7

237 36 0
                                    

/22:15/
/Yun'un anlatımından /

Biraz sonra çıkıcağımız operasyon için hazırlanıyorduk. Yeni tanıdığım Kwang profesyonel bir şekilde bana yardımcı oluyor ve fazlasıyla dikkat çekmeye çalışıyordu. Her dakika gözüm onun üzerinde olsada hiçbir şekilde açık vermiyordu.

Üstüme giyindiğim sivil kıyafetler beni tanınmaz hale getirmiş ve içlerinde beni tanıma olanağı olan kimsenin beni fark etmemesini sağlamıştı. Pantolonumun içine silahı gizledikten sonra üstüme siyah kapşonlu giyinmiş ve diğerlerinin yanına yürümüştüm.

"çocuklar her zamanki gibi kendinize dikkat etmenizi istiyorum. Adamlar sadece kaçakçı ve diğer operasyonlara göre az kişi değiller. Mafya gibi düşünebilirsiniz. Anlicağınız her yerde kamera var ve izleniyorsunuz o yüzden hareketlerinize çok dikkat edin." dedim.
" Yun saat buçuğa geliyor yola koyulmamız gerekiyor"dedi Kwang. Hala bana adımla seslenmesine sinirlensemde sustum ve başımla onayladım.

Tek tek arabalara bindik ve yola koyulduk. Geldiğimiz sitenin uzağında arabadan inip C bloğa ayrılarak yürümeye başladık. Hepimizin elinde olan kartı önümdeki siyah takım elbiseli adama gösterdikten sonra kolayca içeri girdik. Tek tek hareket ettiğimiz için kimse anlamamıştı. C bloktan kasa kasa götürülen içkileri taşımakta yardım edenlerin arasına karıştım ve bende kasa taşımaya başladım. D bloğa girdikten sonra burdakilerin başı olan adama göz ucuyla baktım. Fakat adam konuşmayı bitirmiş ve odaya girmişti. Görüş açıma Kwang girince başımla onayladım işaret verdim. "Şimdi" dedim bağırarak.

Diğerleri adamları oyalarken ben ve Kwang adamın olduğu odaya girmiş ve silahımızı ona doğrultmuştuk. Adam şaşkınlıkla baktıktan sonra bağırıcakken üstüne atlayıp yumruk atmıştım. Adamla kavga ederken Kwang araya girmesi ile adam pes etmişti. Adamı kelepçeledikten sonra telsizden diğerlerini kontrol etmeye başladım "hepiniz hallettiniz mi?" dedim. Bütün telsizlerden onay sesi gelince tutukladığımız adamla birlikte diğerlerinide polis aracına bindirdikten derin bir defes aldım ve Kwang ın olduğu arabaya bindim. Merkezdeki 3 saatlik süren işim bittiğinde bende bitmiştim.

"seni eve bırakmamı ister misin?" dedi yorgun sesiyle. Bu gün arabamı almadığımı hatırladım ve başımla onayladım. Çok halsizsim ve yürüyerek gitmek gibi bir amacım yoktu. Yol boyu evi tarif ettim onun haricinde hiç konuşmadık. Evin önüne gelince arabadan indim. O sırada dışarı çıkan Jungkook beni fark etmiş ve yanıma hızlı adımlarla gelmişti. Kwang'a doğru döndüm ve "teşekkür ederim" dedim. O da gülümseyerek gaza basıp gitmişti. Bu çocuktan hala haz etmiyordum.

"O adamda kimdi Yun. Operasyonda değil miydin sen?" dedi sorgulayıcı bakışları beni delip geçerken. "Yeni asistanım. Operasyondan şimdi çıktık ve ben çok yorgunum Jungkook." dedim başımdan savarak. Jungkook "tamam" dedi hala ciddi çıkan sesiyle. Asıl o bu saatte nereye gidiyordu. "peki sen bu saatte nereye gidiyordun beyfendi" dedim. "dolaşmaya çıkıcaktım" dedi gözlerini kaçırarak. Ne zaman yalan söylese gözünü kaçırırdı Jungkook. Kafamı salladım ve şifreyi girip eve girdim. Jimin ve Hoseok bilgisayara gömülmüş ve ciddi bir şekilde bir şeylerle uğraşıyorlardı. Odama gidip duş aldıktan sonra pijamalarımı giyindim ve çocukların yanına geçtim. Bilgisayara dikkat kesilmiş iki adamın arkasına geçip ellerimi kafalarına koyup "böö" diye bağırdım. Ancak tepkileri ilk defa ters bir şekildeydi. Hoseok bilgisayarı hızlıca kapatmış ve burnundan soluyarak bana dönmüştü. Jimin ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Bi anda ikiside beni azarlamaya başladıklarında gözlerim dolmuş bir şekilde onlara bakmaya başlamıştım. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen. Aptal mısın. Gecenin bu saatinde ne diye korkutursun ki. Artık çok olmaya başladın. Şu huyundan vazgeç. İnsanları korkutman komik değil " dedi Hoseok bağırarak. "ciddi bir iş yapıyoruz. Fatketmiş olmana rağmen çocukça hareketler yapman aptallık. " dedi Jimin'de. Artık gözyaşlarım durmadan akıyordu. Bu dedikleri çok ağırdı. 2 side odalarına hızlıca gittiklerinde arkalarında paramparça olan bir ben kalmıştım.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
/ 05:13/
(Dark'ın anlatımından)

Sinirle Çukur'daki odama girmiş ve bütün planı berbat eden kişiyi türlü işgencelerle öldürmek istemiştim. İçki kaçakçılığı dün 11 civarlarında yapılıcaktı ve biz bunun için amatörleri aralarına göndermiştik. Fakat polisler orayı basmış ve gönderdiğimiz 10 kişiden 6'sını yakalamışlardı. Sinirle hırkayı çeneme kadar örtmüş ve maskeyi iyice yüzümü kapatıcak şekilde takmıştım. Gözlüğü takmaya vakit bile bulamadan uykusuzluk ve sinirden kızaran gözlerimi etraftaki herkeste gezdirmiştim. Herkes şaşkınlıkla bana bakıp önlerinde eğiliyorlardı. Hızlı hızlı yürürken kolumdan tutulmam ile kanlanmış gözlerimi karşımdaki minik gözlerle birleştirdim. Agust D karşımda kaşları kalkmış bir şekilde yüzümün tek açık yeri olan gözlerimi inceliyordu. Korumalar silah doğrulttuğu zaman "Agust D odama geç ben gelicem. Sizde lanet silahlarınızı indirin ahmaklar" dedim bağırarak. İlk defa onlara hakaret ediyordum. Hepsi ürkerek geri çekilmişti. Agust D nin hala tuttuğu kolumdaki elini nazikçe ittirmiş ve parmaklarım ile burun kemerimi sıkmıştım. Hızlı adımlarla toplantı odasına girdim ve amatörlerin başları olan Hoseok, Jimin, Young ve Hyun'u çağrımıştım.

Odaya girdiklerinde 4 saat önce onları azarladığım için gergin bir şekilde içeri girmiş ve oturmuşlardı. Tam konuşmaya başlicakken odaya Agust D girmiş ve derin bir nefes almıştım. Bu adam odaya git ne anlamıyordu. "Lütfen kenarda otur ve beni bekle" dedim sesimin tonunu ayarlayarak. Omuz silkti ve kenardaki koltuklara oturup bana dik dik bakmaya başladı. Takmadım ve önümdekilere döndüm "Siz nasıl olurda o 6 kişiyi oradan çıkartamadınız. Hani hepsi bilgi toplamış ve geri dönmüştü. Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz." dedim bağırarak. Sesim olduğundan daha yüksek çıkmış ve ses tellerimi acıtmıştı. "Lanet herifler bir şey desenize" dedim tekrar bağırarak. Hiçbirinden ses çıkmıyordu. Yaptıkları hata sonumuzu getirebilirdi. 6 kişinin kimlikleri tam olarak değiştirilmemişti ve kim oldukları gözüküyordu. Artık onların buraya gelmesi bile imkansızdı. Amatör olsalarda buraya girmek zordu ve eksiğimiz vardı. "Bana bakın" dedim hiddetle. Hepsi başlarını kaldırıp benim kanlanmış ve sinirden şişmiş gözlerime baktılar. "6 kişi kayıptayız ve 1 ay önce 20 adamımızı kaybettik. Artık adam bulmak zor ve ben size güvendiğim için onların sorumluluğunu size verdim. Peki siz ne yaptınız. Onlar oradan çıktı diğelim. O adamlar onların peşlerini bırakıcakmı sanıyorsunuz. Onlar azından bir şey bile kaçırsa bu bizim sonumuz olur. Hadi konuşmadı diyelim o zamanda öldürürler ve dahası hepsi sizin suçunuz. Bana yalan söylediniz. "dedim elimi masaya vurarak.

" Şimdi hepiniz çıkın gidin ve o çocukların kimliklerini hazırlayın. Amerika'ya gönderin ve izlerini kaybettirin. O çocuklar ölürse sizi kovarım. Duydunuz mu beni?!! " dedim son cümleyi sesimi yükselterek. Hepsi tek tek odadan çıkarken görüntüm kararmış ve yere düşmüştüm. Agust D koşarak yanıma gelmiş ve kolumdan tutmuştu. Beni ayağa kaldırıp odama götürmüş ve koltuğa yatırmıştı. Vücudumdan su gibi terlerin aktığını hissettim. Agust D elini anlıma koymuş ve kaşlarını çatarak "sen yanıyorsun" demişti. Bilincim kapanmadan önce "Kimsenin yüzümü görmesine izin verme" demiştim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Evet arkadaşlar yeni bölüm geldi :)
Bu kitabı eğer beğeniyorsanız
Acımasız PJM kitabımı okuyabilirsiniz.
Konuları benzer ancak aynı değil kesinlikle.
Oy ve yorum atmayı unutmayın.
Sizleri seviyorum ❤️
Yeni bölümde görüşürüz 🦋

Melodi~

Çukur /MYG/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin