B.8: İSTİLACI YARATIKLAR

2.5K 364 350
                                    

🌟 bölüm beğenmeyi UNUTMAYINIZ!

Bu arada bölümler gün gün değil de, hafta hafta hatta bazen ay ay akıp gidiyor. O yüzden bölümler içinde zaman hızlı geçiyor. Umarım kafalar karışmıyordur. Bunun başlıca sebebi asıl kurguya ulaşmak, iki karakter arasına eski bir yaşanmışlık katmak ve birbirlerinden önce ki hayat tarzlarına vakıf olmak içindir.

Teşekkürler!
İyi okumalar:)

<~~~~>

>YadePoyraz<

Aile evinde ki işlere daima büyük bir curcuna hakimdi. Kalabalık ailenin olayı da buydu ya, her kafadan ayrı bir ses çıkardı. Kimse bazen ne konuşulduğunu bile takip edemezdi. Bir yerde bunaltır ama tadından da yenmezdi.

Biz Poyraz ailesiyiz. Babam emekli askerdi. Annem ise sınıf öğretmeniydi. Zamanında bir köy ilkokulunda karşılamış, tanışmış ve birbirlerini sevmişlerdi. Evlenip iş bebek yapmaya gelince... eh... işler biraz karışmış olmalıydı. Dört kardeştik ve benim sahip olduğum üç abim vardı. Aynen öyle tam üç abim var. Allah'ım neden bir değil üç?

Benim tabirimle onlar; Kerberos'tu!

Kerberos; Yunan mitolojisinde Hades'in yönettiği ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı köpeğin adıydı. Ben ise üç abime gönderme yapıyordum. Ergenliğime kadar üç abimi çok severdim; çünkü sırayla atım, prensim ve beni daima güldüren adamlar olmuşlardı. Ama sonrasında cehennemdeki zebanilerin ön gösterimi olduklarını öğrenmiştim. Onlar yeraltı kapısına bekçilik eden Kerberos gibi benim odamın kapısına bekçilik ederlerdi. Tüm kız arkadaşlarım onlara aşıktı. Aşırı sahiplenici olmak en belirgin özellikleriydi. Ve küçük kız kardeşlerini yani beni dünyada ki tüm kötülüklerden korumaya yemin etmişlerdi. Bu şaka değil. Cidden yemin ettiler.

Üçü arasında da ikişer yaş vardı. Aslında çocukların üçü de peş peşe erkek olunca bizimkiler o noktada bırakmışlar mı ne. En küçük abimden dört yıl sonra ben çıka gelmişim. Sürpriz! Bir elim yağda diğer elim balda büyürken çok, çok sevildim ve hissettim. Ben eşsiz bir sevgiyle güzelce büyüdüm. Babam üzerime titrerdi. Hala da bana çok düşkündür. Onun sert mizahını bir tek ben kırabiliyordum.

Abilerime gelince... sizi onlarla tanıştırayım... ama sakın aşık olayım demeyin. Bunu artık kaldıramıyorum!

Şimdi başınızı kaldırın lütfen. Biraz daha. Az daha. Eh, oralarda bir yerde iki metrelik olan en büyük abim; Nezih Poyraz karşınızda. Kendisi milli basketbolcuydu. Bana güzel hediyeler alıp işaret parmağımda top çevirmeyi öğretmişti. En büyük olduğu için onunla daha iyi anlaşırdım. Benimle alakasız kavgaları olmazdı. Baba gibi abiydi.

Şimdi de aşağı inin. Biraz daha. Evet, geldik. Ortancaları İsa; 175lik boyuyla biraz bodur kalsa da milli güreşçiydi. Kaslı bir vücuda sahipti. Yemek yemeyi de yapmayı da çok severdi. Çokta güzel yapardı. Özellikle tatlıları müthişti. Annemden bile iyiydi! Bana takılmayı çok severdi. Onun stres topu gibi bir şeydim.

Şimdi biraz kaldırın başınızı. Çok değil. 180lik son numara Musa. Ne yaptığını tam bilmediğimiz bir üye. Lisede voleybol oynuyordu ve pasördü. Takımıyla harika işlere imza atmıştı. Son sınıfta çok kötü sakatlandığı için bırakmak zorunda kalmıştı. Şimdiler de Fizik okuyordu en son ama yakışıklı olduğu için mankenlik yapmaya başlaşmış. Bu yüzü harcamamak lazımmış. Kızlar eskitmeden parasını yemeliymiş. Babam en çok ona gıcık olurdu. Daima bakımlı ve en masraflımız oydu. Benimle en çok dalga geçendi ayrıca. Sonuncu ünvanını ondan çaldığım için kızıyordu. Çok sık ve kötü kavga ederdik. Laf dalaşımız meşhurdu.

Kayıp Ruhlar AnıtıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin