0.5

563 61 30
                                    

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

İkili akşama kadar bir sürü kağıt harcayarak konuşmuştu, tabii bölen kişi Donghyuck'un annesiydi "Donghyuck-oğlum ne yapıyorsun ?" "ya anne git" annesini odadan kovmaya çalışan Donghyuck'u gülerek izliyordu Mark. "Camın önünde ne yapıyorsun, hii insanlar seni izleyecek bak" "tamam anne kapatacağım, hadi git" "oflama bana" "ya oflamadım git!" annesi odanın kapsını sertçe kapatıp inmişti. Donghyuck ise onu izleyen Mark'ı unutup annesine bağırmıştı "kır o kapıyı tamam mı!" önüne döndüğünde ise kahkahalar ile onu izleyen Mark'ı görünce yüzü kızarmıştı bile. Görüşürüz bile demede-daha doğrusu yazmadan hemen camını kapatmış ve perdeyi çekmişti. Aynaya baktığınıda cidden de domates olduğunu görmüştü.

Mark, Donghyuck'un utanıp kaçtığını anlayacak kadar zekiydi. O da kapalı cama gülümseyip camını ve perdesini kapatmıştı. Yatağına atlayıp nefessiz kalana kadar düşünmüştü, çünkü yüz üstü yatıyordu. Sırtını yatağa verecek şekilde dönmüş ve derin bir nefes almıştı. İlk defa böyle bir durum yaşıyordu. Eline kalbine götürdüğünde ise hızlı attığını fark etmişti. Ama muhtemelen nefesini tuttuğu içindi, ya da o öyle sanıyordu. Bunları düşünürken annesi odaya gelmişti "Mark, baban geldi" "tamam ?" "bir gözüne gözük" "anne istemi-" "Mark" kadın sesini hafif ciddi konuma getirip oğluna tekrar seslenmişti. Mark ise daha fazla üstelemeyip odasından çıkmıştı.

Aşşağıya ağır bir şekilde inip salona girmişti. Babası tekli koltukta oturup kumanda ile kanalları geziyordu. Babasının yanındaki koltuğa oturup "hoş geldin" demişti. Babası, gözünü oğlunun üzerinde gezdirmiş ve ekrana geri dönüp "hmhm" demişti. Bu Mark'ı sinir etmişti. Niye o yatağından kalkıp aşşağıya inme zahmetinde bulunup babasının yanına yanaşıp konuşuyordu ? Çok açık değil miydi ikisinin de birbirlerini sevmedikleri. Annesine dönüp alaycı bir şekilde gülümsemiş ve kafasını sallayarak odasına gitip kapıyı kapatmıştı. Gününün içine edilmişti.

Işıklarını kapatıp renkli aydınlatmasını açıp çıkan görüntüyü izledi Mark. Işıklar ve müzik onu rahatlatıyordu. Işıkları izlemek hoştu. Arkadan hafif çalan müzik ile duvara boş boş bakıyordu. Evde çok sıkılmıştı. Artık evden çıkıp kendisinin bulduğu dağda güneşin batışını izlemek istiyordu. Akşamları pembe ışıklar ile aydınlatılan ağaçların altında müzik dinlemek istiyordu. Gene ailesinden uzak durmak istiyordu. Mark'a göre ailesi onun için tam bir işkenceydi. Zaten dertleşecek arkada-bir dakika. Mark'ın arkadaşı vardı.

Donghyuck onun arkadaşıydı değil mi ?

Donghyuck ile bu karantina bittiğinde yaptığı aktiviteleri birlikte yapabilirlerdi değil mi ?

Mark kendi kendine gülümseyip bunların hayali ile uykuya dalmıştı.

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
°
°
°
Hepinizi seviyorum <3

Neighbor Across √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin