>YadePoyraz<Bu eve geldiğim günü dün gibi hatırlarken içimde birçok kırık parça vardı. Bir kere ailemin bana güvendiği o doğruluğu yıkmış onlara yalan söylemiştim. Sırf kendi çıkarım için yaptığım yanlışın üzerini kapatmaya daha çok yanlışlar yaparak çalışmıştım. Tamam belki kendimi bilerekten soydurmamıştım ama suçlu hissetmemem imkansızdı. O yüzden üstünü örtmek, geri kazanmak ve onlara ödemek istedim. Başlar da çok korktum. Her gün onlarla konuşsam da, yanımda olduklarını bilsem de korkuyordum. Onlardan uzak olmak istemiyordum. Ama düzeltmem gereken şeyler vardı.
Bu yaz bambaşka bir insan oldum. Mükemmel bir aile ile tanışmıştım. Küçücük kalpler kazanmış ve kayıp bir ruhla karşılaşmıştım. Her şeyden öte aşık olmuştum. Bir takım şeylerle sınanmış hayata dair önceliklerimi kökünden değiştirmişti. Ben bambaşka bir insan olmuştum.
Şimdi önemli olan tek şey aileme kavuşmak ve kalan hayatımı bu yazdan çıkardığım bu korkunç deneyim ile mükemmelleştirmekti.
"Her şey yolunda." Dedi Sumru. Şoför koltuğundaydı. Evime doğru sürüyordu. "Tırnaklarını yemeyi bırak. Sakin ol, Yadeciğim."
"Demesi kolay. Kusabilirim şu an. Yarın mı gitseydik? Prova mı yapsak önce?"
"Zamanı geldi, Yade. Uzatmanın, ertelemenin bir yararı olmaz."
Sumru'ya bir bakış attım. Haklıydı.
Arka taraftan Ahu "Herkesin evde olduğunu biliyorsun değil mi?" Dedi. "Sanırım Nezih abi için toplanıldı."
"Biliyorum, biliyorum."
Sumru "Sorun olmayacak." Diye fısıldadı.
"İnşallah."
Başımı koltuğa yaslayıp gözümü kapattım. Sanki uçaktan yeni inmişte ailesine çılgın bir sürpriz yapmak üzere olan biriydim. Senaryo buydu yani. Her türlü onlar için sürpriz olacaktı gerçi. Ben de hazırdım bu role... olmalıydım...
Arabayı bizim apartmanın bahçesine park ettikten sonra kızlarla valizlerimi arabadan aldık. Etrafa bakmak bile burnumu karıncalandırıyor, gözlerimi yaşartıyordu. Özlem somutlaşıyordu. Acı bir o kadar da tatlıydı. Her şey bıraktığım gibi aynıydı da en farklıları bendim işte. Bambaşkaydım bugün orada. Kızların gülümseyen yüzlerinden güç alarak eve yöneldik. Kapıyı annem açtı. Kollarımı havaya kaldırıp sürpriz dedikten sonra ona sarılmak için uzandım. Ağladığımı biliyordum. Artık tutmak istemiyordum. Eve dönmek ve anneme sarılmak istiyordum. Kollarında küçülmek, güvende hissetmek, kırılmış tüm parçalarımı birleştirsin istiyordum. Beni iyileştirsin istiyordum. Ben en çok annemi istiyordum...
"Yade'm..."
Hıçkırıklarım izin verse konuşacaktım ama ağzımı açamıyordum. Bu kavuşmanın ötesinde iç hesaplaşmaları ile dolu insanı çiğ çiğ yiyen bir durumdu. Neyse ki iyiyiz, iyisiniz. Ailem buradaydı. Beni koşulsuz seven ve her ne olursa olsun sahip çıkan insanlar buradaydı işte. Önce babam ardından abilerim kolları arasına aldı beni. İnsanın başına ne gelirse gelsin dönecek bir yuvasının olması, o yuvanın kapısının ger daim açık olması ve o yuvanın içinde de onu bekleyen sevdiklerinin olması ne kadar da değerli bir şeydi. Bir şeyleri kaybetmeden de kıymet verebilmeyi öğrenmeliydi insan. Yarın çok geç olmadan sarılmamız şarttı.
Önce kayboldum, sonra kavuştum.
<~~~>
<KURGU DA HIZLANDIRILMIŞ ZAMAN AKIŞ SİMÜLASYONU>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruhlar Anıtı
Teen Fictionkafamın içi terkedilmiş bir akıl hastanesiydi. bitmeyen bir kavgaydım. kaçmaya çalıştığım her şeyin tam ortasındaydım.