Kapı çalıp içeri hemşire girdi. Süreleri bitmişti. Carl kapının yanında duran Laura'nın hemen soluna geçip hemşireyi ikna etmek için konuştu. Uzun bir süre olmayacağını biliyorlardı ama yeni yeni gelen hafızası neler sunacaktı. Doktor dört ya da beş dakika sonra raporları teyit etmeye gelecek ve o gelene kadar görüşme izni aldılar. Bu izin Carl'a hemşireye yapılan birkaç küçük gülümseye mâl olsa da değecek gibi görünüyor. "Evet birkaç dakika için daha izin aldım. Hadi devam edebilirsin. Çok zorlama ama aklına gelenleri de çekinmeden söyle. Senini ve bizim için önemli."
Büyük bir iç geçiren Betty'nin hayatında unutmak istediği anlar listesinde en başa bu günü ekleyeceği kesin. "Sonrası işte dediğim gibi ; ben gittim ama beni de ben götürüyordum. Çok zor bir tarifi var. Delice gelebilir ama sanki... Sanki ben kendimle dolaşmaya çıkmış gibiydim." Söyledikleri kendine de saçma gelse de alfabesini bilmediğin bir kitabı okuyunca pek bir şey anlamayı da beklemezsin zaten. "Ama..." Sesi kısılıp bir anda Carl'a baktı. Konuşması yavaşladı. Sesi giderek kısıldı ve durdu. Yatağından biraz doğruldu. Kapıya bakar gibi yapıp Laura'nın yüzünü inceliyor ve hafıza kitabında gördüğü şekilleri düşünüyor. Tekrar yatağın diğer ucuna bakmaya başladı. "Bu kadar başka bir şey hatırlamıyorum." Sesi keskin ve çıktı. "Sanırım biraz yalnız kalmam gerek, unutulmuş şeyler gelir ama geri kalanı silinmiş bir daha gelmez. Emin olabilirsiniz. Bence bu kadarı yeterli..." Yatağın ayarlarıyla oynayıp yarı yatay duruma getirdi. Örtüsünü biraz daha yukarı çekti, yan duvara bakan gözlerinin kapandı.
Laur ve Carl bakmakla yetindiler. Ne yapacaklarını bilmiyor daha kötüsü neden bir anda böyle olduğunu bilmiyorlardı. Dışarı çıktılar. Büyük bir suskunluk içinde arkadaşları onları bekliyor ama yanıt alamayacaklar gibi görünüyordu. Birinin 'eee?' der gibi homurdanmasından sonra Laura biraz toparlandı. "Sanırım biraz daha dinlenmesi gerek. Daha pek çok şeyi rüya olarak hatırlıyor. Kendi yaptıklarını izliyormuş gibi anlattı. Sebebini veya öncesini bilmiyoruz." Koridordan gelen sedye tekerlerinin gıcırdama sesleri bir an dikkatlerini dağıttı. Carl boğazını temizler gibi ufaktan bir öksürdü. Herkesin dikkati tekrar topladığına göre Laura konuşmaya devam edebilir. "Biz pek anlamadık ama çoğu cümlesi bunlara benzerdi. İkizi olmadığını da bildiğimize göre?" Hemen arkasına Karen'e dönüp onaylamasını bekler gibi barkı. Ufak bir baş hareketi görünce devam etti. "O zaman hala sorularımız ve cevaplarlı ufak bir rüyadan ibaret. Kendini biraz toparlayıp birkaç saniye ikimize dikkatlice baktı birden 'Anlatacak başka şeyim kalmadı.' diyerek yattı." Evet belki biraz saçmaydı ama daha birkaç saat önce havuzun içinde baygın yatan birinin ne kadar mantıklı cümle kurmasını beklersin öyle değil mi? ...
Doktor kapının iki yanında bekleme sandalyelerini sahiplenmiş gençlere baktı. "On dakikadan biraz daha uzun sürebilir. İsterseniz girişe gidip büfenin önünde otura bilirsiniz." Öneriden çok emir gibi gelen sözleri koridorun boşalmasına yetti. İçeriye monotonlaşmış kontroller için giren bir doktorun işi neden o kadar uzun sürsün. Pek istemeseler de kendilerini eski sodalardan içerken buldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4. Duvar
Teen FictionÜniversite çağlarında ufak bir arkadaş grubunun çevresindeki insan sayısı bir anda atması sonucu bütün olaylar patlak veriyor. Yeni tanıştıkları kişiler ve onlara fazla sorgulamadan güvenmeleri olaylar sürüsünü başlatıyor. Kim olduğunu bilmedikleri...