nineteen

916 131 34
                                    

26.10.2018  12.45

söylemeli miyim?

diye düşündü.

yoksa onun bana yaptığı gibi-

yutkundu. hyunjin'i suçlayamazdı. çünkü tamamen kendi aptallığıydı. sevgilisi ona yeterince açık etmeye çalışmış ve minho da tüm bunlara gözlerini yummuştu.

hyunjin'i uyandırmadan önce ağladı bir süre. ardından bunun kendisine hiçbir yararı olmadığını fark ederek dolabın üzerinde duran su şişesini aldı eline. bir yudumu içmeyi başarabildiğinde ağzını kapatarak yeniden koydu yerine. son olarak ellerini yelpaze amaçlı kullanarak yüzüne doğru salladı.

ağladığının belli olmamasını umarak derin bir nefes verdi ve önce tereddütle, sonra da kararlılıkla dürttü hyunjin'i.

küçük olan yavaşça araladığında gözlerini, gördüğü yüz ona yardımcı olarak tamamen ayılmasına neden oldu ancak ağzını bile aralamaya fırsat bulamadan, "gelecekle alakalı bir şeyler gördün mi yine?" sorusunu aldı.

hem sevgilisine söyleyemediği için yakalanmış olmanın hem de aynı kişinin bakışlarının verdiği gerginlikle yutkundu ve doğruldu yatakta ağır ağır kolları yardımıyla.

"nasıl öğrendin?" diye sordu utana sıkıla.

"inan bana senden duymuş olmayı dilerdim hyunjin."

hyunjin dudaklarını dişlediğinde minho elini yanağına götürerek burnunu çekti.

sevgilisinin ağladığını fark etmesiyle kaşları çatıldı, "bunu... benden başkasından öğrenmen imkansız," dedi ve beyninde oluşan senaryoları uzaklaştırmaya çalıştı.

"beni eve falan göndermediler," girizgâhı bu şekilde oluşturduğunda derin bir nefes verdi. söyleyecekti çünkü bunun üstünden tek başına gelemezdi.

"ben öldüm," hyunjin anlam vermeye çalışarak minho'ya bakarken minho devam etti. "sen ameliyattan çıktığında hoseok bana bu müjdeli haberi verebilmek için lavaboya gelmiş, benim yanıma."

güldü. bu anlattıklarının hepsini o görüler sayesinde biliyordu, kihyun'un ona detay verdiği falan yoktu.

"ama ben yerde yatıyormuşum, nefes almadan, nabzım atmadan." yutkundu. "tüm geleceğimi gördüm hyunjin," bakışlarını yere indirdi. "bu yüzden atmayı bıraktı kalbim, kaldıramadı bu yükü."

hyunjin gözlerini kırpıştırırken minho da yeniden dikti bakışlarını hyunjin'inkilere. "ben nasıl öldüğümü gördüm," dudakları titredi. "o ana üçüncü bir kişi olarak tanık oldum."

elleriyle kapattı yüzünü, "ben ölmek istemiyorum hyunjin," bir hıçkırık firar ediverdi dudaklarından, içinde tutamadı. "seni bırakmak istemiyorum."

sevgilisinin boğuk sesi ve sözleri hyunjin'in içini parçalayıp onun da ağlamaya başlamasına neden olurken kalbine hakim olan tek bir duygu vardı.

çaresizlik.

"ne... ne zaman öleceksin?" diye sorabildi sadece. minho'nun ise yalan söylediği tek konuydu aynı zamanda.

"bilmiyorum."

ー future ♡ hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin