Kardeşlik zor günde bırakmak değil, sıkı sıkı sarılmaktır.

73 1 0
                                    

kusura bakmayın staj yüzünden bölümlerim gecikti..

Diyerek yoldan geçen taksiye atlayıp okulumun adını söyleyip kafamı cama yasladım. Beni  nasıl öper ya nasıl cüret eder kendinin ne sanıyor bu manyak. Tamam yakışıklı kaslı hatta çok güzel gülebilir ama  beni öpeceği anlamına  gelmiyor.  Geri zekalı mal. Manyak herif. Aslında dudakları yumuşacıktı nazikçe öpmesi biraz da hoşuma gitmedi değil istemsizce elim dudaklarıma gitti. aman be su ne diyorsun alla sen off buğra kafamı allak bullak etmeyi nasıl beceriyorsun. Düşüncelerimin arasında okula geldiğimi fark edip ücreti ödeyip taksiden indim okulun bahçesinde bizimkileri görünce yanlarına gittim. Yani eslima, mete ,çisil,gamze, doruk ve efe den bahsediyorum bunların arasından en iyi anlaştığım doruk ama bu aralar biraz bana kızgın onur hakkında dediklerini dinlemediğim için keşke dinleseydim ama artık çok geçti hem kalbime söz geçirememiştim ki. 

Beni görünce çisil hemen ayağa kalkıp yanıma geldi ve sarıldı. Beni görünce doruk hemen oradan ayrıldı. Onun gitmesiyle gözlerim doldu. Onunla çocukluğumdan beri arkadaşız kardeş gibi büyüdük biz ama bu yaptığı çok saçma yanımda olması gerekmez miydi.  Düşüncelerimden çisilin konuşmasıyla ayrıldım.

“canım iyi misin duyduk olanları” dedi şimdi hiç konuşasım yok ama meraklı arkadaşım işte

“iyiyim . ben iyiyimde doruk bana hala kızgın mı ?“ diyerek olanları öğrenmeye çalıştım.

“güzelim doruğa da hak ver biraz. Sana  o kadar dedi sen dinlemedin ve sonra bu olanlar kızması normal ama düzelir aranız sıkma sen canını “   diyerek beni rahatlatmaya çalıştı ama ben dorukla konuşmadan rahatlayamam. Bizimkilerle biraz sohbet ettikten sonra zil çaldı okula girerken buğranın daha yeni geldiğini gördüm kafamı iki yana sallayıp umursamadan okulun içine girdim. Sınıfa girdiğimde doruk yerini değiştirip başka birinin yanına oturmuş olduğunu görünce boğazıma bir şeyler düğümlendi . Bende yerime geçtim hemen –pencere kenarı en arka sıraya yani önceden burada dorukla otururduk- yerime oturunca içeriye buğra girdi ne yani benimle aynı sınıfta mıydı bu inanılmaz gerçekten bana doğru geliyor birde gelmesene lan   umarım yanıma oturmaz. Lanet olsun başka yer mi yokta yanıma oturuyorsun be salak .gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyorum şuan. İçeriye edebiyat hocası ahu hoca  girince dikkatimi ona verdim bu kadını çok seviyorum ya. Konuşması tavırları çok ilgimi çekiyor. Saygıda kusur etmediğimiz sürece bir sıkıntı çıkmıyor . sıkıldığımız zaman dersi bölüp sohbet ediyoruz. Çok zevkli geçiyor.  Ben bunları düşünürken yanımda oturan egoisti tamamen unutmuştum. İşte dersi sevmenin faydası kendini bile unutuyorsun bazen . tabi bütün dersleri sevmiyorum  o ayrı. Buğra birden önüme bir kağıt koydu.üzerinde;

“bugün için özür dilerim. Okul çıkışı konuşa bilir miyiz ?” yazıyordu. Buğra ne özür dilemeyi nede ondan özür dilenmesini sevmez. Demek ki çok üzgün. Aman canım oda beni öpmeseymiş hiç uğraşamam eve gidip yatarım.

Elime bir kağıt ve bir kalem alıp cevap yazmaya başladım.

“üzgünüm ama sizinle ne konuşmak nede görüşmek istiyorum buğra bey..”

Yazıp önüne sertçe bıraktım. Biraz fazla sert bırakmış olmalıyım ki ahu hoca bile bir an duraksadı. Buğraya baktığımda elinde benim vermiş olduğum cevaba baka kalmış bir şekilde karşılaştım. Fazla mı tepki verdim acaba diye düşünürken bir anda buğra bana sinirle baktı ve hemen sınıftan çıktı.

“burası dingonun ahırı değil “

Diyerek bağıran ahu hocayı bile takmamıştı beyefendi.

Bana yüreğinle gel..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin