Bölüm 20

466 57 19
                                    

En uzun bolumle merhaba

Yazdikca yazdigim sonunu bir turlu baglayamadigim cok guzel bir bolum oldu bence. Yorumlara bekliyorum. Keyifli okumalar...

Sevgiler 💞
***
Canım yanıyordu bırakın kalkmayı kımıldayamıyordum bile. Tam istedikleri gibi ölmemiş ama görüntümle babama kalp krizi geçirtecek kadar ölümden dönmüştüm. Dudağıma dokunan bir serinlikle sıçradım ve ah nidaları döküldü dilimden.

Gözümü açıp odadaki kişiyi görmeye zorladım kendimi. Tek açabildiğim gözümle sarı saç tutamından tanıdım. Berkay yanımdaydı. Onca yediğim dayak esnasında nerdeydi? Kendine bir in bulmuş ve saklanmış bir sonrakinin kendi olmaması için dua mı etmişti?

Şu halde olmamın en büyük suçlusu oydu. Bana dokunmasını iyileştirmek için hemşire rolümü üstlenmesini istemiyordum. Elimi zorlukla kaldırarak durdurmaya çalıştım onu "git"dedim zoraki.

"Verda...Verda şükür sonunda açtın gözlerini yaşıyorsun."sesinde mutluluk tınısı mı vardı? Haydi oradan bu senin eserin. Bu kadar iki yüzlülük fazlaydı. Ama ona daha fazla dur diyemeyecek kadar berbattım. Zorla açtığım tek gözümün gücü kalmamış kapanmıştı yeniden ve zihnim acıya tereddütsüz kapatmıştı kendini.

Duyduğum iniltilerle tek gözümü açtım. Görebildiğim kadarı ile yalnızdım kimse yoktu. Korkudan ağzımı dahi açmadan sessizce dinledim ses odanın içinden geliyordu ama benden bir başkasına ait değildi. İstemsizce sızlanıyordum ne kadar bir süredir böyleydim bilmiyorum.

Kapı açılırken uyandığımı görmemeleri için hızla açık gözümü kapattım ve nefes alıp verişimi kontrol etmeye çalıştım. İnlemelerimi yutmaya çalışırcasına bekledim. Yanıma yaklaşan ayak sesleri Berkay'a mı aitti bir başkasına mı bilemediğimden sessiz kalmaya çalıştım. Sonra aklıma iniltilerimi duyup gelmiş olacağı geldi.

"Nasıl görünüyor daha iyi mi?" İşte bu Berkay'dı.

"Ona bir bak istersen sence nasıl?"dedi sert bir ses ve devam etti "onu buraya getirmemeliydin."

"Bunun olacağını bilemezdim."

"Gerçekten öyle mi? Kendini bu şekilde mi teselli ediyorsun"dedi ses dalga geçer gibi.

"Bak pişmanım tamam mı onu bu hale getirebileceklerini bilmiyordum. Yoksa onlara kendi ellerimle teslim eder miydim onu ha" dedi. Biraz sinirlenmişti. Ama bunun bana faydası yoktu kendine de.

"Sana neler vaat etti bilmiyorum ama o kötü bir adam ve bu işin sonu hiç iyi olmayacak. Bu kadarını söylüyorum sana bu kızın durumu çok ağır. Burada daha fazla dayanamaz. Onlara kalsa bu kadar ilgi bile fazla. Yaşamasına aldırış dahi etmiyorlar şu serumu bağlayacağım diye bir sürü tantana yaptılar bana da."

"Madem öyle kötü olduklarını biliyordun neden yanlarındasın neden onlarla çalışıyorsun?"dedi Berkay. Haklı bir soruydu bu kadar kötü adamlar için çalışmak ve bu yaptıklarına tanık olmak hele ki yaptıklarını onaylamıyorsan ızdırap verici olmalıydı değil mi?

"Mecburum çünkü elimi verince kolumu kaptırdım. Sonra da bunu geriye alamadım. Sende benim yaptığım hataları yapıyorsun bataklığa battıkça batıyorsun."dedi ve gitti.

Ancak Berkay gitmemişti. Yatağımın kenarı çökmüştü oturduğundan ve beni izlediğinden emindim. Sonra elimi bir sıcaklık kapladı. Elini elimin üstüne yerleştirmişti bir an önce çekmek için can atıyordum fakat uyanık olduğumu anlamasın diye kıpırtısız yatıyordum. Aslında bu kadar acı içindeyken bunu yapmak zor değildi.

"Özür dilerim" bir mırıltı şeklinde duydum. "Çok çok özür dilerim." Bu biraz daha güçlüydü. Elimi nazikçe okşadı sonra başımı ve yüzümü. Dokunduğu yerler acımıştı. Gözümün hızla açılmasına karşılık elini çekti. Görünen yaralarıma nazik davranmak kolaydı ancak görünmeyenlere nasıl davranacaktı?

Nefti "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin