Güzel okumalar!
Bölüm şarkıları; maNga- Cevapsız Sorular
Evanescence- My Immortal
Bu bölüm zorla hayatının baharında bütün güzelliklerden koparılan Aleyna Çakır'a ithaf edilmiştir.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim, bol sevgiler.
Tercihler ve tercih edilenler.
Ve bazen de tercihe kurban gidenler.
''Oğlum!''
''Ağabey!''
''Yardım edin!''
Her yerden bir ses çıkıyor, panik olan insanlar daha da geriliyordu. Etrafta büyük bir kargaşa hâkimdi, ortalık mahşer yeri gibi karmakarışıktı.
Yangın eve sarmaşık gibi daha çok sarılıyor ve asla sönmüyordu, öyle ki yakana kadar da asla söndürmeyecekti.
Nasıl çıktığı belli olmayan bu yangının nasıl biteceği oldukça belliydi ama kimse mücadeleden vazgeçmiyordu.
Ekipler yangına müdahale etmeye çalışsalar da içeride kalan üç kişi için oldukça endişelilerdi, onları kurtarmaya çalışıyorlardı. Aynı zamanda içeride kapıya oldukça yakın olan Buğra ona aynı anda seslenen iki bedene baktı, kararsız ve çaresiz bakışları resmedilecek kadar acınası duruyordu.
Önce babasına baktı, babası küçük kardeşine göre daha iyi durumdaydı ancak çıkamıyor gibi gözüküyordu. Oysa alev henüz onun tarafına ulaşmamıştı, bu iyiydi.
Ardından kardeşine döndü, o oldukça kötü durumdaydı. Alevler her bir yanını yavaşça sarmış, içine çekiyor gibi duruyordu ama umut hâlâ vardı. Müdahale edilirse yaşayabilirdi.
Babası ve kardeşi zıt yöndeydi, içlerinden bir tanesini seçmesi lazımdı bunu ona babası demişti. Seçtiği kişi olduğu konumdan çıktığı gibi alevle dolu olan tahta bir diğerinin üzerine düşecekti.
Buğra kimi seçerse seçsin bir ölüm görecekti.
Kurtardığı kişi, diğerinin canına kast etmiş olacaktı ve bu daha dokuz yaşındaki Buğra için oldukça zorlu bir karardı. Birisi canından çok sevdiği kardeşiyken, bir diğeri sevmese bile babasıydı.
Duman ciğerlerine daha fazla süzülüyor ve nefes almalarını engelliyordu, fazla zamanının kalmadığını kendisine hatırlattı. Dışarıdaki sesler de onu rahatlatmak yerine daha fazla panikleştiriyordu.
''Oğlum, kurtar beni hadi.'' Babasının seslenişiyle ona döndü, uzattığı ele baktı. Ateşle dans eder gibi duran eli onu korkuttu, babası cehennem ateşinin ta kendisiydi.
Onu orada bırakabilir, bundan sonra korkmadan rahatça kardeşiyle beraber yaşayabilirdi. Ama yapamadı.
Elleri titreyerek babasına yaklaştı, uzunca yutkundu. Durup birden kardeşine baktı, henüz altı yaşındaydı.
Bu hayata dışlanarak başlamış, babası tarafından hep hor görülmüştü. Buğra, kardeşine babasından daha çok babalık yapmıştı. Onu her zaman korumuş ve kollamıştı çünkü kardeşinin bir tek konuşabildiği insan oyken, kendisinin başka insanlar da vardı.
''Ağabey canım çok yanıyor ne olur kurtar beni buradan.'' Küçük çocuğun yakarışı Buğra'nın içini paramparça etti, dışarıya bakmaya çalıştı bir yardım görebilmek umuduyla ancak dumandan hiçbir yer gözükmüyordu. Biraz daha burada oyalanırlarsa hepsi ölecekti, bu yüzden daha fazla düşünmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR, İKİ VE ÜÇ: BULDUM SENİ
General Fiction''Sen koşmaya başla Berfu, seni her şekilde bulacağım.'' diyen adama baktım ve gülümsedim, bunun gerçek olmadığının ikimiz de bilincindeydik. Geçmişin acısı, geleceğin laneti olmuştu ve üzerimize salınmıştı. Koşsam bile beni her şekilde bulacağını...