İyi okumalar sevdiceklerimmm ^^
ÖNEMLİ NOT : Olaylar ve kişiler hayal ürünüdür.
Medya : Sena Şener - Bak bana 🎶
_____________
* 20. Bölüm : Bir Takip Meselesi *
"O gök mavi, bense kara..."
Hayal kırıklığı, bilinmezliğin verdigi her anın şiddeti artırırdı bu duyguyu. Bir sürü beden aynı anda yaşar bu duyguyu ruhun çekildiğini hisseder bazıları o an ölmeyi diler ve olmaz. Bedenini seven insanoğlu ruhun güzelliğini seyretmediginden asıl güzelliğin ne olduğunu bilmez. Hayal kırıklığının yaşattığı acı ruhta hissedilir o acı bir rüyadaki acıdan farksızdır , hissettiğini zannettiği acıyı uyandığında hiç var olmadığını anlar gibi hisseder beden. Ruh insanın anahtarıdır , kalp kilidi , beyin açma yeteneğidir. Bunlar bilinmedikten sonra hiçbir acı rüyadan farksız kalmaz.
Bir rüyanın gerçekliği kadar sorgulanmalıydı insan , bir kalbin acısı umursanmalı ve dinmeyen öfkeler durmalıydı yoksa hiçbir can mutlu olamayacaktı.
"Sessiz olun." Mert fısıldayarak ben ve Ece'ye konuştuğunda Ece elimi tutup yönlendirdi beni.
Mirza'da ayaklanmıştı , elindeki bıçağa bakarken Mert'in de elinde sopa olduğunu görmüştüm. Aşağıdan gelen seslerle hepsinin neden bir anda bu tepkileri aldığını anlamıştım. Ece beni bir üst kata çatıya çıkardığında sessizce merdivene oturdu ve kulağını oraya verdi.
Islık çalıyordu biri.
Sesler Pamir'lerin katına gelmişti , Ece işaret parmağını dudağının üzerine koyduğunda başımı salladım. Kim gelmiş olabilir de böyle bir tepki verdiler? Seslere odaklandım toplamda 6 ayak sesi duymuştum. 4'ü sert ikisi ince , topuklu sesiydi bu da kızlarında olduğunu kanıtlıyordu. Ayak sesleri durdu ve artık konuştular.
"Vay vay vay! Baba parasının hikmetini görüyor musun Tolga? Bizimki çöplük gibi kaldı bunlar utanmasa ev yapacaklar." diyen sese kulak verdim. Konuşan ses biraz tanıdık gelirken kendi kendime saçmaladığımı biliyordum ben onlar dışında kimseyi tanımıyordum ki benzetmiştim büyük ihtimalle. Ece bir adım daha attı aşağıya doğru az kalsın kayacaktı ki kolundan tutup geriye çektim onu. Bana gülümsediğinde o kadar şaşırmıştım ki bunu anlatacak kelime bulamıyordum şu anda. Gülünce çok güzel oluyordu ama o sürekli somurtuyordu , neden?
Merdiven boşluğunda ağır ağır ilerlerken sanki hazırlanmaları için zaman tanıyor gibilerdi. "Yazık ölü adamın ardından parasına konmuş derler adama , değil mi Pamir?" Kapıdan girdiklerini ismiyle hitap ettiklerinde anlamıştım.
"Ne işin var lan senin burada?!" Bu ses Pamir'e aitti. Sinirliydi ve çekinmeden belirtiyordu karşısında her kim varsa. Kim gelmişti sahiden? Pamir'in kısa kahkahası kulaklarıma vurduğunda orada olup bunu göremediğim için bana küsen ateş böceklerim vardı. "Yoksa baskına mı geldin?" Pamir'in iğneli ve küçümseyen ses tonunun rahatsız ediciliği bana kadar geçmişti. bu da karşısındaki kişiyi merak etmeme sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK LAMBASI - 19.04
ActionZaman bir döngüdür. Bazen bir dairenin etrafında dönen iki çubukta , bazen geçmişin ve geleceğin aynı eksende döndüğü iki çarkta. Yelkovanı yaralayan akrep , geçmişe vurduğunda gelecek kanlar içinde kalmıştı. Babasını hapse tıkmak isteyen bir savcı...