Ç:
Gelecek mi bugün?
Eren:
Evet, onu bekliyorum.
Evde oturmuş gece olmasını bekliyordum, bugün ilk defa bana dokunmasına izin vermeyecektim. Sarılmak isterse tamamdım ama diğer türlüsüne bugün başım ağrıyor diyecektim...
Yatakta oturmuş Çınar ile mesajlaşıyordum. Cevapladığım an saniyesinde siliyordum. Eğer Ali yakalarsa kendimden emin değilim ama Çınar'ı öldüreceğinden emindim. Tabi arkasından da beni gönderirdi.
Yarım saat sonra pencereden ses gelince geldiğini anlamıştım. Bir dakika sonra heybetli bir şekilde pencereden girince yatakta oturur vaziyete geldim. Bana bakıp kemerini çıkarmaya başladı. Yutkundum, şimdi ben buna nasıl diyeyim bugün yapmayacağım diye. Önünü açıp yatağa geldi. Kolumdan tutup beni ters çevirecekken onu durdurdum.
"Ali..." dediğimde kaşlarını çattı. "Kendimi hasta hissediyorum." dediğimde çatık kaşları ile elini alnıma koyup yokladı.
"Ateşin falan yok, neyin var?" dedi. Gözlerinin içine bakıp huzursuzca "Hiç halim yok." dediğimde dişlerini sıktı.
"Ne bu şimdi?" dedi sinirle. Öyle sinirle bakma ama.
"Hiçbir şey." dedim utana sıkıla. Elini çekti yataktan kalktı.
"Madem öyle neden önceden haber vermiyorsun?" dedi gözlerini sinirle açıp kemerini geri bağlarken.
"Özür dilerim, ben diyemedim gelme diye." dediğimde dudaklarını yaladı sinirle. Ardından yüzüme bile bakmadan yeniden pencereye yürüdü.
O pencereden çıkıp giderken derin bir nefes verdim. Ama gözlerim dolmuştu. Beni sadece seks için yanında tuttuğunu daha iyi anlamıştım. İlk defa reddedince sinirlenip gitmişti.
Çınara mesaj attım ve yatağa yattım. Gözlerimden yaşlar akarken, uykuya teslim oldum.
---
Okula gittiğimde gözlerimin içine bakmıyordu. Sanırım gerçek anlamda sinirlenmişti. Onu daha fazla sinirlendirmemek ve alttan almak için karşısında ki banka oturdum. Benden tarafa hiç dönmüyordu.
Okul müdürü kürsüye çıktığında uzun süre sonra ilk defa konuşma yapacağını anladım. Eğer konuşma yapıyorsa, mutlaka başımıza bir şey geliyordu. Okul müdürleri gerçekten bencil insanların tekiydiler.
Ali sıraya girmediği için otomatik olarak bende girmiyordum. Müdür ondan sıraya girmesini de beklemez zaten. Ama beni her seferinde görmemesi için ezilip büzülüyordum dallar arasında.
Ali kolunu banka uzatmış kafasını yana çevirerek mikrofonda sıraya girmeyen dokuzlara bağıran müdürü izledi. Bacaklarını açarak oturmuştu ve yanında ki kız elini bir bacağına koymuştu. Karnım kıskançlık ile kasılırken bende müdüre baktım.
"Sen sen, gülen yavşak. Konuşmadan sonra odama gel." deyince on ikiler kahkaha attı. Hoca hepsine tiksinen bir bakış atıp kafasını sabır dilenir gibi salladı ve ağzını mikrofona yaklaştırdı.
"Sevgili öğrenciler ve 12/F sınıfı..." Ali'lerin sınıfı. "Bugün ders olmayacak çünkü okulca bir Tercih Üniversitesine gideceğiz. Orada bir seminer düzenlenecek. Ve size katkıda bulunacağını düşünüyorum. Hepinizi davet ediyorum." dediğinde birkaç saniye durdu "Gelmeyen,kaçan olursa sınıfta bırakırım, on ikilerin devamsızlıklarını silmem." dedi hızlı hızlı.
Direkt Ali'ye baktım. Çünkü millet az sonra dağılacaktı. Ben telefonu çıkardığımda otobüslerin geldiğini görmüştüm.
Eren:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞMA SEVİŞ
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Ali, benim sevgili katilim. '+18'dir, olumsuz hareketler fazladır.'