🌟 bölümü beğeniniz!
İyi okumalar:)>YadePoyraz<
Sonunda Polonya'ya değişim öğrencisi olarak gidiyorduk. Kızlarla bunu kafamıza çok uzun zaman önce koymuştuk. Ben biraz kendi kafama göre hareket edip aileme sınavlara girip geçtikten sonra haber vermiştim. Annem sevinirken babam kesin bir dille itiraz etmiş, gitmeme izin vermediğini söylemişti. Onu ikna etmek öyle güçtü ki... benim babam bir kere inat edince kök söktürürdü adama. Olmaz diyorsa olmazdı. Öyle eğitim almama karşı olduğundan değil de daha çok küçük kızını oralara göndermemek istediğindendi. Onu anlıyordum; ama ben de babamın kızıysam bundan vazgeçmem diye inat etmiştim. Olaylar biraz büyüdü. Hele Kerberos işin içine girince işler daha da karışmıştı.
Abimlere bile milyon dil dökmüş, artık küçük bir kız olmadığımı anlatmaya çalışmıştım. Tam şimdi Polonya uçağına bineceğim. Hala onları tam ikna edebilmiş değilim.
Abimler beni karşılarına aldıklarında tek tek yüzlerine baktım. Nezih gidiyorum diye Ankara'dan gelmişti. İsa özel bir kamptaydı ki eve bile uğramıyordu. Ama gelmişti. Musa ise onun nerede olduğunu bilmiyordum ama gelebilmişti. Onları hiç mi hiç özlemeyecektim. Belki... birazcık...
"Bak, kızım." Dedi İsa abim. "Yabancı damat istemiyoruz. Nokta."
Gözlerimi devirmemek için kendimi kastım.
"Buna kimse bakmaz ki." Dedi Musa. "O konuyu dert etmeyin bence. Asıl sakın kaybolayım deme, Yadecik. Sonra seni kaçırırlar falan uğraştırma bizi. Çok fena şeyler olur. Uluslararası piyasaları bozma."
Kaşlarımı çattım. Ne alaka be?
"Bekleyin." Dedi Nezih abim. "En önemli olayı kaçırıyorsunuz." Hepimiz ona döndük. 28 yaşında olgun insandır dersiniz değil mi? Değil. Konu ben olunca 8 yaşında gibi davranıyorlar. Dedi ki; "Paraya ihtiyacın olursa sakın bizi arama. Seni tanımıyoruz."
Hepsi kahkahalarla güldüler. Seslerine birkaç kişi baktı. Yakışıklı adam gören birkaç kız kıkırdadı hatta. Benim tepemden dumanlar çıkıyordu bu arada.
"Aptalsınız." Diye homurdandım. Kollarımda gülümseyen limon yastığımı sıktım.
"Bak, bak dudağını nasıl sarkıttı. Oyuncağına da sarılıyor. Ağlama abisi." Dedi İsa. Beni taklit ediyordu. "Ağlatacaksın kızı, abi ya. Yapmasana."
Nezih beni dürtüp "Şaka yaptım kız." Dedi. "Beni arayabilirsin. Deniz de kum ben de para."
Musa başını olumsuz yönde salladı. "Beni arama." Dedi. "Param yok benim. Sana verecek hele hiç yok."
"Kalsın. Senin pis paranı istemiyorum." Dedim.
Musa bana üstten bir bakış atıp "Allah Allah. Görürüz." Dedi.
"Görürsün." Deyip ona dil çıkardım. "Kalbin pis senin vermezsin sen ki zaten."
"En temiz kalpli benim. Beni herkes sever bir kere, gayet sevgi dolu bir insanım." Dedi. "Bunca yıl abini tanıyamamışsın sen bok böceği."
"Senin mi kalbin temiz?" Diyerek Musa'ya ters ters baktım. "Kandır kendini."
"Öyle. Senin bulduğun hıyarlara benzemem ben." Dediğinde Nezih ile İsa bize döndü ki hıyarları açıklamasını isteyeceklerdi. Buna fırsat vermeden konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruhlar Anıtı
أدب المراهقينkafamın içi terkedilmiş bir akıl hastanesiydi. bitmeyen bir kavgaydım. kaçmaya çalıştığım her şeyin tam ortasındaydım.