Media: Saint
“Gel.” Anahtarı kapıdan alırken Prem'e baktı. Salak herif direkt büyükannesinin yanına koşmuştu.
“Boun, evladım bu kim geldi yanıma kuruldu.” Büyükannesi hafif kızgın bir şekilde torununa seslenmişti.
Boun mutfakta aldığı şeyleri yerleştirirken “Bir arkadaşım büyükanne.” Dedi.
Bir kaç dakika sonra içeriye geçti ve tekli koltuğa oturup gözleriyle Prem'i süzmeye başladı. Herif cidden koltuğuna pek yakışıyordu fakat fazla rahattı. Kollarını koltuğun başına doğru uzatmış, bacak bacak üstüne atmış televizyon seyrediyordu.
“Aman bu da pek yakışıklıymış.” Büyükannesi elleriyle Prem'in yüzünü tutmuş kendisine doğru eğmiş kısık gözlerle bakıyordu. Prem de yandan yandan gülüyordu.
“Büyükanne ciddi misin? Bu herif mi yakışıklı yani?” Parmağıyla Prem'i işaret ediyordu.
Prem büyükannenin ellerinden kurtulup Boun’a dönerek “Öyle değil miyim?” dedi. Bir yandan da göz kırpmayı unutmamıştı.
Boun ayaklanıp Prem'i kolundan yakaladı “Sen bir gelsene benimle.” Odasına doğru götürüyordu onu. Böyle konuşması canını sıkmıştı.
Odaya girdikten sonra kapıyı kapadı. “Büyükannemin yanında biraz daha saygılı olur musun lütfen!”
Prem ukala bir tavırla Boun'un yatağına oturmuş etrafa bakıyordu “Odanın havası hoşmuş.”
Boun daha da sinirlenmeye başlamıştı “Kalk şurdan.” Onu kolundan çekiştiriyordu. “Ben ne diyorum sen ne diyorsun!”
“Tamam tamam sinirlenme. Sana şey diyeceğim...” kafasını kaşıyarak “bu gece sende kalsam.”
Boun bu söylediğine hiç şaşırmamış bir şekilde kollarını göğsünde bağladı. Prem'in nasıl bir pislik olduğunu çözmüştü artık. “Hayır! Kafandan o iğrenç düşünceleri atsan iyi olur. Çünkü hiçbiri gerçekleşmeyecek.”
Prem Boun'a yaklaşarak onu belinden kavrayıp kendisine çekti “İğrenç şeyler mi? Ne gibi mesela?” Salak herif bir de pis pis sırıtıyordu.
“Ne gibi mi? Mesela bunun gibi...” dedi ve kollarını boynuna dolayarak dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı. Prem'in kendisinden bu hareketi beklemediğini biliyordu.
Gerçekten de öyle olmuştu. Prem Boun'u bırakıp gerilemişti. “Hey!”
Boun dolabına doğru yönelerek “Üzerimi değiştireceğim, lütfen usulca odadan çıkıp saygıyla büyükannemin yanında oturur musun?”
Prem Boun'un yanına gelerek “Bende üstümü değiştirmek istiyorum. Ne de olsa bu gece buradayım.” Dedi. Boun'un dolabını karıştırmaya başlamıştı bile.
○○○○○○○○○○
Sevdiği adam kendi evinde, kendi masasında, kendi pijamasıyla oturmuş, televizyon izleyerek bir şeyler tıkınıyordu. Karnındaki kelebekleri durdurmaya çalışıyordu fakat Prem evine bu kadar yakışmışken bunu beceremiyordu.
“Hay sıçacağım ama ya bu ne?” gene televizyona sövüyordu. Büyükannesi bile alışmıştı artık, İlk başta pörtlek gözlerle Boun'a bakmıştı. Boun utancından kıpkırmızı kesildiğinden ani bir hareketle Prem'in kafasına şaplağı geçirmişti.
“Hadi şunları toplayalım.” Boun masayı toplamaya başlamıştı.
“Karıcığım sen yapsan olmaz mı, ben büyükanneyle televizyon izlemek istiyorum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merdivenlerdeki Kapı ( ZeeSaint , BounPrem )
Fiksi PenggemarSokaklarda yürümek neden bu kadar keyif veriyor bana? Neden kendi düşüncelerimle boğuluyorum sokaklarda? Ahh... Düşüncelerim güzel olsaydı bir de hiç yakınır mıydım böyle güzel bir durumdan? Aşk, aşk, aşk... Şu bir kaç gündür duymaktan artık tiksinm...