1.3K 128 124
                                    

Renjun, yaklaşık 20 dakikadır gözlerini ayırmadan kollarındaki Jeno'yu izliyordu. İkisi de çıplaktı ve bunun nedeni ortadaydı. Dün Renjun sayesinde birlikte olmuşlardı.


Jeno'nun kıpırdandığını görerek dudaklarını onunkilere bastırdı. Jeno ise hissettiği baskıyla gözlerini açtı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Onu omuzlarından iterek yatakta doğruldu ve kocaman gözlerle etrafa bakmaya başladı. Yere saçılmış elbiseler ve aynadaki yansımasından gördüğü boynundaki izler dün gece ne halt ettiğini yüzünü vuruyor gibiydi.

"Günaydın sevgilim!"

Renjun enerjik bir sesle konuştu ve karşısındakine gülümseyerek baktı. Ancak Jeno hala geceyi hatırlamaya çalışıyordu. Üzerindeki örtüyü biraz daha sıkı tutarak geri çekildi. Şu an her şey oldukça saçma ve anlaşılması zor geliyordu ona. Belki de anlamak istemiyordu.

"Sakin ol, dün gece fazlasıyla gördüm ve tadına baktım zaten."

Jeno yutkundu ve kafasını iki yana salladı. Dili tutulmuş gibiydi. Ne diyeceğini bilemiyordu ve aklı Jaemin'deydi. Nedenini bilmediği bir şekilde onu düşünüyordu şu an. Nedeni oldukça açıktı ya, neyse!

"Sen neden bahsediyorsun?"

Sonunda konuşabildiğinde ağzından sadece bunlar çıkabilmişti. Dün en son film izlediklerini hatırlıyordu. Bir de Renjun içki ve birkaç yiyecek getirmişti. Ama sarhoş olması imkansızdı çünkü birkaç yudumdan fazla içmemişti.

"Hatırlamıyor musun? İlk birlikteliğimizi hatırlamanı çok isterdim Jeno-ah. Bu bizim için çok özeldi, ben her detayını hatırlıyorum."

Çıplak olduğunu umursamadan kalktı ve hızla bulduğu kıyafetlerini üzerine geçirdi. Kim bilir Jaemin onu ne kadar merak etmişti. Kendine küfürleri sıralarken Renjun'de onun gideceğini anlayıp giyinmeye başladı.

Jeno odadan çıkacakken kolunu tuttu ve gözlerini doldurarak kendini acındırmaya başladı.

"Beni öylece bırakıp gidecek misin?"

Jeno yaptığının kötü bir şey olduğunu biliyordu ama ne olduğuna dair hiçbir şey hatırlamazken ona kucak açmakta istemiyordu.

"Bak düşünmeye ihtiyacım var, hiçbir şey hatırlamıyorum."

"Bunu ikimizde istedik, zorla yapmadım. Beni bırakıp gitmeni istemiyorum, seni seviyorum Jeno. Şimdi beni kullanıp atmana izin veremem."

Jeno gelen itiraf karşısında şaşırmıştı. Kesinlikle olayların bu şekilde gelişeceğini bilseydi evden dışarı adım bile atmazdı. Tanrı aşkına buraya bunun için gelmemişti.

"Seni kullanmadım, sakin ol ve düşünmeme izin ver olur mu?"

Kolundaki elini çekti ve başını eğerek yatağa oturdu. Kendini zorlamadan ağlamaya başladığında ağzından bir hıçkırığı serbest bıraktı. Jeno ağladığını duyarak derin bir nefes aldı ve dizlerinin üzerine çökerek önüne oturdu ardından ellerini tuttu.

"Renjun, dün gece ne oldu inan bilmiyorum. Seni üzmek istemiyorum ama seni o şekilde sevmediğimi biliyorsun. Buna rağmen benimle olmak istiyor musun?"

Renjun gülümsedi ve bir elini yüzüne çıkarıp orayı okşadı. "Sorun değil Jeno-ah. Ben seni seviyorum, bu ikimize de yeter."

Ancak Renjun'in ki sevgi değil, takıntıydı. Bunu herkes zamanla anlayacaktı.

***

Best Friend × NoMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin