Zayn'in elinden telefonumu almak için çabalıyordum ama o bir eliyle beni ittirip arkasını döndü ve çeviriye girip mesajdaki Rusça metni ekrandan tarattırdı.Bir kaç saniye içinde telefonumu duvara çarptı.Telefon parçaları tuzla buz olup dört bir yana saçıldı.Zayn,ani bir hareketle bana dönüp üzerime yürürken adeta kükredi." Beni aldatıyor musun,Nastassia ?! Bir adam durduk yere sana beş sene sonra mesaj atmaz. " Bana herhangi bir temasta bulunmamak için ellerini öfkeyle saçlarına daldırdı ve parmakları saç tutamlarını sertçe çekiştirdi.Gözlerim istemsizce kısıldı.Bir süre orada dikilip sadece yüzüne baktım.
" Cevap ver ! Seninle konuşuyorum.Beni aldattın mı ?! "
" Hayır ! Sen delirmişsin,neden bunu yapayım ?! "
Dehşete düştüm.Bir anlık öfkeyle savurduğu kelimeleri keskin bir bıçak gibi kalbimi hedef aldığında genzimi dolduran nefeslerim dahi beni yaktı.Bir süre sadece boşluğa baktım.Hayal kırıklığım muhtemelen bakışlarıma yansımış olmalıydı ki Zayn büsbütün öfke halinden sıyrılarak kolumu yakaladı ve beni kendine çekmek istedi.
" Özür dilerim. " Kolumu elinin arasından sertçe kurtarıp omzuna çarparak yatak odasına yöneldim.Gözlerim yaşlarla doluydu ve yürürken büsbütün titriyordum.Çenemi sıkmaktan dişlerimi kıracak gibiydim.Peşimden odaya girmemesi için kapıyı kilitledim ve banyoya girip hızlıca üzerimi değiştirdim.
" Nastassia ! Kapıyı aç ve konuşalım. " Banyodan çıktım ve iPad'imi elime alıp uçak bileti almak için internete bağlandım.Bunu yaparken bulanık gördüğüm ekrana gözyaşlarım ard ardına düştü ve titreyen parmaklarımın arasındaki iPad her an kayıp yere düşecekmiş gibi hissediyordum.Zayn,kapıya bir yumruk daha geçirdi.
" Özür dilerim,Nastassia. " Onu duymamazlıktan geldim.Bu söylediklerinin kuru bir özür dilemeyle telafisi olmayacağını anlamasını umuyordum.Kalbim tam anlamıyla paramparça olmuş gibi hissediyordum.Beş sene öncesinde eski kız arkadaşı tarafından aldatılmış olmak onda bir kuruntu olarak kalmıştı.Ama ben o kız değildim.Kendime bir bilet aldığımda valizimi umursamadan çantama bir kaç eşyamı koydum ve burnumu çekerek elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.Kapıyı açtığımda onu dikilirken buldum.Hareketlendiğimde bir adım atarak önüme geçti ve kollarımı tutup beni duvarla bedeni arasında sıkıştırdı.
" Bana dokunma ! Bırak,gideceğim. " Ona bakmamaya yemin etmiş gibiydim.Kollarımı tutmaya devam ederken bakışlarımı yakaladı ve uzanıp alnını alnıma dayadı.Onu tanıyordum.Eğer ondan herhangi bir şeyi saklarsam neler olacağını biliyordum bu yüzden bu zamana kadar olan her şeyi ona anlatmıştım,ondan sakladığım tek bir şey bile söz konusu olmamıştı.Ama şimdi beni buna pişman etmişti.
" Konuşalım,gitmeni istemiyorum. " Yüz ifadesi endişe doluydu.Gitmemi istemediğini elbette biliyordum,bunu dile dökmesine gerek yoktu ama gitmemi istemiyorsa sözlerine dikkat edecekti.Dümdüz, duvara bakarken gözlerimde biriken yaşlar hızla yanaklarıma düşmeye başladı.Kelimeleri toparlayarak kendimi konuşmaya zorladım.
" Bunu nasıl söylersin ? "
" Düpedüz saçmaladım.Nedenini biliyorsun. " Bahanelerini kendine saklasa iyi ederdi.İnsanlar öylece bir anlık öfkeyle konuşup sonrasında da üzgün olduklarını söyleyerek bir şeyleri düzeltmeye çalıştıklarında deliye dönüyordum.Yüzüne karşı çığlık atma isteğimi bastırmaya çalışırken yakasına yapışıp onu sertçe sarstım.Tüm ev,sadece benim sesim ile dolup taştı.
" Ben o kız değilim ! Senin gibi takıntılı bir kocam olduğunu bildiğim halde gidip kendimi eski sevgilime siktireceğimi mi sandın ?! " Ard ardına göğsüne vurup onu ittirdiğimde bileklerimi güçlükle yakalayıp beni sıkıca tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafia | zm
Fanfiction" Çocukken her akşam yatmadan önce Tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı'ya günahlarımı affe...