40. Bölüm ~Olur Mu Hiç?~

490 25 6
                                    

Ben güçlü biriydim. Bir tek sana yenildim!

O çok özlediğim adamın kalbinin üzerinde yatıyordum şimdi. Gün doğmak üzere, lakin ikimiz de uyumak istemiyoruz. Uykum da yok zaten...

Kafamı kaldırıp Ona baktım. Saatlerdir gözünü bile kırpmadan beni izliyordu. Elim, morarmış olan göz alttına gitti. İki göz altı torbası da mosmordu. Sağ gözünün altını okşadım. "Uykusuzluktan mı böyle?" diye sordum sessizce.

"Yorgunluktan." dedi.

"Uyuyalım mı?" diye sordum.

"Hayır, uykum yok." dedi. Ben de uyumak istemiyordum aslında. Uyandığımda yanımda Onu bulamamaktan korkuyordum. "Gitmeyeceğim Lal. Bakma öyle... Gitmeyeceğim, söz." dedi. Güvenebilir miydim ben Onun verdiği söz?

Belimdeki elini çekip ayağa kalktı ve mutfağa doğru ilerledi. "Nereye?" diye sordum arkasından.

"Geleceğim bekle orada." dedi ve mutfakta bir şeyler yapmaya başladı.

Kafam, Onun biraz önce kafasını koymuş olduğu yastığa koydum. Kokusu kalmıştı burada... Bu koku genzimi yakmakla kalmıyor, kalbimi de yakıyordu.

Birkaç dakika sonra mutfaktan, elinde bir bardakla geldi. Çikolatalı süt...

Önce yanıma oturdu, sonra da bardağı bana uzattı. "Ben onu içmiyorum artık. Büyüdüm..." dedim.

"Ama-," demesiyle lafını bölmem bir oldu.

"İçmeyeceğim Rüzgar. İstemiyorum." dedim. "Artık tadını sevmiyorum, bana hatırlattıklarını sevmiyorum. Bir içeceğe bu kadar anlam yüklemek ne kadar saçma değil mi? Lakin elimden başka bir şey gelmiyor. Terkedilişlerim geliyor aklıma, içim acıyor." dedim titreyen sesimle.

Başını onaylar gibi salladı ve bardağı sehpaya bıraktı. "Özür dilerim..." dedi.

Ona olan özlemim, öfkemi yok ediyordu. Ne olacaktı bundan sonra, nasıl yaşayacaktık bilmiyorum... Ama ben Ondan bir daha ayrılmak istemiyorum.

"Dileme... İsteyerek gitmedin, kızgın değilim sana." dedim başımı omzuna koyup sakallarını okşarken.

Kafasını benim kafamın üzerine dayayıp derin bir iç çekti.

***

Uyandığımda Onun yanında olmak nasıl bir şey, bunu tam olarak anlatamam. Ama bilin ki dünyanın en huzurlu şeyi. O uyurken usulca kirpiklerini okşamak. Parmaklarını bütün yüzünde dolaştırıp, her bir hattını ezberlemeye çalışmak, çok güzel... O çok güzel.

Yavaşça gözlerini açıp ovuşturdu. Bana bakıp gülümsedi. "Günaydın sevgilim." dedi uykulu çıkan, boğuk sesiyle.

"Günaydın sevgilim." dedim gülümseyerek.

"Beni mi izliyordun?" diye sordu sırıtarak.

"Yo! Ne alaka?" dedim. Tabii ki seni izliyordum!

"Hıı?" dedi inanmadığını belli ederek.

"Hı hı!" dedim kafamı sallayarak.

Belimden kavrayıp tek hamlede üstüme çıktı. Şimdi ben aşağıda O ise yukarıdaydı. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu. "Demek beni izlemiyordun?" dedi sorar gibi.

"İzlemiyordum..." dedim. Resmen nefes nefese kalmıştım!

Kafasını benimkine yaklaştırdı. Gözlerini kapatmasıyla ben de benimkileri kapattım. Dudaklarını dudaklarıma değdirip konuşmaya devam etti. "İzlemiyor muydun?" diye sordu fısıldar gibi.

Yenge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin