thirteen

1.1K 143 27
                                    

22.10.2018  14.08

"doğum günümden sadece üç gün önce babamla barıştıklarına inanamıyorum!"

"neden ki, sevinmedin mi?"

"hayır tabii ki de. sırf babam yüzünden ayrı eve çıktığımı biliyorsun. üstelik annem de istediği kadar burada kalabilirdi yani. o herif-"

devamı her neyse, duymak istemedi hyunjin.

"bu bana kendimi kız tarafıymışım gibi hissettirdi."

minho gülümseyerek sevgilisinin elini ensesine götürüşünü izledi.

"eminim kız olmak da sana çok yakışırdı hyunjin."

hyunjin kendini tutamayıp güldü.

"bence sana daha çok yakışırdı minho. hem miniciksin de zaten."

minho'nun gülümseyen dudakları yeniden eski halini alıp büzülürken, hyunjin'inki yüzüne mümkünmüş gibi daha çok yayıldı.

"eğer şunu yapmaya devam edersen öperim seni."

minho'nun dudakları tekrar eski halini alırken bu, hyunjin'in kaşları için geçerli değildi.

"cidden mi?"

"dudaklarım o haldeyken beni öpemezdin hyunjin."

aralarındaki mesafeyi birkaç adımla kapatırken kendini durdurmadı ve sevgilisinin bedeninin kapıyla bütünleşmesini izledi ve ağzından ufak bir "uwu," nidasının da dökülmesine engel olmadı.

minho kendini tutamayıp gülümsediğinde bu, hyunjin'in de gülümsemesine neden oldu.

"eğer gülümsemeye devam edersen seni öpemeyeceğim minho." omuz silkti kapıyla bütünleşmiş beden.

"bu senin sorunun."

birkaç adım uzaklaştıktan sonra arkasını dönmeden önce mırıldandı küçük olan, "hevesim kaçtı benim."

bunu duyan minho ise koşarak, "hey!" diye bağırdı. ardından da hyunjin'in sırtına atlayarak son sözlerini söyledi:

"beni orada ve o hâlde bırakmak senin ne haddine acaba?!"

ー future ♡ hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin