22. Bölüm "Sen"

15.9K 1.3K 1.1K
                                    

Bölüm Şarkısı: The Fray: You Found Me

(Dinlemeden okumayın ha.)

---

Tensel temas denilen şey insanın yaşamını acımadan sikip atan şeylerden biriydi. En azından benim hayatımda. Son acısını bundan bir yıl önce tattırmıştı ve izleri vardı hala üstümde. Zar zor görünen dikiş izlerim ve günden güne eriyen vücudum gibi.

Bir diğeri bugün doğrudan Jongin'in parmaklarıyla benim buz kesmiş ellerim arasında, ve siz kardeşsiniz girişiyle bu eylemi durduran birinin gözleri önünde gerçekleşmek üzereydi.

Yani sonuç olarak gerçekleşmemişti. Tam olarak.

Benim gözlerimin çevrilmesiyle Jongin de sol taraftan gelen sese yönelmişti. Ve o sırada elini yavaşça geri çekmek zorunda kalmıştı. Sesin sahibini iyi tanıyordum.

"Sehun?" dedim o basılmış ses tonumla. O sırada onun gözleri hala Jongin'deydi.

"Selam Jongin. Üzgünüm Baek'i alıyorum, sevgilisi geri döndü de."

Siktir.

Nasıl yani?

"N-ne?" Sehun gözlerini Jongin'den bana çevirdiğinde bir süre durup düşündükten sonra fısıltı gibi çıkmıştı ağzımdan. Kulağımdan beynime ulaşana kadarki süre yıl gibi gelmişti. İçinde bulunduğum durumla Sehun'un söylediği o kadar tezattı ki. Açık kalmış ağzımla ona bakarken Jongin'in orda olduğunu bile unutmuştum.

"Doğru duydun, hadi gidelim!"

Benim donup kaldığımı görünce kıpırdatmak için kollarını devreye sokup oturduğum koltuktan kaldırmıştı beni. Kalkarken Jongin'in yüzüne bakma fırsatı bulabilmiştim. Koyu buğday teni bembeyaz olmuştu sanki. O da anlam verememiş, Sehun'a ve bana bakıyordu.

"Sonra görüşürüz Jongin-ah!" Sehun beni çekiştirirken aceleyle Jongin'e veda etti.

"Sehun ciddi misin sen?" Koridorda yürürken çıkış kapısına yaklaştığımızda donuk bakışlarımı yerden ona çevirmiştim şokla.

"Hayır elbette." Yürürken ifadesizce bana baktı. "Seni Jongin'in ellerinden kurtarmak için söyledim. Baksana abayı yakmış hepten."

"NE?" Kolumu çekip bahçenin ortasında Sehun'u yakasından ittim. "Şaka mı yapıyordun? Bunu mu buldun kullanacak piç?"

Gülümseyerek yeniden yaklaşıp sırtıma elini attı ve yürümeye devam etti. "Ne var bu kadar etkilenecek? Hem inandın mı gerçekten? Tahminimden daha safsın pororo."

Hiçbir şey yokmuş gibi gülümseyip yürümeye devam etmesine hayretle bakıyordum. Sehun bu kadar düşüncesiz değildi. Canımın acıyacağını bile bile böyle bir şey yapacak kadar ahmak olamazdı.

"S-sehun inanamıyorum." Kampüsten çıkmaya yakın tekrar durup dişlerimi sıkarken tısladım. "Bir süre gözüme görünme. TAMAM MI?!"

Kolundan kurtulup tek başıma yurda dönmek üzere yürümeye devam ettim. Şoku atlatıp sevinmek üzereyken bana eşek şakası olduğunu söylüyordu. Sehun'un esprileri aleyhimde bile olsa hep iyi olurdu normalde ama bu çok fazlaydı.

"Heey! Beni bekle birlikte gidelim." Ses tonunda durumdan en ufak bir etkilenmişlik yoktu. Aynı şerefsiz tonla bağırıyordu yine.


"SİKTİR GİT BEYİNSİZ PİÇÇ!!"


Arkamı dönmeden ve etrafımdaki insanlara aldırış etmeden boğazım patlayana kadar bağırıp adımlarımı hızlandırdım. İki yumruğum da sıkılı, sinirden morarmış bir yüzle yurda yürüyordum. Arkamdan geldiğini hissettiğim adım sesleri sinir kat sayımı daha da artırıyordu.

Channie SaysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin