GİRİŞ

407 31 44
                                    

Güzel okumalar!

Bölüm şarkıları; Birileri- Halledebilirdik

Sezen Aksu- Ünzile

Buğra Köksoy;

                                                                                                                                                                     Sene 2016

Bir cinayet işledim, o cinayet ömür boyu ruhumun tutsağı oldu.

Karanlık beni ele geçirecekmiş gibi hissediyordum. ''Kaç,'' diyor bir ses ''git buradan.''

Korkuyla ve meraklı bakışlarla etrafına bakınan ben değilmişim gibi üstüme alınmıyorum, sorgulamıyorum bile. Konuşamıyorum, ruhumun sesi beni yönlendiremiyor.

Ruhum, katilimin sesine takılıyor ve yok oluyor.

Ayaklarım birbirine dolanıyor, yürüyemiyorum. Birileri beni kurtarsın istiyorum, ''Ben demiştim.'' Diyor ilahi ses.

Birileri ise hiç gelmiyor.

Her terk ediş aslında bir başlangıçtı.

Ve her başlangıç aslında yeni yaratılan bir hayal kırıklığıydı.

Alarmımdan önce uyansam da benden başka bir şeyin ses çıkarttığını da duymak için çalmasını bekledim. Bazen öyle oluyordu ki bütün yalnızlığımla kalbimin duvarlarına ninniler söylüyordum.

Bu ninniler de ne hikmetse hep geçmişimin acılarıyla dolu oluyordu.

Sonunda çalan alarmımla yavaş hareketlerle alarmımı kapattım ve yatağın içinde gerilmeye başladım. Bütün kemiklerim iç içe geçmiş gibiydi, her zaman yattığım yatağımdan başka bir yerde olunca alışması da güç oluyordu.

Hiçbir şeyi düşünmemeye çalışarak yatağımdan kalktım, biliyordum ki düşünürsem kaybederdim. Ve ben kaybedersem düştüğüm yerde beni karabasan gibi boğarlardı.

Oysa beni ilk önce boğan şey rüyalarımdı, uyumak dahi istemiyordum. Uyursam, ölecektim ve ben ölmek istemiyordum.

Sevdiğim kim varsa uyurken kaybetmiştim, bu sefer de kalbimi kaybetmek istemiyordum. Çünkü en değerli hazine kalpti ve onu bir kere kaybettiğinde asla bulamazdın.

Yatağın karşısındaki saate gözüm takıldı, işe geç kaldığımı anlayınca yüzümü buruşturdum ve ayaklarımı soğuk zeminle birleştirdim. Acele etmeme gerek yoktu, nasıl olsa babasının parasını yemeye çalışan ve daha sonradan da babasının verdiği ders ile kendi başına çalışan bir züppe gibi gözüküyordum.

Hep öyle olmaz mıydı zaten? Dışa yansıtılan yalan tavırlar kişinin karakterini belirlerdi. Oysa doğru olan sadece yalnızlığın içindeki gerçek benlikti.

İnsan sadece yalnızken kendini yine kendisine açabilirdi.

Bu zamana kadar insanların hakkımda ne düşündüğü umurumda değildi, dışarıdan tozpembe kokan hayatların içleri de bir o kadar çürük çıkıyordu.

Tıpkı benim hayatım gibi.

Benim yerimde olmak isteyen binlerce insan vardı çünkü herkes için tek önemli olan şey paraydı, babamda da bundan oldukça fazla bir şekilde vardı ama tek bir şeyi unutmuştu.

BİR, İKİ VE ÜÇ: BULDUM SENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin