nine

8K 1K 1K
                                    

"Sana inana-" ve kahkaha.

Sinirle kaşlarımı çatıp, sert bir soluk verdiğimde gerçekten artık kafayı yemek üzere olduğumu düşünüyordum bu aptalların içinde.

"Aman Tanrım! Konuşamıyorum bile... " Ve yine kahkaha.

Şu an burada, aramızda tek akıllı olduğuna köpek inandığım ya da inanmak istediğim hoseok'ta sevgilisine dayanamamış olacak ki ciddi ifadesini bozmuş, hastane duvarına yaslana yaslana yoongi'ye eşlik etmişti.

Derin bir nefes alıp, sakin olmaya çalışarak gözlerimi çevirdiğim gökyüzüne doğru sabır diledim tanrımdan.

Gerçekten ama gerçekten şu an olan şeyler kesinlikle ama kesinlikle komik değildi kendi açımdan, hatta kendi açımı geçin kimsenin açısından komik olamazdı ama bu iki gerizekalı hayatı gamsız yaşadığı için gülebiliyorlardı işte.

Yine de bu kesinlikle komik değildi, kesinlikle ama kesinlikle ve ben tam şu zaman diliminde onlardan yardım isteyen aklımı sikmek istiyordum.

Neden onları aramıştım ki? Neden yapmıştım bunu?

Cevap basit aslında, APTALIN TEKİYİM.

Piç herifler.

Sonunda ciddi bir konuşmaya başlayacağını sandığım Yoongi, çünkü derin nefesler alıp aptal sırıtmasını bölmüştü, ile oturduğum bankta diklenmiştim. Sanırım sonunda olayın ciddiyetine varıp benimle konuşacaktı.

Hadi ama... Unutun her şeyi.

cümlelerini sürekli bölüp kahkaha atmaya başladığında, yani tam olarak bir saatir bunu yapıyordu zaten. O aptal dudakları aralanıyor birkaç anlamsız şey söyleyip geri kapanıyordu ve yine bu olduğunda artık dayanamamış ve gitme vaktimin geldiğini anlamıştım.

Sabrım sınanıyordu, gerçekten ama gerçekten tam şu an sabrımı sınıyordu beyinsizler.

Uzun zamandır oturduğum banktan, uyuşmuş bedenim ve duzlesmis kalcam ile kalkarak, o gülen iki aptala hiç bakmadan koşarcasına hastaneye girmiş ve 13 numaralı odaya ilerlemiştim.

Hastaneye geleli neredeyse 3 saat oluyordu, iki saatini taehyung'un işlemleri ile geçirmiş, son bir saati de o iki aptala geçirmiştim ama artık dur demem gerekiyordu buna.

Çünkü üzgündüm, suçlu hissediyordum o iki şahıs ise gülerek moralimi tamamen sikiyordu.

Tanrı aşkına bu komik bile değildi ki? Nasıl eğlenebilirlerdi?

Umarım taehyung uyuyor olur, diye geçirdim merdivenleri ağır ağır tırmanırken çünkü gerçekten ondan çekiniyor ve çok utanıyorum, yüzüne bakamayacak kadar hem de.

Vardığım katla, titreyen ellerimi yumruk yapmış ve karıncalanan bedenimle kapıyı yavaşça açıp, sessiz olmaya çalışarak kısaca etrafa bakına bakına hızlıca içeri girmiştim utana sıkıla ama şükürler olsun ki uyuyordu.

Bu da beni bir süreliğine rahatlattı.

Acaba beni görünce kovar mıydı, suçlar ya da büyük seuler yapar mıydı? Bilemiyordum işte ve bu delirtiyordu beni.

Derin bir nefes vererek kendimi deri koltuğa yavaşça bırakmış ve kafamı arkaya, koltuğun sırt yerine yaslayıp derin bir nefes almıştım karamsar odada, çırpınan benliğimi yatıştırmak adına.

Aslında pek işe yaradığı söylenmez daha da beter olmuştu hatta hislerimin boyutu ama boşvermeyi öğrenmem gerekiyordu, sadece o uyanana kadar.

ve işte her şey tam olarak şöyle başlıyordu,,,

---

"Bay kim?" ve üçüncü seslenmemdi bu yerde uzanan bedeni ayağımla dürterken.

V's World ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin