Medya~ 🎻💙
Yeis, elindeki telefonu sıkı sıkı tutup müzik odasına doğru ilerledi. Az önce Jimin'in oraya gittiğini gördüğü için etrafa bakma gereği duymadan emin adımlarla yürüyordu. Titreyen elleriyle tuş kilidini açıp ona mesaj attı.
k.yeis: Seni görebiliyorum.
Tahmin ettiği gibi, Jimin etrafa bakındı hemen. Onu arıyordu gözleri. Sabrı kalmamıştı belki de... Yeis bu duruma güldü ve telefonundaki uygulamaya tekrar girdi.
k.yeis: Beni arama boşuna. Göremezsin. :)
Jimin'in telefona bakıp mesajı okurken dudaklarından sitem dolu bir 'hah' çıktı. Yeis'in gülümsemesi git gide artıyordu.
"Bu beste senin için Yeis!"
Jimin'in gür sesini duyduğunda kalbindeki ritimlerin bozulmasına engel olmadı.
Bir adam güzelliğiyle her şey yapabilir miydi?
O, yapardı.
Yerinde biraz daha gizlendi Yeis. Jimin'i çok net göremiyordu. Ama başka yere de geçse Jimin'in onu görmesi büyük ihtimaldi.
Kemanı küçük parmaklarıyla kavradı Jimin. Keman çalmak küçüklükten beri onun tutkusuydu. Kemanı annesinden öğrenmişti. Annesi de harika çalardı kemanı. Belki de üvey annesi, bu yüzden evde keman çalmasını istememişti.
Jimin, annesinin ölümünden sonra kemana daha çok vermişti kendini. Böyle avutuyordu kendisini. Kemanı aniden kırılınca kendisini bir boşlukta buldu. Bir daha da toparlayamadı...
Ta ki, o mesaj atana kadar...
Yeis, onun hayatına girdi aniden. Defalarca ölümü düşünen kişi, onun mesajıyla hayata tutunmuştu. Onun saf duygularını, en içten bir şekilde hissedebiliyordu. Aşka inanmayan Jimin, aşka tutulmuştu. Fakat henüz bunun farkında değildi...
Kemanı, omuz ve çene arasında yerleştirirken kafasını yana yatırdı hafifçe. Baş parmağı kemanı desteklerken, suratında bir gülümseme belirdi. Keman yayını, usta bir hareketle kemanın üzerinde dans ettirmeye başlarken gözlerini kapattı.
Keman çalarken hissettiği tek şey annesi iken, şu an bambaşka duygular içerisindeydi. Annesinin yanında, Yeis'i de hissediyordu. Geçen gün Yeis, ona sarıldığında hissettiği o his, tekrardan yayıldı vücudunda...
Çaldığı şarkı, besteleri arasından en özeliydi.
Promise~
Sözleri mırıldanıyordu sadece. O, kemanın muhteşem sesini gölgelemek istemiyordu kendince. Kendi sesinin farkında değildi sanırım.
O sırada Yeis, Jimin'e ayak uydurarak gözlerini kapattı. Elindeki telefonla ses kaydı almayı da unutmamıştı.
Jimin, keman yayını aşağıya doğru indirerek şarkısını sonlandırdı. Eş zamanla da gözlerini aralamıştı. Kalbi heyecandan inip kalkıyordu. Bu şarkıyı ilk defa söylemişti. İlk defa biri için şarkı söylemiş ve keman çalmıştı.
Nasıl söylemişti? Yeis, beğenmiş miydi? Bu düşünceler içerisinde endişeyle etrafına bakındı tekrardan. Onu görmek istiyordu.
Yeis, duygularını tarif edecek bir kelime bile bulamıyordu. O kadar özel hissediyordu ki kendini... Sevdiği adama aylar önce imkansız bir gözle bakarken, şu an onun için keman çalıyordu.
Akan gözyaşlarını temizlerken, Jimin'in serçe parmağını havaya kaldırdığını gördü. Anlam veremezken, onun konuşmasını bekledi.
"Şimdi söz ver bana, günde birkaç kere yalnız hissetsen bile, kendinden vazgeçme..."
Gözyaşlarını temizlemeye devam eden Yeis, Jimin'i dinlemeye devam ediyordu.
"Ve şimdi... Serçe parmaklarımızı birleştirelim ve birbirimize söz verelim."
Derin bir nefes aldıktan sonra titreyen sesine rağmen son kez konuştu.
"Söz veriyorum Yeis. Seni asla bırakmayacağım..."
Yeis, serçe parmağını 'söz' anlamına gelecek şekilde havaya kaldırdı ve Jimin'in parmağının hemen yanına hizaladı. Sesini yükselterek konuştu.
"Söz veriyorum Jimin, seni asla bırakmayacağım..."
Jimin gülümsedi. Fakat Yeis'in cümlenin devamında söylediği kısık sesini duyamamıştı.
"Ömrümün yettiği kadarıyla..."
🐥💙
Bölüm sonu yorumlarınız?
Medyaya aşık oldum, evet shjsjs
Seviliyorsunuz.💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘𝐞𝐢𝐬, 𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠「 PJM 」
Fanfiction💙🐥 k.yeis: Seni seviyorum. k.yeis: Utanınca kızaran yanaklarını, k.yeis: Gülünce kısılan gözlerini, k.yeis: En önemlisi de kalbini... k.yeis: Sırf gülünce gözüken, kırık ön dişini saklamak için yarıda bıraktığın muhteşem gülüşüne bunu yapma. k.yei...