열여섯

1.4K 125 59
                                    

"Jaemin, geliyorum."

Arkadaşının sesini duyduğunda oturduğu yerden kalkarak gözyaşlarını sildi. Jaemin duygusal bir yapıya sahipti ve kolay ağlayabiliyordu.

"Bir dakika."

Donghyuck onu dinlemeyerek karavanın kapısını açıp içeri girdi. Tam tahmin ettiği gibi arkadaşı ağlıyordu.

"Neden ağlıyorsun? Ne yaptı o sana?"

Jaemin omuz silkti ve çıkardığı kıyafetleri topladı. Hyuck ise gözlerini devirerek yatağa oturdu. Ardından Jaemin'i yanına çekti.

Kollarını etrafına doladığında Jaemin'de yeniden başlamıştı ağlamaya. Başına ilk kez böyle bir şey geliyordu ve Renjun'in onu bile bile ölüme bırakacak kadar Jaemin'den nefret etmesi onu yaralıyordu. O Renjun'e kendisinden nefret etmesini sağlayacak bir şey yapmamıştı.

Eğer o çift onu kurtarmasaydı şuan belki de arkadaşları onun ölü bedenine bakıyor olacaklardı. Bu düşünceyle daha çok sıktı Hyuck'u.

"Sakin ol bebeğim, tamam. Ben buradayım, korkma."

Jaemin'in hıçkırıklarının yerini iç çekişlere bırakmıştı. Hyuck saçlarının üzerine rahatlatıcı öpücükler koyuyor ve sırtını okşuyordu. Bu Jaemin'in hoşuna giderdi.

"Hadi, anlat bana."

Jaemin kafasını salladı ve ayrıldı ondan. Gözlerini kurulayarak derin nefes aldı. Ölümden dönmek kolay değildi.

"Bana Jeno'dan uzak durmamı, onun sevgilisinin ben olmadığımı, onlara fırsat vermediğimi söyledi. Jeno'ya söylese benimle konuşmayı keseceğini söyle-"

"Ve sen de buna inandın?"

Jaemin yutkundu ve gözlerini kaçırdı. "O an kendimi iyi hissetmiyordum. Birazcık inanmış olabilirim."

"Jaemin, Jeno bizimle ve ailesiyle tüm bağını koparır ama yine de seninle konuşmayı bırakmaz. Hem de Renjun gibi biri için, çok aptalsın."

Jaemin bu düşünceye mutlu olmuştu. Yani Jeno'nun onu bırakmayacak olması hoşuna gitmişti.

"Devam et."

"Sonra bana 'onu mu seviyorsun sürtük' de-"

"Sana sürtük mü dedi?"

Jaemin başını salladığında Hyuck sinirle gözlerini kapattı. Nasıl olur da en yakın arkadaşına bu kötü kelimeyi kullanabilirdi. Ayağa kalkıp onu dövmeye gideceği sırada Jaemin bunu anlayıp koluna sarıldı sıkıca.

"Lütfen ona bir şey yapma. Jeno onu çok hırpaladı zaten."

Hyuck yanına oturdu tekrar. Arkadaşı her zaman böyle şefkatliydi. "Anlatmaya devam et."

"Ben de bunu kabul edince sinirlendi ve bana yumruk attı. Daha sonra ise ayağım takıldı ve suya düştüm. Beni buraya getirenler ise beni kurtardılar."

Arkadaşının morarmaya yüz tutmuş elmacık kemiğine baktı. Gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.

"Sen yüzme bilmiyorsun Jaemin. Nasıl bu kadar acımasız olabilir bir insan? Ölebilirdin Jaemin, şuan senin ölünle konuşuyor olabilirdim. En yakın arkadaşımı kaybedebilirdim."

Hyuck'da ağlamaya başladığında Jaemin gülümseyerek gözyaşlarını sildi onun. "Ağlama Hyuck, buradayım işte."

Geçen 10 dakikanın ardından Hyuck ağlamayı kesmişti. Aklına gelen şeyle gülümsedi.

"Sen Jeno'yu seviyorsun."

Jaemin gözlerini kaçırdı. Bunu fark eden Hyuck ise dışarıdan bile duyulacak bir kahkaha atmıştı. Mark ve Jisung karavana şaşkın bakışlar atıyordu.

Best Friend × NoMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin