Kulağına gelen seslerle yavaş yavaş gözlerini açtı karamel saçlı. Önce esnedi ve ardından üzerindeki pikeyi atarak rahat yatağından kalktı.
Banyoda işlerini hallederek gürültülü salona girdi. Sarı saçlı kendisinden küçük çocuk koltukların üzerinde zıplıyor onunla aynı yaşta olan diğer sarı saçlı ise masaya kitaplarını yaymış ders çalışmaya çalışıyordu.
Ancak bu pek mümkün değildi. Çünkü koltuğun üzerinde zıplayan yunus sesine benzer sesler çıkarıyor ve komik bir şey olmamasına rağmen kendi kendine gülüyordu.
Jaemin, kafasını iki yana salladı ve ders çalışan çocuğun yanına adımladı. "İstersen benim odama geçebilirsin." Çocuğun rahat olmadığını anlayarak küçük bir öneride bulundu ve eşyalarını toplayıp koşarak salondan çıkmasını gülerek izledi.
"Jisung! Nereye gidiyorsun? Bende geleceğim!"
Arkadaşının peşinden gitmek için koltuktan inmeye çalışan küçüğünü arkasından yakaladı ve kucağına alarak koltuğa oturttu.
"İzin ver çalışsın Chenle."
Chenle suratını astı ve televizyonda oynayan çizgi filme bakmaya başladı. Ancak aklı ders çalışan çocukta kalmıştı. Her zaman onun yanında olmasını istiyordu. Bu yüzden abisinin mutfağa gitmesini fırsat bilerek odaya koştu.
Hızla kapıyı açıp tekrar aynı hızla kapatması diğerini korkutmuş ve kitabını yere düşürmesine neden olmuştu.
"Lütfen Jaemin hyunga burada olduğumu söyleme, söz veriyorum sessiz olacağım."
Hızlı hızlı konuşarak kendini açıkladı Chenle ve kendisinden iki ay küçük çocuğun yanına giderek yerden kitabını kaldırdı. "Sessiz ol Chenle, çalışmam gerek."
Chenle ağzına hayali bir fermuar çekiyor gibi yaptı ve usulca yıllardır birlikte olduğu arkadaşının yanına oturdu.
Jaemin mutfağa geçerken Chenle'nun salonda oturmayacağını biliyordu elbette. Ancak bir şey demedi ve onlara her zamanki gibi güzel bir kahvaltı hazırladı.
Kardeşi olarak gördüğü çocukları beslemek oldukça hoşuna gidiyordu. Neredeyse her sabah kapıda duran saksının içindeki anahtarla kapıyı açıyor, kendi evleriymiş gibi takılıyorlardı. Hatta kendi evlerinden çok buradaydılar ve bu Jaemin'i rahatsız etmiyor aksine sevindiriyordu. Telefonunun melodisi mutfağı doldurduğunda koşarak gelen Chenle'ya baktı.
"Jeno hyung arıyor."
Jaemin gülümsedi ve neredeyse kendisiyle aynı boyda olan çocuğun sarı saçlarını sevdi.
"Jaemin-ah neden geç açıyorsun telefonu?"
Jaemin kızgın sesi duyduğunda dudaklarını büzdü. Jeno'nun sinirli bir insan olmadığını ve kendisine asla kızmayacağını biliyordu ancak Jeno böyle şeylerde endişeleniyor ve sesi istemeden sert çıkıyordu.
"Üzgünüm Jeno-ah, kahvaltı hazırlıyordum."
"Sana geliyorum, bir şey ister misin?"
Chenle abilerini daha fazla dinlemeyerek sırıtarak çıktı mutfaktan ve odaya geri döndü. Jisung bir soru da takılmış gibi görünüyordu.
"Yardım gerekiyor mu?"
Jisung alaycı bir sırıtış kondurdu dudaklarına. Chenle'nun ders çalışmıyor olması onu yanlış düşünmeye itmişti.
"Sen ders bile çalışmıyorsun Chenle, bana nasıl yardım edebilirsin?"
Chenle suratını hafif asarak kitabı önüne çekti ve Jisung'un sabahtan beri uğraştığı fakat yapamadığı soruyu iki dakikada çözdü.
Jisung ağzı açık bakakalmıştı ona. Bunu tabiki beklemiyordu. "Nasıl yaptın?" Chenle kırgın olduğunu belirtir bir şekilde kafasını başka tarafa çevirdi ve ona cevap vermedi.
Bunu anlayarak onun omzuna dokundu Jisung fakat geri dönüş alamamıştı. Göz devirerek kalktı ve sarı saçlının arkasından sarıldı.
"Özür dilerim, seni kırmak istemedim Chenle."
Chenle bu sevimli çocuğa hiçbir zaman küs kalamıyordu. Yine öyle oldu. Oturduğu yerden kalktı ve Jisung'u arkalarında bulunan yatağa iterek düşmesini sağladı. Kendisi de üzerine çıkarak zıplarken Jisung onunla birlikte kahkaha atıyordu.
Kapı zili çaldığında Jaemin koşarak açmaya gitti. Elindeki poşetlerle içeri girdi Jeno ve Jaemin'e gülümsedi.
Jaemin bir şeye ihtiyacı olmadığını söylemişti elbette fakat Jeno hiçbir zaman bu eve eli boş gelmezdi.
Mutfağı hedef alarak poşetleri bıraktı ve üzerindeki ceketi çıkararak koltuğun üzerine attı.
Jaemin ona kızarken onu umursamıyor ve kahkaha seslerinin geldiği odaya doğru gidiyordu.
İki çocuk yatağın üzerinde zıplarken Jeno'da onlara katıldı. Fakat Jaemin'in seslere dayanamayıp odaya girmesi ve hepsini kovalaması sonucu herkes kaçmış ve kahvaltı masasına oturmuşlardı.
Kahkaha dolu kahvaltının ardından Jisung ve Chenle işleri olduğunu söyleyip kendi evlerine giderken Jeno ve Jaemin yalnız kalmıştı.
Jaemin etrafı toplarken Jeno koltukta yatmış gözlerini dinlendiriyordu. Bazen evli gibi hissediyordu kendisini Jaemin. Jeno'nun da arada aklına böyle düşünceler gelmiyor değildi.
"Jaemin-ah kapı çalıyor."
Jeno, Jaemin'in salonda olmadığını anladığında sızlanarak yerinden kalktı ve kapıya yürüdü.
"Merhaba."
Karşısında ufak tefek sevimli yüze sahip bir çocuk vardı. Jeno gülümsedi ve kapıyı biraz daha araladı.
"Merhaba, kime bakmıştın?"
"Ben yeni komşunuz Renjun, birkaç saat sizde kalabilir miyim?"
Jeno, onu seve seve içeri kabul ederken hata yaptığının farkında bile değildi. Karşısında ki sevimli çocuğun ona zarar verebileceğini nereden bilebilirdi ki?
________________
Merhabalar, ben geldim!
Yeni bir NoMin fici ile karşınızdayım!
Uzun zaman oldu öyle değil mi? Endişelenmeyin bu zamanda bir sürü taslak elde ettim ve zamanla hepsini yayınlayacağım!
Sizi çok özledim ve çok seviyorum!
Umarım beğenirsiniz!
~Maria'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Friend × NoMin ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | "Ben yeni komşunuz Renjun, birkaç saat sizde kalabilir miyim?" Jeno, onu seve seve içeri kabul ederken hata yaptığının farkında bile değildi. Karşısında ki sevimli çocuğun ona zarar verebileceğini nereden bilebilirdi ki? • • • • #1 N...