five

9.3K 1.1K 1.2K
                                    

Gerçek anlamda hayatım daha öncesinde hiç bu kadar kötüye gitmemişti. Ne yaşamış olursam olayım, tanrı şahit hiçbir şey şu an olan olaylar kadar boktan ve berbat olamazdı.

Her şeyin başlangıcı bu sabaha dayanıyor, beyinsizliğimle açtığım aptal telefona bağlanıyordu.

Yani olan her alt aslında benim yüzümden oluşuyordu.

İş için her zamanki gibi hazırlanmış ve evime birkaç sokak yakın olduğunu öğrendiğim yugyeom ile anlaşarak, buluşup şirkete beraber gitme kararı almıştık.

Günüm çok sıradan, klasik başlamış ve benim için şu zaman dilimine kadar hiçbir gariplik olmamıştı taa ki evden çıkmak için elim kapı kulpunu bulana kadar.

Sikik bir telefon çağrısı.

Evet, her şey böyle başlıyordu.

"Neredesin sen kaç gündür, Jungkook? O annen denen kadında senden bi haber!"

Evet, tam olarak bunları yüksek bağırışlar ile duymuş hiçbir şey diyemeyeceğimi düşündüğüm zaman diliminde de, yüzünün aklıma geldiği taehyung bana cesaret vermişti, bir anda ve habersizce.

Oldukça habersizce hem de.

Ne alakaydı o an bilemiyordum ama artık boyun eğmek istemiyordum kimseye.

Özellikle telefonda ki adama.

"Artık gelmeyeceğim," Baba. "Bay Jeon."

Ne kadar acı bir iştir bu, hiçbir zaman anlayamadım. Gözünü para ve hırsın boyadığı bir aileden gelmek... Anne, baba gibi olması geren hitapları, sadece birilerine bahsederken kurabilmek. Ne kadar acı bir işti ki hiçbir zaman anlam verememiş, kendime de yedirememiştim bunu.

7. Yaşında ki bir çocuğun, baba diye koştuğu anları izler gülerdim, çünkü benim dilim Bay Jeon demekten ileri hiçbir zaman gidemedi.

Gittiğinde ise...

Bedenim sadece yara izleriyle kaplanırdı.

"Ne demek gelmeyeceğim? Ne saçmalıyorsun sen?!" Kapıyı açıp, merdivenleri hırsımı çıkarmak adına döve döve indiğim katlar, komşularımdan arkamdan güzel küfürler bırakmalarına neden oluyordu ama dedim ya ilk defa cesaretlenmiştim ben.

İlk defa korkum bir kişiyeydi artık.

O da siktiğimin delisi Kim taehyung'du.

Babamdan daha tehlikeli ve deliydi o adam, bunu herkes görebilirdi.

Özellikle son yaptığı şeyden sonra..

"Anlamadınız sanırım," dış kapıyı tek elimle açıp ayağımla aralamış ve kaldırımı büyük bir adımla inip, biraz ileride ki köşede olduğunu tahmin ettiğim yugyeom'a ilerlemiştim emin adımlarla. "Artık gelmeyeceğim demek, yani istifa ettim demek."

"Sana bu hakkı kim tanıyor peki?" Telefonda ki adamın sesi oldukça katıydı, öfkeli ama sessizdi.

Nedeninin çevresinde ki adamları olduğuna emindim, bu yüzden delirmesi adına gülmüş, "Kendim." diyerekte telefonu kapatmıştım.

Özgüven ve cesaret.

Bunlara kavuşmak için, Taehyung'u mu tanımam gerekiyordu? 

O şirkete girmem, deli adam ile uğraşmam... Bu tür şeyler mi gerekiyordu gerçekten?

Anlam veremiyor ve garip hissediyordum,çok garip hissediyordum hatta.

Bunu sessizliğime vererek, yanına vardığım Yugyeom ile şirkete ilerlemiştim.

V's World ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin