11

199 32 1
                                    

/20:43/
( Yun'un anlatımından)

Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Ben hızlandıkça o da adımlarını hızlandırdı. Koşarak gözüme kestirdiğim ara sokağa girdim ve gidip çöp konteynırının arkasına saklandım. Bir süre bekledim adım sesleri uzaklaşınca olduğum yerden çıkıp geldiğim yönden geri çıktım ve eve doğru korkak adımlarla yürümeye başladım. Hastanedeyken o mesajları görmeseydim belkide beni takip edenin kim olduğunu bilemicektim.

Flasbeak

Elimdeki telefonda sayı ile kaydedilmiş bir çok kişi vardı. İsmi 1 numara olan kişi ile mesajlarının olduğu yere girdim ve okumaya başladım.

1-
Şuan onun yanındasın demi.

Kwang-
Evet efendim onun yanındayım.

1-
Durumu nasıl?
Önemli bir sorun yokmuş değil mi?

Kwang-
Hayır efendim
Stresten olduğunu söylüyor doktorlar
Ve bu günlerde fazla ağrı kesici ilaç almış.
Aslında bir de aldığı başka ilaç varmış.
Ancak doktorlar tek kelime etmediler.
Gizli bilgi olduğunu söylediler.

1-
Ona iyi bak Kwang ve her dakika takip et
Yeni görevin bu.
Ona bir şey olursa sana bunu ödetirim.

Kwang-
Yun'a neden bu kadar değer verdiğinizi anlamıyorum efendim.

1-
Bu seni alakadar etmez.
Dediğimi yap.
Bana her gün rapor et.

Kwang -
Tamamdır patron
(görüldü 21:00)

Flasbeak end

Evin içine girince rahat bir nefes verdim ve kendimi koltuğa attım. Takip edilme hissi insanı tedirgin ediyordu. Ancak Kwang'ın yaptığı şey bana zarar vermek değil korumaktı. Peki ya kimden koruyordu? ya da kim bunu ona yapması için söylemişti?. Rehberindeki herkesi sayı olarak kaydetmişti. 1 numaralı olan kişiye patron diyordu. Peki ya neden patronu beni korumak istiyordu?

Kafam daha fazla olayı kaldıramayacak hale gelince ellerimi başıma koydum ve derin nefesler almaya başladım. Jimin, Jungkook ve Hoseok. Peki ya onlar. Onların kaçmasına izin vermiştim Bunu öğrenirlerse mesleğimden men edilirdim.
Beni aşağılamışlar ve yanlarında istememişlerdi. Fakat ben onları senelerce elime almak için uğraştığım mesleğimi kaybetmek uğruna kurtarmıştım. Ağzımdan kısık bir "hah" çıkmıştı. Bu hayatta insana en çok acı veren hep en yakınlarıdır. Ne bekliyordum ki berber yaşlanmamızı mı?.

Evin terasına yürüdüm ve oradaki puflardan birine oturdum. Geceyi aydınlatan yıldızlar bana göz kırparken gülümsedim. Aslında çok küçük ve basit şeylerle insanlar mutlu olabiliyordu. Fakat insanlar büyük şeyler ile can yakmaya meyilli gibi davranıyordu. Hayat buydu işte. Giden arkasında kalan kişiyi önemsemez ve acı çekmesini umursamazdı. Ben hep geride kalan olmuştum. Fakat gülümsüyordum. Her şeye rağmen gülümsüyordum.

1 hafta sonra her şeyin farklı olucağını bilmeden gülümsedim.
Elime o kağıtlar geçtikten sonra ağlıyacağımı bilmeden gülümsedim.
O geceden sonra bir daha gülümseyemeyeceğimi bilmeden gülümsedim.

Çukur /MYG/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin