına kızgınlıkla. "Agust D öyledir ama orda olmasaydı kimliğin ortaya çıkabilirdi biliyorsun" dedi kaşını havaya kaldırıp. "haklısın eğer beni bayıldıktan sonra doktoruma götürmeseydi sıkıntı çıkardı. Kimliğimin deşifre olmasını istemeyiz." dedim kafamla kendimi onaylarken. "Bu arada bana 'V' de." dedi. "tanıştığıma memnun oldum V ancak seni bir daha sokak aralarında dövülürken görmek istemiyorum. Bu sefer seni kurtarmam haberin olsun." dedim dalga eder bir şekilde. Söylediklerim yalandı. Yine ve yine yardım ederdim ona. Telefonu çalınca benden biraz uzaklaşmış ve aramayı cevaplamıştı. Telefonda her ne konuşuyorsa ciddi bir şeydi. Aramayı küfür ederek sonlandırdıktan sonra" özür dilerim acil bi işim çıktı sonra yine konuşuruz dostum iyi geceler. "dedi ve koşarak arabaya binip uzaklaştı.

Geldiğim yoldan tekrar yürümeye başladım ve motosikleti parkettiğim yere gidip zinciri çıkardım. Zinciri küçük bagaja attıktan sonra gaza bastım ve oradan uzaklaştım.

Çukurun önüne geldiğimde herkes telaşla bana bakıyordu. Yine ne olmuştu.
İlerdeki topluluğu görünce hepsini itteliyerek geçtim ve karşımdaki televizyona baktım. Azım şaşkınlıkla açılırken diğerlerine baktım "biri bize şantaj kurdu. Çabuk herkes burayı boşaltsın. Eşyalarınızı alın ve kaçış kapısından çıkıp arabalara binin" dedim bağırarak. Herkes kaçış kapısına doğru hareket ederken odama girdim. Ok ve yay takımımı aldıktan sonra önemli dosyaları adamlarıma verip herkesin çıktığına emin olduktan sonra benzini her tarafa döktüm ve dışarı çıkıp ateşe verdim. 1 saate kadar herşey küle dönüşücekti ve kimse kalmicaktı. Tabi buraya gelmelerinide hesaba katarsak ağaçlar umarım yanmazdı.

Motoruma atlayıp öndeki araçları takip ettim ve hepsinin evine ulaştığını teyit ettikten sonra korumalarıma herkesin birbiri ile bağlantıda olmasını ve sahte kimliklerini kullanmalarını söyledim. Yeni bir yer bulana kadar tek tek kalmamız gerekiyordu. Herhangi bi otele geldikten sonra bi oda tuttum ve odama çıktım. Elimdeki bilgisayar çantasını açtım ve içinden bilgisayarı çıkardım. Bilgisayarı açtıktan sonra en yeni ve trent olan habere tıkladım ve izlemeye başladım.

"evet sayın seyirciler. Bu gün arazide toplamda 47 ceset bulundu ve hepsinin vücudunda siyah, üstünde Dark yazan oklar bulunuyordu. Agust D 'den sonra yeni seri katilin adının Dark olduğu düşünülüyor. Yakınlardaki bütün evleri araştırıcaklarını söylüyor ekipler. Dikkatli olun Dark hala tutuklanamamıştır. " dedi haber spikeri. Tırnaklarımı yemeğe başlamışken Daegu' daki terk edilmiş hastaneye gidebiliceğimi düşünerek tırnaklarımı rahat bıraktım ve Google'ye terk edilmiş ***hastanesini yazdım. Önüme çıkan bilgiler ile oranın tanıdık birine ait olduğunu görünce yüzümde sinsi bir sırıtış belirdi ve telefonumu alıp ekrandaki numarayı girdim.

Telefon açılınca karşıdaki adam namı diğer Rm "merhaba kimsiniz?" demişti. "haberlerden görmüş olman lazım Rm" dedim. "gördüm ve ne için aradığınıda biliyorum. Şimdi gelin yerleşin. Parayı sonra konuşuruz." dedi. "bunu diyiceği biliyordum." dedim. "Bu işlere ben seni soktum Dark. Abin sayılırım ve sana her zaman destek olabilirim bunu biliyorsun." dedi şevkatli sesiyle. Biliyordum o bana her zaman yardım ederdi. "teşekkür ederim abi" dedim ve telefonu kapattım.

Diğerlerinede haber verdikten sonra adamalarımı orayı temizlemesi ve düzenlemesi için gönderdim. Artık içim rahattı. Bilgisayarı kapattım, maskemi ve şapkamı çıkararak kendimi yatağa attım. Biraz dinlesem sorun olmazdı herhalde.

/18:09/
(Yun'un anlatımından)

Araba ile vardığım yere bir göz attım ve içeri girdim. Yeni iş ve yeni arkadaşlar umarım daha güzel bir hayata başlıyabilirdim. İçeri girer girmez herkes samimice bana bakmış ve gülümseyerek selam vermişti. Bende herkese aynı şekilde selam verdikten sonra müdürün odasına girmiş ve koltuklardan birine oturmuşum.

"merhaba ben Müdür Kim Chan sung. Tanıştığımıza memnun oldum Yun." dedi ve elini uzattı. "bende memnun oldum Bay Kim." dedim elini sıkarak. "burdaki insanlar kardeş gibidir. Sanada kardeş olurlar. Odan hazır aynı mevkiden devam ediceksin merak etme. Bizi seçmen çok mutlu etti bizleri. Senin gibi başarılı bir 1. Sınıf emniyet müdürünü burda görmek büyük bir onur." dedi. "teşekkürler efendim. İzniniz olursa işime bugün başlamak istiyorum." dedim gülümseyerek. "Bayan Yun size ev ayarladık. Buraya bir çok şeyinizi bırakarak geldiğinizi biliyorum o yüzden bunu kabul edin lütfen." dedi ve anahtarı uzattı. Çekindiğim için önce almadım fakat anahtarı avucumun içine bırakınca mahçup olmuştum. "Bay Kim bu çok güzel ancak be-" dedim ama sözümü kesmişti. "Aynı yaştayız Bayan Yun ve sizi anlıyabiliyorum. O yüzden şimdi evinize gidin ve yerleşin. Buraya gelen her polise bir daire elbetki veriyoruz. Herkes burdaki merkeze yakın bir sitede oturuyor. Merak etmeyin hepsi çok iyi insalar. Şimdi sana yeni asistanını gösteriyim. Kendisi yan komşunda oluyor. Eun Woo içeri gel. "dedi ve içeri uzun boylu, siyah saçlı ve polis üniforması giyen bi çocuk girdi." Bu konuşmayı önceden ezberlemiştim ama yine unuttum ben çıkıyim bir daha giriyim Bay Kim. "dedi ve eli ayağına dolaşmış bir şekilde kapıya doğru yürümeye başladı. Kendimi tutamayıp güldüğümde ise bana bakıp o da güldü. Oda kahkaha tufanına boğulmuşken Bay Kim'in sesiyle kahkahalar son buldu." Eun Woo artık Yun ile komşusun o yüzden sen bırak onu evine. Bayan Yun evin eşyaları var fakat değiştirmek isterseniz değiştirebilirsiniz. Eun Woo bu gün sende buraya gelme." dedi ve gülümseyerek bizi odadan kovdu. Garip bi adamdı her dakika gülüyordu. Ancak meslektaşlarına ev vermesi çok büyük incelikti.

Arabama binmiş ve Eun Woo'nun yol tarifini dinlemiştim eve gelene kadar. Büyük sitenin önünde durduğumuzda garaja arabayı park etmiş ve arabadan inip kapıları kitlemiştim. Eun Woo ile asansörle 2 katlı eve çıkmıştık. Eun Woo kendi evine giderken bir şey lazımmı diye sormuş fakat ben reddetmiş ve halledebiliceğimi söylemiştim. Kapıya anahtarı taktıktan sonra açıp içeri girmiştim. Herşey yeni başlıyordu...

Yeni ev
Yeni insanlar
Yeni iş yeri
Yeni bir başlangıç...
Daha ne isteyebilirim diye sordum kendime.
Fakat içimde neden hala kopan bir fırtına vardı??

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Yeni bölüm geldi arkadaşlar
Umarım beğenmişsinizdir
Bu kitabı gerçekten emek vererek yazıyorum ancak oy sayısı çok az bir bölüme en fazla 3 oy geliyor ve bu beni üzüyor.
Yorum ve oy yaparsanız sevinirim.
Diğer bölümde görüşürüz 🎶

Melodi~

Çukur /MYG/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin