21.BÖLÜM"BIRAKMAM!"

352 66 75
                                    

Elindeki zarfı amcasının önüne atarak
"Tek bir soru amca, tek bir soru. Neden yaptın?"

"Evlat, o zarfın benim odama nasıl girdiğini bende en az senin kadar bilmiyorum"dedi Adnan bey.

Ellerini gece karası saçlarına daldırıp bir hışımla çekti.
"Nasıl bilmiyorsun amca? Bu zarf senin odanda çıktı başkasının odasında değil!"

"Evlat belliki biri birbirimize ters düşmemizi istiyor"

"Kim? Kim isteyebilir ki? Kim buna cesaret edebilir ki?"dedi Karan merak dolu bir ses tonuyla.

Onun karşısına bile çıkmaya cesaret edemeyen insanların böyle birşey yapması imkansızdı. Arkasında yeraltının lideri varken kimse böyle cesaretli davranamazdı.
Sonuçta kim seçilmiş lidere kafa tutabilirdi ki.

Elini Karan'ın omzuna koyarak
"Nevzat, Nevzat yapmış olabilir" kendisini kurtarmak için her yolu deneyecekti. Ki Nevzat'ta bunun için en iyi fırsatı. O kağıtları o hale o getirmişti, bu bir gerçekti tıpkı Nevzat'ın suçsuz olduğu gibi.

Amcasına aniden dönüp omuzundaki elinin düşmesini sağladı
"Nevzat mı?"

Nevzat'ı tanıdığından beridir en ufak cesaretli hareketini görmemişti, eğer bunu o yapmışsa kolaylıkla alt edebilirdi. Nevzat hiç bir zaman onun kadar zeki biri olmamıştı. Ne güç ne de zekâ olarak Karan'ı hiçbir zaman yenememişti, girdikleri her kafes kavgalarında Karan'ın kazanması da bunun ispatıydı, belki bu yüzdendir bütün kini.

"Hayır amca yanılıyorsun o kadar cesaretli değil"

"Hapisten kaçan birinden bahsediyoruz!"

Odanın içinde bir sağa birde sola gidip geliyordu. Eğer bunun altında Nevzat varsa bedelini çok ağır ödetirdi.
"Bunun altında o siktiğimin piçi çıkarsa eğer bedelini çok ağır ödetirim ama..."olduğu yerde durup
"Bu da polis gibi yalansa o zaman bedelini sen ödersin amca!"dedi.

"Evlat sa-"diyemeden Karan sözünü kesti.

"Ben er ya da geç o belgeleri bulacağım işte sen o zaman açıklama yap şimdi değil!"diyip evden çıktı.

Dış kapıyı arkasından gürültülü bir şekilde kapatıp arabasına yöneldi. Nevzat için en ufak bir harekette bile bulunmayacaktı ne de olsa kendisi bir açıklık verecekti, ona düşen tek şey o günü sabırla beklemekti.

◆•◆•◆•◆

Uzandığı yerden kalkarak babasının meraz taşını son bir kere daha öpüp çelimsiz adımlarla mezarlığın kapısına yürüdü.

Yağmur bir ara durmuş, o muhteşem koku bütün etrafa sarmıştı tabi Savil'de burun deliği sızlayana kadar o kokuyu içine çekip ciğerlerine bayram etmişti lâkin bu kısa sürmüştü yağmur tekrar başlamıştı ama tek farkla ilki gibi şiddetli değildi. Böyle giderse bütün gece boyunca yağacağı kesindi.

Arabasının kapısını açıp bindi ardından da çalıştırdı ama bir terslik vardı ki arabası çalışmıyordu. Yağmur olsa gerek diye düşünerek tekrar denedi ama sonuç aynıydı.
Lanet olsun bir bu eksikti!

Arabasından inip yola bakındı gelen geçen var mı diye ama kimse gelip geçmiyordu. Herhangi bir araba bulup onunla eve gidebilirdi eve gidincede herhangi bir çekiciyi arayıp arabasını çektirirdi fakat şimdi eve gitmek zorundaydı. Issız, yağmurlu bir havada mezarlığın önünde beklemek onu korkutuyordu ki havada kararmak üzereydi.

~BİR MUCİZE OLSUN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin