/5 gün sonra /
/Sabah 07:54/Bacağımdaki dikişleri aldırmıştım ve artık yürüyebiliyordum. Bu süreçte çocuklar bana bakmış ve yanımda 1 dakika bile ayrılmamışlardı. Beraber film izlemiş, karaoke yapmıştık. Uzun zaman sonra bu kadar eğlenmek beni kendime getirmişti. Şimdi ise merkeze gidiyordum.
Kulaklıktan çalan şarkı ile mırıldanıyor bi yandan da sıcak çayımı yudumluyordum. Merkeze vardığımda içeri girmiş ve bir kaç kişiye selam vermiştim. Odama geçtikten sonra masamın üstünde sadece 1 dosya görmemle şaşırmıştım. Üstüme geçirdiğim ceketimi çıkarıp çantamla berber askıya asmıştım. Kapımın çalması ile oturduğum koltuğumda doğruldum ve içeri giren Bay Jung ile hızlıca ayağa kalktım ve 90° eğildim.
"Yun bu senin yeni asistanın Park Kwang." dedi Bay Jung. Şaşkınlık ile gözlerimi büyütüp bakmaya başladım. "Bay Jung, Chen'e ne oldu" dedim merakla. "Üzülerek söylemek istiyorum ki ne yazıkki Chen'in izini kaybettik Yun. Hangi deliğe girdi inan kimse bilmiyor. Fakat Kwang işinde çok iyi merak etme. Sen burda yokken bir çok şeyle o ilgilendi." dedi gururlu bir ifade ile. "Peki efendim bilginiz için teşekkür ederim ve Kwang sanada yaptığın şeyler için minnettarım. " dedim. Bay Jung bizi odada yalnız bırakarak dışarı çıktı. Ben ise tekrar yerime oturdum.
Önümdeki tek dosyayı açıp bilgilere baktım. O sırada dibimde biten Kwang ile kaşlarımı çatıp kafasını hafifçe itteledim.
"Dibime girme. Eğer çok merak ediyorsan sandalyeyi çek ve yanıma gel. Birinin bana dokunmasından hoşlanmam Kwang." dedim sesimin tonunu sabit tutarken. Birşey demeden sandalyeyi yanıma çekti ve oturdu. Dosyada en büyük bar zincirine sahip olan adamın yapıcağı kaçak içki satılışından bahsetmişti. Bu akşam olucak satışı önelememiz ve bu sefer o adamı tutuklamamız lazımdı."ekipleri topla bu akşam adamı tutuklamamız lazım. En iyi polisleri al yanına. Herkes sivil bir şekilde aralarına giricek. Anlaşıldı mı asistan?" dedim. "Benim bi adım var Yun adımla hitap et bana" dedi. "Bana adım ile seslenebiliceğin kadar yakın değiliz asistan." dedim ciddi bir şekilde. "umrumda değil Yun. Operasyonda görüşürüz" dedi ukalaca. Sinirlerime hakim olmaya çalışarak elimle gitmesini işaret ettim. O odadan çıkınca masaya doğru yürüdüm. Tam oturucakken tekrar açılan kapı ile Kwang'ın neden kapı çalmadan girdiğini sorucakken gelen kişinin o olmadığını görüp çatılan kaşlarımı eski haline getirip içten bir tebessüm ile bana bakan Jimin'i elinden tutup geniş koltuğa oturttum.
Elimle saçlarını karıştırıp "Seni buraya hangi rüzgar attı Minmin." dedim. "Ayağın kötüydü bebeğim seni kontrole geldim tabiki." dedi yalandan kızar bir şekilde. "Sen beni merak etme iyiyim ben." dedim gülümseyerek. Başını bacaklarıma koyduktan sonra bacaklarını koltuğun kol kısmına koydu. "Hey burası ev değil. Biri gelse nolcak." dedim kızarak. "Hadi ama şuan ilgiye ihtiyacım var Jeon gereksiz Jungkook ve Jung yerinde duramayan Hoseok beni sattı." dedi mızmızlanarak. Kocaman bir kahkaha atıp saçlarını okşadım. "Onlara böyle dediğini söylemeli miyim Park dedikoducu Jimin." dedim. "Hey Minmin'ine kıyamazsın demi. Onlar bunu öğrense yakışıklı yüzüme neler yaparlar. Kızları bu yüzden mahrum bırakamam." dedi egosunu kabartarak. Saçlarındaki elimi durdurup alnına vurdum. "Yah acıdııı" dedi alnını sıvazlayarak. "Sevgilin varsa bize mi söylemiyorsun yoksa?. Valla kırarım kafanı." dedim sinirli bir şekilde. "Sevgiliye gerek yok be gülüm. Bekarlık sultanlıktır." dedi dalga geçerek. Birbirimize anlamsız bakışlar atmaya başlarken yinr kahkahayı bastık.
Açılan kapı ile kahkahayı kesip Kwang'a baktım. Jimin'i kalkması ile bende ayağa kalktım Kwang'a sorar bakışlar atmaya başladım." Yun operasyon için plan hazır. Sana planı anlatmaya gelmiştim."dedi.
" Tamam sen otur. "dedim.Jimin'e sarılıp yanağını öptükten sonra" Jungkook ve Hoseok'a söyle seni yalnız bıraktıkları için market alışverişini onlar yapıcaklar. Sende odanı topluyorsun. Sıkılıyorsan odamdan bilgisayarımı alabilirsin. "dedim gülümseyerek. El sallayarak odadan çıktıktan sonra bana sırıtarak bakan Kwang'ın yanına geçtim.
" Bay Jung bana sevgilin olduğunu söylememişti. "dedi." Bu seni ne alakadar eder. "dedim öfkemi kusmamak için kendimi zor tutuyordum. Böyle ukala insanlardan nefret ediyordum." Gözümün önünde flörtleştiniz de ondan sordum "dedi." O benim çok yakın arkadaşım hatta kardeşim asistan. Özel hayatım seni ilgilendirmiyor. Şimdi bana planı anlat. "dedim sinirimi içime atıp." C bloktan gelicek mallar ve D bloğa gönderilecek. D bloğun garajına mallar bindirilicek. Oradanda *** Bar'ına aktarılacak. Biz önceden C bloğa gidicez ve onları orada basıcaz. D bloğundaki adamlarımız ve sende patronu yakalıyacaksınız. Bunu gizli olarak yapıcaz ve kimse anlamadan onları tutuklamış olucaz. "dedi." Bu kadar bilgiyi nereden biliyorsun?. "dedim şüphelenerek." Bir kaç kişi bilgilere ulaşmış ve merkeze aktarmışlar. "dedi.
Başımla onu onayladım." akşam 11 gibi operasyona başlıyacağız. Bay Jung
10 buçukta burada olmamızı istedi. "diye ekledi. Merkezdeki bir kaç işimi halettikten sonra hırkamı giyindim ve merkezden çıktım.Daha zaman olduğu için eve doğru yürümeye başladım. Her zamanki gibi gürültülü olan evin şifresini girip içeri girdim. Her zamanki halleri ile ortalığı duman eden 3lü o kadar eğleniyorduki hırkamı çıkarıp koltuğa attım ve onlar gibi dans etmeye başladım. Beni gördüklerinde dahada coşup zıplamaya başladılar. Çılgınca dans ediyor ve şarkıya eşlik ediyorduk.
Şarkı bitince kendimi koltuğa attım ve derin nefesler almaya başladım. Bela 3lü de kendini yerlere attıktan sonra kahkaha atmaya başladık delice. Bu enerjik hallerine bayılıyordum. "çocuklar operasyona çıkıcam bu akşam haberiniz olsun gece geç gelicem." dedim. "Hadi ama işi geri döner dönmez neden operasyona gitmek zorundasın." diye yakındı Hoseok. Gülümsedim "Merak etme sincabım ben turp gibiyim. Bana bir şey olmaz." dedim sanki süpermen mişim gibi elimi havaya kaldırarak.
Aklıma gelen şeyle ayağa kalkıp "Hey aklıma gelmişken siz ikiniz." dedim Jungkook ve Hoseok'u göstererek. "niye benim civcivimi yalnız bırakıyorsunuz. Çocuk sıkıntıdan benim yanıma geldi." dedim. "Ne bilelim biz evden çıktığımızda o uyuyordu." dedi mızmızlanarak Jungkook. "Uyandırabilirdiniz işinize gelmemiştir Jeon gereksiz Jungkook ve Jung yerinde duramayan Hosoek." dedi Jimin. " Jimin kaosu sen başlattın valla ben bir şey yapmadım." dedim geri çekilerek. "Ben daha demin ne dedim ya."
ne dediğini yeni anlamış olan Jimin diğerlerinin gazabına uğramış ve gıdıklanarak işgenceye tutulmuştu.Oradan uzaklaşarak odama girdim ve bilgisayarımı Jimin'i almış olduğu aklıma gelirkenken Jimin'i odasına girdim ve bilgisayarı bu dağınık odada nasıl bulabiliceğimi düşündüm. Ancak gözüme çarpan telefon ile kaşarlarımı çatıp yerden telefonu aldım. Bu telefon bu evdeki kimsenin değildi. Buna emindim. Telefonun şifre ile açıldığını görünce yerine bıraktım ve bilgisayarımı alıp odadan çıktım.
Bazı şeyleri bilirken söyliyememek çok acınasıydı.
Bu doğrularını da kaybediyor gibi hissettiriyordu.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Evet arkadaşlar yeni bölüm geldi.
Bu bölümde Agust D'den bahsetmedim.
Yavaş yavaş olaylara giriş yapıcam.
Tahminimce 20 bölüm felan sürücek sanırım.
Ancak elimden geldiğince sizi sıkmadan yazmaya çalışıcam.
Umarım beğenmişsinizdir.
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim
Bir sonraki bölümde görüşürüzMelodi ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur /MYG/
FanfictionÇukuruma herkesi çekerken bende o çukurda kayboluyordum. Yalanlar ve acılarla birlikte. Ancak bu odadaki herkes yalancıydı. Bazıları üzmemek için bazıları ise saklamaları gerektiği için yalan söylüyordu. Onların kim ve ne olduklarını en iyi ben bili...