Aycan'ın ağzından
Sabah gözlerimi açtığımda yanımda kedi gibi uyuyan bir Cemal ile karşılaştım. Onu uyandırmamaya dikkat ederek kalktım. Üstümü giyindim ve telefonu elime alıp Nisa'ya mesaj attım.
Valizi de alıp eve gittim. Benimki zaten hazırdı fakat Cemal'inki hazır değildi. Cemal'in valizini hazırlamak için odaya gittim. Kapıyı açmamla karşımda oturmuş telefonda gezinen Zehra'yı görmem bir oldu.
Aycan: Kusura bakma. Burda olduğunu bilmiyordum.
Zehra: Önemli değil. Otursana konuşalım biraz.
eliyle yatağa oturmamı istediği yere 2 kez vurdu. Gidip oturdum.
Zehra: Aycan değil mi ismin?
"Evet." dedim.
Zehra: Ben de Zehra. Cemal'in üvey kardeşiyim. Cemal senden bana bahsetmişti. Bahsettiğinden çok daha güzel bir kızmışsın.Gülümsedim ve teşekkür ettim.
Yazarın ağzından
Zehra: Dün olanlar için Cemal'e kızma. Bazen çok düşüncesiz biriymiş gibi gözükse de özünde çok iyi kalpli biridir. Kimseyi isteyerek kırmaz. Eminim gönlünü de almıştır sonrasında.
Aycan: Evet, aldı.
diyerek içten bir gülümseme bıraktı cümlesinin sonuna.Aycan: Biz bugün geri dönüyormuşuz. Sen de bizimle gelicek misin?
diye sordu.Zehra: Hayır. Aslında erkek arkadaşımla tatile gelmiştim, Cemal'i görünce onu kıramayıp burda kalmayı kabul ettim. İleride bir otel var, orada kalıyorum.
Aycan: Anladım. Şey ben Cemal'in valizini toplamaya gelmiştim. O daha uyuyor. Rahatsız eder miyim seni?
Zehra: Hayır tabii ki. Hatta ben de sana yardım edeyim.
Aycan: Gerek yok, ben toplarım. Sen rahatını bozma.
dedi ve ayağa kalktı. Cemal'in dolabına yöneldi ve valizi toparlamaya başladı.
~~~~~~
Cemal gözlerini açtığında içeride yalnız olduğunu farketti. Aycan'ı merak etti ve hemen mesaj attı.Yataktan kalktı, hemen üstünü giyindi ve karavanın anahtarlarını alıp kilitledikten sonra eve girdi. Nisa ve Aycan kahvaltıyı hazırlamış, Nisa evdekileri uyandırmaya gitmişti. Aycan ise kızarttığı patatesi ocaktan almış, içeri götürecekti. Aycan'ı gören Cemal, arkadan yaklaştı. Aycanın beline sımsıkı sarıldı. Saçlarını omzundan çekti ve omzuna minik bir öpücük bıraktı. Aycan da gülerek vücudunu Cemal'e doğru çevirdi. "Hani günaydın öpücüğüm" diyerek güldü Cemal. Gözleri Aycan'ın dudaklarındaydı. "Al sana öpücük" diyerek yanağını öptü Aycan. Cemal kızmış gibi kaşlarını çattı. "Bunu kastetmemiştim" dedi. Aycan önce güldü, sonra kollarını Cemal'in boynuna doladı ve "Biliyorum" dedi. Cemal'in dudağına minik bir öpücük bıraktı. Cemal Aycan'ın dudağına tekrar yaklaştı ve uzun soluklu bir öpücük bıraktı. "Bu daha iyi oldu" dedi Cemal gülerek. Aycan da güldü ve "Hadi patatesi de götürelim" dedi. Patates kızartmasını koyduğu tabağı aldı ve içeriye doğru yürüdü. Cemal de peşinden geliyordu.
Berkan: Ooo babakolar bu nasıl sofra ya
diyerek masadaki bir sandalyeyi çekti ve Lale'ye oturması için işaret etti. Lale oturduktan sonra Berkan da Lale'nin yanına oturdu. Mert ve Evrim henüz sofraya gelmemişti. Nisa oturmuş, Sercan ise herkese çay koyuyordu. Sıra Nisa'ya geldiğinde dolaptan meyve suyu aldı getirdi. Nisa kahvaltıda sıcak içecek içmeyi sevmiyordu, bu yüzden meyve suyu veya limonlu su içerdi.
Aycan: Ben de meyve suyu içsem olur mu
diyerek Sercan'a baktı.
Sercan: Hayır olmaz.
dedi sertçe. Aycan şaşırmıştı.
Sercan: Şaka yapıyorum kızım soruya bak. Al iç tabii
diyerek kahkaha attı ve Aycan'a yeni bir bardak getirip meyve suyu koydu. Aycan dahil sofradaki herkes gülüyordu.
Lale: Mert'ler nerde?
Nisa: Ben çağırdım onları. Geliyoruz dediler ama bilmiyorum.
dedi. Nisa'nın cümlesi biter bitmez Evrim ve Mert'in sesleri duyulmaya başladı.
Mert: Tamam evrim. Sen haklısın. Özür dilerim tamam.
Evrim: Tabii ki ben haklıyım mert. Ben her zaman haklıyım.
Mert: Evrim saçmalama dalga geçiyorum ya. Ne haklısı? Kuzenim diyorum kız kuzenim!
Evrim: Banane kuzeninse. Benimle bile bir tane böyle fotoğraf paylaşmadın. Kızla dipdibe fotoğraf paylaşmışsın.
Evrim son söylediği cümleden sonra masaya oturmuş, kollarını birbirine bağlamış kafasını Mert'in olmadığı tarafa çevirmişti.
Mert: Tamam Evrim gel.
diyerek evrim'in omzunu dürttü. Evrim o tarafa bakmıyordu. Sofrada kimse bir şey anlamamıştı ancak olaya da karışmıyorlardı. Herkes sessiz sessiz yemeğini yiyordu.
Mert: Sevgilim hadi fotoğraf çekilelim.
Evrim hala Mert'e bakmıyordu. Mert Evrim'in göbeğine parmağını uzattı.
Mert: Bak gıdıklarım.
Evrim hala bakmayınca Mert Evrim'i gıdıklamaya başladı. Evrim "tamam dur" diyerek kahkahalar atıyordu.
Mert: Hadi fotoğraf çekilicez.
diyerek Evrim'e telefonu uzattı. Evrim'in kolunu tutup kendi omzuna attı.
Fotoğrafı çekilir çekilmez Mert instagram da paylaştı.
Açıklama kısmına ise "Hem zor, hem vazgeçilmez bir kadın♡" yazdı. Açıklamayı okuyan Evrim Mert'in yanağını öptü ve gülerek yemek yemeye başladı.
Yemek bittiğinde herkes odasına valizlerini almaya gitti. 2 araba ve bir karavan vardı ellerinde. İlk arabaya Aycan, Cemal, Berkan ve Lale; diğerine ise Evrim ve Mert binecekti. Sercan ve Nisa karavanları ile döneceklerdi. Herkes arabasına yerleştikten sonra Berkan camdan kafasını çıkarttı ve bağırdı. "Elveda tatil !". Herkes güldü ve yola koyuldular.
Bu daha çok geçiş bölümüydü. Bir sonraki bölümde yol kısmını atlayacağım ve direkt herkesin evinde olduğu andan başlayacağım. Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın♡
Bu arada whatsapp konuşmalarının saatlerini bile tek tek ayarladım ama ss alırken üstte benim telefonumdaki saat gözükmüş😂 Ona takılmayın lütfen sadece konuşmalara bakın♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Bilir? (tamamlandı)
Novela Juvenil~ sernis ve aycem hikayesidir ~ "karşıma ilk çıktığında; durdu zaman, dönmedi dünya... tutuldum sana, ilk bakışta."