7

1K 40 14
                                    

Nisa
Kapıyı çaldıktan sonra şaşkın gözlerle kapıyı açan bir Aycan gördüm karşımda.

Nisa: Kuzum, hadi anlat bakalım ne olduğunu.

~flashback~
(Aycan'ın ağzından)
Taytımı ve kısa tshirtümü giydikten sonra saçımı da yarım topuz yapmıştım. Gerekli eşyaları çantama doldurdum ve spor ayakkabılarıma yöneldim. Telefonumun çalmasıyla ayakkabımı bıraktım ve telefonu açtım. Takımdan Ceyda arıyordu.
"Efendim Ceyda?"

Ceyda: Aycan maç haftaya ertelenmiş. (Burada sebebini anlatıyor işte)

Aycan: Tam da giyinmiş evden çıkıyordum ya. Neyse tamam canım sağ ol haber verdiğin için, öpüyorum.

Ayakkabıları bırakıp üstümü çıkartmaya gittim. Dışarı çıkmaya hiç niyetim yoktu. Askılı pijama üstümü ve şortumu giyip dizüstü bilgisayarı aldım. Tam koltuğa yayılıp film izleyecektim ki kapı çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda Cemal'i gördüm.

Aycan: Hoşgeldin Cemo. Bir şey mi oldu?

Cemal: Aslında... Bir şey yok. Habersiz geldim değil mi? Gelmemem lazımdı. Aslında Aycan ben bir şey öğrenmeye geldim.

Aycan: Bir şey öğrenmeye mi? Benden mi? Ne ki o?

Cemal eve 2 adım attı ve tuttuğum kapıyı kapatarak sırtını kapıya yasladı. Bana yaklaştı, kolumdan tuttu ve beni kapıyla kendi arasına aldı. Yüzlerimiz çok yakındı. "Evet, bu sorunun cevabı dudaklarında gizli."
Ne diyordu? Hiçbir şey anlamıyordum gerçekten. Ben bunları düşünürken dudaklarımda hissettiğim dudaklarıyla şok olmuştum. Gözlerimi kocaman açmış ona bakıyordum. Hiç tepki vermiyordum. O ise bana aldırmadan gözlerini kapatmış beni öpmeye devam ediyordu.

Bunu neden yaptı, bilmiyordum. Sadece... Anın tadını çıkarmaya karar verdim ve gözlerimi kapattım. Kendimi dudaklarına teslim ettim...

Birkaç dakika sonra benden ayrıldı. Yüzümüz hala çok yakındı. "Cemal, neden yaptın bunu?" diyebildim sadece, sessizce.
Cevap vermedi... Öylece gözlerime bakmaya devam etti. Ne o gözlerini çekiyordu ne de ben. Bir süre sonra "Bazı soruların cevaplarını öğrenmem gerekiyordu... Sanırım öğrendim." dedi. Anlamamış gözlerle ona bakıyordum.

Cemal
Söylediklerimden hiçbir şey anlamadığı bakışlarından belliydi. Tamam, ben her kızdan hoşlanırdım. Ve bu hep birkaç gün sürer biterdi. Benim sevgim başka bir kız görene kadardı. Ama Aycan...

Ona karşı da böyle olduğumdan emin olmak istemiştim. Dudakları dudaklarıma değdiğinde hızla atan kalbim Aycan'ın farklı olduğunu fısıldıyor gibiydi. İnsan bu kadar kısa sürede aşık olabilir miydi? Aşk değilse bu kalbim neden bu kadar hızlıydı?

"Sana her şeyi anlatacağım Aycan. Lütfen bekle beni..." dedim ve Aycan'ın kapıdan çekilmesini bekledim. Şaşkın bir şekilde, tek kelime etmeden kapıdan çekildi. Hızla çıktım ve yürümeye başladım.

~~~~~~~~~~~~~~
Nisa
Aycan olanları anlattığında ne diyeceğimi bilememiştim. Cemal'in Aycan'a bir şeyler hissettiğini kesin olarak anlamıştım. Daha önce hiç bir kızı öptüğü için bu kadar afallamamıştı. Aycan'ın ne hissettiğini merak ediyordum.
"Peki sen Aycan? Ne hissettin?"

Aycan: Nisa... Çok, çok güzeldi. Sadece çok şaşırdım. Ani tepki vermekten çok korktum. Yine kalbini kırıp onu kendimden soğutmaktan çok korktum. Ona değer veriyorum.

Aycan da ondan etkilenmişti. Aycan zaten biri ona merhaba dese etkilenir hoşlanırdı. Bu farklı gibiydi... Aycan farklı duruyordu. Sürekli cümlesini bitirdikten sonra elleri dudaklarına gidiyordu. Bunun 2 anlamı olabilirdi. Ya Aycan'ı daha önce kimse Cemal kadar iyi öpememişti, ya da Aycan da Cemal'e aşık oluyordu. 2.sini daha mantıklı bulmuştum.

Nisa: Aycan, Cemal sana aşık olmuş.

Aycan: Nasıl ya?

Nisa: Sana aşık olup olmadığını anlamak için öpmüş işte seni. Bu kadar afalladığına göre o da sana aşık. Bir araya gelip konuşmalısınız.

Aycan: Olmaz Nisa. Bakamam yüzüne. Çok utanırım. Hem hadi o anlamak için öptü. Ben niye karşılık verdim? Salağım ya.

Nisa: Çünkü sen de ondan etkilenmişsin Aycan. Aşıksın belki de?

Aycan: Bu duygunun tarifi ne bilmiyorum ama... Çok garip. Yine de konuşmak istemiyorum.

Olaya el atmam gerektiğini anlamıştım. Aycan'a sımsıkı sarılıp ondan olan her şeyi düşünmesini istedim. Beni onayladı ve yatağına gitti. Ben de bu sırada Sercan'ı aradım.

Nisa: Alo, Sercan?

Sercan: Efendim güzelim?

Nisa: (Olanları anlatır.) Anlayacağın yardıma ihtiyacı olan 2 aşık var ortada.

Sercan: Cemal'e bak sen... Ne hızlı çıktı lan.

Nisa: Ay Sercan geç oraları. Benim aklımda bir şey var. Bu akşam Cemal'i sizin eve çağır. Ben de Aycan'ı alıp oraya geleceğim. Sonra ikisini tesadüfen olmuş gibi bir odaya sokar kilitleriz. Artık orda konuşur dururlar.

Sercan: Tamam güzelim. Ben konuşayım Cemal'le.

Sercan
Nisa ne dese yapardım zaten. Hemen Cemal'i aradım.
"Cemo, bize gelmen lazım."

Cemal: Sercan hiç modum yok. Sonra görüşelim olur mu?

Anlaşılacağı üzere, ikna etmek kolay olmayacaktı. Bir bahaneye ihtiyacım vardı.

Sercan: Cemal lütfen beni kırma. Sana ihtiyacım var. Nisa'ya açılacağım ve onu evime çağırırsam yanlış anlar. Sen bize gel, Nisa'yı da çağır. Sonra gidersin hemen ikimiz yalnız kalırız.

Cemal: Nisa'ya mı açılacaksın? Tek 2 günde aşık olan ben değilmişim. Oh be. Tamam geliyorum.

Büyük bir sevinçle telefonu kapattım ve Nisayı aradım. Cemale söylediğim yalanı Nisaya da anlattım. "Salak ya..." diyip gülerek telefonu kapattı. Telefonu ısırasım gelmişti bu nasıl bir tatlılık.

AKŞAM  ( yazarın ağzından)

Sercan ve Nisa'nın planı bir noktaya kadar tutmuştu. Cemal Sercan'lara çoktan gelmiş, Nisa'yı bekliyordu. Nisa ve Aycan ise hazırlanmış yoldalardı. Nisa kısa, şortlu, salaş ve askılı beyaz bir tulum, Aycan ise kısa şort ve üzerine bol uzun siyah bir tshirt giymişti. Sonunda Sercan'ların evinin önündelerdi ve kapıyı çaldılar. Kapıyı Sercan açtı ve ikisini de içeri davet etti.

Cemal ve Aycan birbirlerini görünce şaşırmış bir şekilde kaldılar. Cemal ve Aycan olanlardan hiçbir şey anlamamıştı. Yine de bozuntuya vermediler. Sıra Nisa ve Sercanın bir bahane bulup ikisini odaya kilitlemesi kısmındaydı. Akıllarında bir plan vardı.

Nisa üst kata çıkmış, bir oda seçmişti. Daha sonra düşmüş gibi yapıp çığlık atmaya başlamıştı. "Cemaaal, Aycaan ! Koşun, düştüm canım çok acıyoor." diye bağırmaya başladı. Cemal, Aycan ve Sercan koşarak yukarı çıktılar. Hepsi odaya girdiler. Planları hemen Sercan'ın Nisa'yı kucaklayıp odadan çıkartmasıydı. Hızlıca çıkıp kapıyı kilitleyeceklerdi. Sercan Nisa'yı tam kucaklamaya yeltenirken kapının kilitlenme sesini duydular.

Cemal: Hadi bakalım seco! Göster kendini. Bizden bu kadar.

Plan ellerinde patlamıştı.

Naber olmayan okuyucularım? İyiyim ben de. Yorum atmak ister misiniz?

Kim Bilir? (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin