Anlamam nedenini, üzmüşler bebeğimi... Bu şarkı Rüzgar'dan Lal'e gelsin.
- Ayy! Ben çok heyecanlıyım! Nişan tarihini belirlediniz, cidden evleniyorsun Lal! Ama sorun şu ki siz hep böyle yapıyorsunuz, aniden karar verip acele ediyorsunuz! İki ayağımız bir pabuca girdi, bu pazar ne demek? Atlı mı kovalıyor arkanızdan?! Diye başımı şişirmeye devam etti Eylül. Sabahtan beri Eylül ve Alara'yla o mağaza senin bu mağaza benim dolaşıyorduk. Tamam, nişanı biraz aceleye getirip bu pazar yapmaya karar vermiş olabiliriz. Mekan bulamadığımız için de bizim bahçede yapacak olabiliriz. Böylesi daha iyi oldu gerçi, bizim bahçe büyük zaten, konuklar çok rahat sığar.
Alışverişe Rüzgar'la çıkacaktık ama tabii benim canım arkadaşım (!) Eylül başımın etini yiyene kadar!.. Neymiş efendim, zaten evlenince her yere Rüzgar'la gidip onu unutacakmışım! O kadar çok konuşuyor ki unutmaya fırsatım bile olmuyor!
***Sonunda bu mükemmel, kırmızı elbiseyi buldum.
- Çok hoş! Dedi Alara ağzı bir karış açık kabinden elbiseyle çıkmış bana bakarken.
- Lal! Çok güzel oldun! Sen güzelsin, elbise güzel sonuç harikulade! Dedi coşkuyla Eylül.Elbiselerimizi aldıktan sonra eve gittik. O günün devamında sadece Fadiş'e yardım ettim ve uyudum.
***
- Sevgilim! Dedi Rüzgar'ın sesi çok güzel bir tonda. Gerçi adamın ses tonu çok güzel, daha ne kadar güzel söyleyebilir değil mi?
- Hı? Dedim gözlerimi açmadan. Rüyamda Rüzgar'ı görmek çok güzel bir duygu.
- Uyanmayacak mısın? Dedi neşeli bir ses tonuyla. Gözlerimi açtığımda yatağımın yanında, dizlerinin üstüne çökmüş bir şekilde saçlarımı okşayıp gülümsüyordu. Gözlerimi geri kapattım. Allahım bu nasıl rüya!? Çok gerçekçi!
- Uyanmıyorsun ha?! Bunu sen istedin! Dedi sinsi bir şekilde.Neyi ben istedim? Dudağıma bir öpücük kondurdu. Ha bunu mu? Bunu hep istiyorum, beni sonsuza kadar öpebilirsin.
Tekrar gözlerimi araladım.
- Sonsuza kadar öpsene beni! Dedim. Nasıl olsa rüya...
- O kadar zamanımız yok maalesef, nişan hazırlıklarını yapmamız gerekiyor. Dedi sırıtarak ve dudağıma küçük bir öpücük daha kondurdu.Gözlerimi ovaladım. Galiba, galiba bu rüya değil! Ben biraz önce "Sonsuza kadar öpsene beni!" dedim değil mi? Aptal Lal...
- Senin ne işin var burada? Dedim anın şokuyla. Kaşlarını çattı.
- Nişan hazırlıkları için geldim, davetlileri listeleyip ona göre bi menü çıkaracağız. Dedi tek kaşı havada bir biçimde.Yattığım yerde doğruldum. Ya şimdi, ya hiç! Dedim ve Rüzgar'ın dudağına küçük bir öpücük kondurup lavaboya kaçtım. Arkamdan sırıtıp bakakaldığını tahmin edebiliyorum.
Lavaboda işlerimi hallettikten sonra saçımı dağınık bir ev topuzu yapıp çıktım. Rüzgar yatağıma uzanmış şu an okuduğum kitabı kurcalıyordu. Victor Hugo'nun bir kitabıydı. Sonra dün altını çizdiğim cümle döküldü dilinden:
- Hayattaki en büyük mutluluk sevildiğinden emin olmaktır. Dedi ve ayağa kalkıp yanıma geldi.
- Peki, sen sevildiğinden emin misin? Dedi iyice yaklaşarak. Dün bu satırı görünce hiç düşünmedim, ben sevildiğimden eminim. Hele ki Rüzgar tarafından sevildiğim gibi başka kimse sevmedi beni, babam bile. Gözlerinin içine baktım, zaten gözleri bana olan sevgisini haykırıyordu. Rüzgar beni seviyordu. Rüzgar beni çok seviyordu.
- Senin beni sevdiğinden emin olduğum kadar başka hiçbir şeyden emin olmadım ben bu hayatta. Dedim gülümseyerek. Gülümsemesi yüzünde büyüdü, şefkatle bakıyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yenge
Teen FictionMafya #1: 01.08.2020 Cinayet #5: 17.02.2021 Suç #2: 18.09.2021 Rüzgar #1: 09.11.2021 *** -TAMAMLANDI- Lal ve Rüzgar'ın sonsuzluğa uzanan öyküsü... (Çok da ciddiye almayın)