Nisa'nın ağzından
Aradan saatler geçmişti. Akşam olmuştu ve Lale hala kapıyı açmamıştı. Hiçbirimiz de onu zorlamıyorduk. Siniri geçince bize her şeyi anlatacağını biliyorduk.Evrim: Kızlar bu böyle olmaz. İkisi de birbirini çok seviyor ve kavganın sebepsiz yere çıktığına adım kadar eminim. Lale'yi ikna edelim ve dışarı çıkalım. Hem onun da kafası dağılır.
Bu fikri hepimiz onayladık. İçlerinde en tatlı dilli kişi ben olduğum için kapıya doğru adımlarımı atmaya başladım. Kapının önüne geldiğimde 2 kez tıklattım. "Lale, güzelim beni dinleyebilir misin biraz?" dedim en sakin ses tonumla. "Ne oldu" diye biraz sert bir cevap aldım Lale'den.
Nisa: Bak ne olduğunu anlatmana gerek yok. Zamanla hepsinin çözüleceğine eminim. Bu halin bizi çok üzüyor. En azından dışarı çıkalım, eğlenelim. Kafanı dağıtırsın. Berkan aklından biraz da olsa çıkmış olur. Söz veriyorum hiçbirimiz anlatman için üstüne gitmeyeceğiz.
Yaklaşık bir dakika sonra Lale kapıyı açtı. Bana sımsıkı sarıldı ve "Hiçbir şey sormak yok. Söz mü?" dedi. "Söz güzelim."
Aycan: Hadi o zaman. Güzel güzel giyinelim.
Hepimiz onu onayladık ve hazırlanmak için odalarımıza gittik. Tam odama çıkacaktım ki Evrim bana seslendi.
Evrim: Nisa!
Nisa: Efendim kuzum?
Evrim: Benim bir elbisem var. Yeni almıştım. Çok güzel. Onu giysene bugün. Sana çok yakışır.
Nisa: Sen giy onu. Ben başka bir şey giyerim.
Evrim: Kırıcak mısın beniii
Dudak büzmüş bana bakıyordu. Tabii ki kırmayacaktım. "Tamam kuzum tamam. Getir giyeyim." dedim.
(Kuzular elbise bunun siyahı, unutmayın her detay önemli.)
Çok güzel bir elbiseydi. Çok beğenmiştim fakat abartılı gibiydi... Nereye gidilirdi ki bununla? Odamdan çıkıp kızların yanına geldiğimde hepsinin böyle giyindiğini gördüm. Aramızda en süslü Evrim'di. Eminim kendi göze batmasın diye hepimizi böyle giydirmişti...Nisa: Ee, nereye gidelim?
Evrim: Ben internetten baktım. Yakında bir mekan var. Canlı müzik vs var. Çok eğlenceli gözüküyor. Oraya gidelim hem müzik Lale'ye de iyi gelir.
Aycan: Olur bebe
Lale de kafasını onaylarcasına salladığında ben de tamam dedim. Evrim yine devasa topuklu ayakkabısını giyerken ben dünyanın en rahat minik topuklu ayakkabılarıma yöneldim. Hepimiz hazır olduğumuzda çıktık ve arabaya bindik. Berkan'ı çok merak ediyordum. Bu yüzden kızlara çaktırmadan Sercan'a mesaj attım. Aramamıştım çünkü Sercan sabah evden çıktıktan 1 saat sonra onu aramamamı, Berkan'ın iyi olduğunu ama yalnız bırakmak istemediklerini söylemişti. Ne olur ne olmaz diye aramadım
Aşkım naptınız? Sizi çok merak ediyorum. Berkan nasıl? : Nisa
Sevgilim: Daha iyi güzelim şu anlık. Olayı anlatmıyor. Biz de sadece destek olmaya çalışıyoruz. Lale nasıl? Siz ne yapıyorsunuz?
Dışarı çıktık kızlarla. Lale de bir şey anlatmıyor. Neyse sevgilim ben sana yazarım. Biz geldik. Öptüm♡ : Nisa
Sevgilim: Ben de güzelim♡
Mekana gelmiştik. Kapı açıktı fakat ışık falan yanmıyordu. Hiçbir şey anlamamıştım.
Nisa: Evrim hani canlı müzik? Işıklar bile yanmıyor.
Evrim: Belki alt katta falandır. Gelin bi girelim.
Nisa: Bence kimse yok burda.
Aycan: Nisa kimse olmasa kapı açık olur mu? Evrim haklı belki alt kattadır.
Onlara uyup içeri doğru ilerledim. Biraz ürküyordum. İçeri girdiğimizde ışıklar birden bire yandı. O kadar parlaktı ki gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda karşımda duran manzaraya anlam vermeden bakıyordum...
Kuzular lütfen yorum yapın. Hikayenin gidişatı nasıl? İstediğiniz sahneler vs varsa onları da yazabilirsinizzzz. Hepsini tek tek okuyorum yorumların ve cevap veriyorum ♡ Öpüldünüzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Bilir? (tamamlandı)
Teen Fiction~ sernis ve aycem hikayesidir ~ "karşıma ilk çıktığında; durdu zaman, dönmedi dünya... tutuldum sana, ilk bakışta."