1.6K 147 184
                                    

"Hadi ama, neden bu kadar çok uyuyorsun?" Jeno sıkıldığını belli ederek yerinden kalktı ve yatağa oturdu.

Yaklaşık 1 saat önce kendisinde bulunan yedek anahtar ile eve girmişti. Biraz televizyon izlemiş, telefonundan oyun oynamış, kendini bu şekilde oyalamıştı. Jaemin'i uyandırmak istememişti çünkü saat henüz erkendi. Ancak Jaemin'in her zaman uyandığı saat geçmiş, Jeno uyanmayacağını anladığında çok sevdiği odaya gelmişti.

Bu saate kadar uyumazdı Jaemin, çoktan uyanmış olması gerekiyordu. Eliyle karşısında uyuyan çocuğun karamel saçlarını okşadı ve gülümsedi. Jaemin'e her zaman hayran olmuştu. Küçükken hep onun gibi biri olmak isterdi bu yüzden onu örnek alırdı. Ama yıllar geçtikçe fark etti ki, Jaemin bu dünyadaki özel ve kopyalanamaz biriydi.

Saçlarını okşarken eli alnına değdi. Jeno o zaman Jaemin'in ne kadar sıcak olduğunu fark etti. Emin olmak için elini vücudunda gezdirdi ve daha sonra üzerindeki örtüyü kenara atarak Jaemin'in sızlanmasını sağladı. Jaemin'in ateşi vardı.

"Üşüyorum."

Saçlarına hızla bir öpücük kondurdu ve telefonunu cebinden çıkararak annesini aradı. Ne yapacağını bilmiyordu ve öğrenebileceği tek kişi annesiydi.

"Anne, Jaemin'in ateşi var. Ne yapmalıyım?"

Telefon açılır açılmaz hızlıca konuştu ve bu durum annesinin şaşırmasına yol açtı. Ne dediğini idrak ettiğinde ise ne yapması gerektiğini söyledi.

Küçüklükten beri oğlunun Jaemin'e olan ilgisinin farkındaydı. Tabi bu ilgi tek taraflı değildi. Bayan Lee, her zaman onları gözlemler ve ona söylemeseler bile ne olduğunu anlardı. Sadece onları değil, etrafındaki herkesi izler ve davranışlarından anlamlar çıkarmaya çalışırdı, bunu yapmayı çok severdi.

Jeno, annesine teşekkür ederek telefonu kapattı ve yatağın bir tarafına atarak Jaemin'i kucağına aldı. Onu banyoya götürürken kapının çaldığını duydu. Jaemin ile birlikte kapıya yürüyerek hızla açtı ve kim olduğuna bakmadan tekrar banyoya gitti.

Jaemin'in kıyafetlerini çıkardığı sırada içeri Renjun girmişti. Kapı birden açılıp Jeno ortadan kaybolunca ne olduğunu anlamayıp endişelenmiş ve peşinden gelmişti.

Kucağında oturan Jaemin her ne kadar canını sıksa da sadece gözlerini devirmekle yetindi ve Jeno'ya yardım etmeye başladı. Hem belki yakın arkadaşına ilgili davranarak bu şekilde Jeno'nun ilgisini çekebilirdi.

Soğuk su Jaemin'in suratına çarptığında yüksek sesle bir inleme bıraktı banyoya. Üşüyordu ama aynı zamanda yandığını hissediyordu. Gözlerini hafiften açarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Ona soğuk suyu doğrultan Jeno ve arkasında ki Renjun'i gördü.

Renjun onun gözünü açtığını görerek suratını endişeli bir hale soktu ve Jeno'nun yanına çömeldi. Jaemin'e oynamakta kararlıydı. Jeno'nun gözüne girmek için herşeyi yapmakta kararlıydı. Jeno'yu istiyordu ve sonuna kadar gidecekti.

Tabii Jeno ona gelir miydi? Bilinmez.

***

"Daha iyi misin?"

Jaemin gülümsedi ve kafasını salladı. "İyiyim Renjun, teşekkür ederim."

Renjun suratına sahte bir gülümseme kondurdu ve elinde tepsi ile Jeno'ya baktı. İşte şimdi gülümsemesi gerçeğe dönüşmüştü.

"Jaemin-ah, nasılsın?"

Jaemin biraz daha doğruldu yerinde ve yanına oturan Jeno'ya güzel bir gülümseme sundu. "İyiyim endişelenme." Jeno da karşılık olarak gülümsedi ve kafasını iki yana salladı. Onun için endişelenmemesi mümkün değildi.

Best Friend × NoMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin