Merhabalar,
Ve sürpriz yeni bölümle geldim. Hafta sonuna kalmadan yetiştirdim. Umarım keyif alırsınız. Oylamayı unutmayın. İyi okumalar.
Sevgiler...
Bugün onun yokluğu ile daha keyifli bir gün geçirmiştim. Nerede olduğunu bilmiyordum bahsi de geçmemişti ama o olsaydı kesinlikle kahvaltıda başlayan muhabbet en son dışarı kadar taşmazdı. Eray ve Dinçer ile şimdi havuz kenarında olan masanın etrafında oturmuş konuşmaya devam ediyorduk.
Şimdi de benim çenem açılmış hayatımdan anlatıp duruyordum. Yani biri bana yeni tanımaya başladığım insanlarla bu kadar samimi olup hayat hikayeni anlatacaksın dese ona ağız dolusu kahkahalarla karşılık verirdim şüphesiz. Çünkü ben kesinlikle insanlarla iletişim kurabilen bir yapıya sahip değildim. En çokta güvenen biri değildim.
Soruları o kadar fazlaydı ki ikisinin de ayrıntılı bir şekilde cevaplıyordum. Eray'ın en çok merak ettiği son model Porsche arabamdı. Onun hakkında o kadar çok bilgisi vardı ki arabalara olan düşkünlüğünü anlamama yetti. Mutlu olması için "buradan kurtulunca söz kullanmana izin vereceğim" dedim.
"Ciddi misin?"
"Evet elbette ciddiyim."dedim neden bunu yapmayayım ki diye düşündüm. "İstersen buradan çıkınca da görüşürüz bana telefon numaranı yazarsan seni ararım."dedim.
"Tamam olur" dedi heyecanla. Sonra Dinçer onu dürtüp "sence bu mümkün mü?" dedi.
"Neden olmasın ki?" dedim bu yorumuna kızarak.
"Ee bizim işimiz burada bitince başka yere çağrılacağız bir tek hayatı tehlikede olan sen değilsin. Görev neredeyse biz oraya." dedi.
"Tatillerinizde mi yok ona göre ayarlarız."
Suskun kalan Eray hemen lafa girdi "evet öyle yaparız."
"Güzel bunu çözdüğümüze sevindim."dedim. Ama aklımda bazı sorular oluştu. Tam olarak görevleri neydi? Aramızdaki yakınlıktan cesaret alarak sordum. "Tam olarak ne gibi bir iş yapıyorsunuz? Yani koruma kurtarma işiniz onu anlıyorum ancak bu devlete bağlı bir iş mi özel mi?"
İkisi de sessiz sedasız bir süre bekledi. Sonra Dinçer "bu özel bir iş dediğin gibi kurtarma operasyonları yapıyor ve gerekiyorsa koruyoruz." Aynı benim gibi diye düşündüm. Önce kurtarıldım şimdi de korunuyordum neden ve kimden korunduğumu bilmeden. Üstelik bir tek ben değildim muhtaç olan. Dayanamadım ve yine sordum. "Çok mu fazla var hayatı tehlikede olan yani yardımınıza ihtiyacı olan?"
"Evet elbette var."dedi kestirip atarak Dinçer çok uzatmak istemediğini anladım. Bu onlar için kolay olmasa gerekti. Hem tehlikenin içerisinde hem de ailelerinden uzakta kalmak zorundalardı. Bunu düşünmem aklıma Alkır'ın da bir ailesi ya da sevgilisi, eşi olup olmadığını bilmediğime getirdi. Zihnime girmesi öğrenme isteğimi tetikledi. Bunu onlardan öğrenebilmemin bir yolu olmalıydı. Biliyorum benden nefret eden birinin bir eşi ya da sevgilisi olmasının önemi yoktu ama aslında vardı. Bir başkasına ait olma düşüncesi beynimi kemirirken kesinlikle önemi vardı. Ya varsa biri dedim ve bunu öğrenmek seni daha da üzerse? En fazla biraz daha üzülürüm ama öğrenemezsem kuşku beni daha beter yer bitirir dedim ve bir cesaret "ailelerinizden uzakta zor olmalı" dedim.
"Evet öyle." dedi Eray.
"Hele çocuklar varsa bu onlar için çok daha zordur."
"Ne çocuk mu saçmalama kimse evli bile değil. Tabi Önder hariç o nişanlı."dedi Eray. Önder uzun boylu, siyah kısa saçları olan ve güçlü bir duruşu olan çocuktu. Parmağında bir yüzük görmüştüm demek o nişanlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefti "Tamamlandı"
General FictionÖnümdeki sisin ardını görmeye çalışmaktan pes etmiş ardıma nereden geldiğime bakmıştım. Gördüğüm tek şey zifiri karanlıktı. Simsiyah bir boşluğun içindeydim şimdi. Korkuyordum nerede olduğumu, neden burada olduğumu, kime yetişmeye çalıştığımı bilmed...