one

25.9K 1.7K 1.7K
                                    

Bu kitaba büyük bir hevesle 2019'un ortalarında başlamıştım sanırım... 4 yıldır bitmedi. Bitmiyor, YAZAMIYORUM. Bir ara öyle dura dura, bir ara da arşivde çürüyordu. Biraz deli bir kitap olduğu için yazmak gerçekten zor ya da ben büyüdüm bilmiyorum wosmwkdks.

Yeni okuyacaklar için merhabalar, eski okuyucularım içinse hep buradaydınız, teşekkür ederim çünkü bu uyduruk kitabı seviyorsunuz.

Ben de sizi çok seviyorum!!!

İyi okumalar.

(Çok bir değişiklik yapacağımı düşünmüyorum)

!!!

Ben Jeon Jungkook.

Bugün itibariyle 25 yaşındaydım ve yaşadığım 25 senenin 24'ünü ailemi mutlu etmek adına harcamış, gençliğimi, çocukluğumu ya da başka şeyleri hiçbir şekilde doya doya yaşayamamıştım.

Aslında hiç yaşayamamıştım.

İşte ben, Jeon Jungkook'tum. Tek çocuktum, tek erkektim. Tam olarak onların kölesiydim.

Öyle ki şimdi girdiğim 1 eylül gecesinde yeni yaşımın ilk demlerinde bana arkadaşlarım değil, -çünkü ailem yüzünden yoklar- odamın kenarında ki kocaman peluş, bilgisayarım ve yeni ama oldukça ani kararlarım eşlik ediyordu.

Ne gibi kararlar mı?

İşten ayrılmak ve oldukça yeni şeylere atılmak gibi.

Yani oradan bakılınca bunun nesi ani ya da yeni diye düşünülüyor olabilirdi çünkü sanırım diğer insanlar için bu durum normaldi, belki de gülünçtü? Bilmiyorum, tek bildiğim benim gibi biri için bu oldukça ani, gerici ve korkunçtu.

Ödüm kopuyordu. Benim baba faktörüm, hayır hayır, benim aile faktörüm normal değildi. Onlar olağandışı bir zihinlere sahiplerdi. Bu yüzden ben kestiremiyordum, bu aldığım kararımın nelerimi mahvedeceğini bilemiyordum ve bu bilinmezlik beni soğuk soğuk terletiyor, tatil için geldiğim aile evimi iyice zindan ediyordu.

Henüz hiçbir şey uygulamamıştım kararıma dair ama sanki şimdiden mahvolmuştum.

Neden bu kadar korkuyordum ki? Neden böyle olmak zorundaydı ki?

Cevabı basitti. 20 yaşımdan beri babamın şirketinde zorla çalışmaya başlamıştım ben. O evde biricik annemle sefa içerisinde yaşarken, ben tüm gece sürünmeye zorlanmış, onun pislikleriyle boğuşmuştum ve sadece 20 yaşındaydım. 20 yaşındaydım, arkadaşlarıma gezip eğlenmem, okumam gereken yaşta ben iş adamı sayılırdım, yanlış yaptığım şeyler yüzünden babamın önünde diz çöküp bana vurmaması için yalvarırken, çalışıyordum ben. Köleydim hepsi için.

Buna dur diyememek yine benim suçumken bu kadar korkak olmak kesinlikle benim suçum değildi.

Kesinlikle değildi.

Susar, büyüklerime ayak uydurur, kimseye dur diyemez, her şeyi kendi içimde kurarak yaşardım.

Bu benim suçum muydu ki? katiyen değildi. Bu, beni böyle yetiştiren ailemin suçuydu ve kabul ediyorum, birazcıkta kendim olmaktan korkan benim suçumdu.

Ama birazcık.

Hiç istemediğim okulları okuyup, çok istediğim üniversiteye gidememiş, hiç istemediğim insanlarla sevgili olup, çok aşık olduğum kişiyi ise unutmak zorunda kalmıştım.

Peki neden?

Cevap basit, ailem bunu istedi.

İnsanların bazı anlar yaşadığı değişim duygusu çok güçlüdür. Bunun ne zaman geleceği bilinemez, tıpkı aldığımız ani kararlar gibi, sonucunu bilmeden atladığımız durumlar gibi.

V's World ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin