^^ İyi okumalarr canlarımmm ^^
ÖNEMLİ NOT : Olaylar ve kişiler hayal ürünüdür.
!! DÜZENLENMİŞTİR !!
* 14. Bölüm : Yanan İzlerin Külleri *
"Yokluğun varlığı nefesdi..."
Bir zaman gelir her şey değişir. Kilometrelerce uzaklık sıfıra iner. Bütün duygular aynı anda hissedilir , kalbin yükü artar önce ciğerlerin nefesi reddeder ve bütün organlar durur. Sonrasında parçalar kalır sana canını yakan parçalar senin parçalarındır aslında. Leyalin varlığı yetmez artık ruhuna bir ışık bekler durursun ama zaman vermez onu sana. Değişen duygular olmaz yalnızca , her sey değişir aslında sen bilmeden görmeden anlamadan olur herşey. Bir bakmışsın yeni maceralar yeni insanlar. Ve o an geldi , şu an yaşıyorum...
Gecenin varlığı yetseydi insana , ışık olmazdı dünyada. Korkular olmaz , ruhlar acımaz ve insanlar ölmezdi kimsenin uğruna. Gece karanlığını kaybetmeyi göze aldığından insan fedakarlık etmeyi öğrenmişti.
Bir okul sonuna daha gelmiştik. Hazan'ın anlattıklarımdan dinmeyen neşesi benim hissetiğim sessizlikle eş değerdi. Emir'in şüpheci bakışları üzerimizden gitmezken bugün onunla gitmeye karar verdim. Arabaya ilerlerken Pamir ile göz göze gelmiştik çenesini sola çapraz eğerken sebebini anlayamamıştım. Arabaya bindim düşünmekten bir gün aklımı kaybedecektim o olacaktı.
Evin önüne geldiğimizde Emir gülümsemesiyle inmemi bekledi ben de ona gülümsedim ve indim hemen arabadan umarım belli etmiyorumdur. Bahçeye girdiğimde Emir giderken biraz bekledim. Derin bir nefes aldım ve çıktım girdiğim bahçeden. Kim bilir yine ne macera yaşayacaktık? Yine ne belalar açılacaktı başıma? Babamın davası ertelenmişti ve bu bizim için büyük bir avantaj olmuştu. Buna sevinmem çok saçmaydı evet ama onu kurtarmak için vaktim oluyordu en azından. O gün flasbellegi havuzda kaybetmeseydim bugün bunu yaşıyor olmayacaktım. Sürekli başıma bela acılmayacaktı belki.
Ümidimi kaybetmeyecegim , ilk kez ümit etmeyi etmemekten daha çok önemli görüyorken kaybetmeyecek ve babamı o hapishanede bırakmayacağım. Binaya varmama az kalmıştı sonunda. Nasıl geldiğimi ben bile anlayamamıştım. Binanın merdivenlerini hızlı hızlı çıktım nefes nefese kalsamda burada da çok vakit kaybetmek istemiyordum.
Onlar görüş açıma girerken bana gülümseyen tek kişi Mertti. O da gerçekten sinirliyken sinirliydi de onlar gibi sert durmayı seçmiyordu. Ece zaten sevmiyordu beni bende onu sevmiyorum duygularımızın karşılıklı olması ne hoş. Mirza her zamanki tepkisi tepkisizlik ve Pamir'in dinmeyen öfkesi. Işte doğru yerdeydim.
Onlara doğru ilerledim ve sordum "Şimdi ne yapıyoruz?" Bütün gözler Pamir'i bulurken düşünüyordu yere bakan gözleri bunu anlatıyordu.
Otuz dakika geçmişti şimdiden hala bir fikir bulamamıştık. Ben fikir üretmemiştim hiç aklıma doğru düzgün belasız ve zararsız bir çözüm gelmemişti. Ece'nin attığı fikiri düşündüm. "Beren gitse konuşsa istese ya da yine geçenki gibi yapsak onu etkilemeye çalışsa falan olmaz mı?" Mirza tepki göstermezken Mert düşünüyor gibiydi ben bilememiştim. Tehlikeli olur muydu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK LAMBASI - 19.04
ActionZaman bir döngüdür. Bazen bir dairenin etrafında dönen iki çubukta , bazen geçmişin ve geleceğin aynı eksende döndüğü iki çarkta. Yelkovanı yaralayan akrep , geçmişe vurduğunda gelecek kanlar içinde kalmıştı. Babasını hapse tıkmak isteyen bir savcı...