35-GİZLİ

47K 2.6K 1.7K
                                    

Medya; Ali ve Eren... Aklınızda farklı hayal ediyorsanız hiç bakmayın adhdhdhdh

Ali'den;

Yüksek sesli bir müzik lüks arabanın içinde çalarken, arabayla yavaş yavaş ilerliyordum. Paketten çıkardığım sigarayı dudaklarıma koyup torpidonun gözünden duran çakmağı alıp sigarayı yaktım ve geri fırlattım çakmağı.

Derin bir duman çekerken içime, şehrin baya gerisinde kalmıştım. Boş alanda ilerlerken, karşıda çantası ile bekleyen sarışın kadını görünce arabayı yavaşlattım. Mini deri eteği buraya hiç yakışmıyordu bile. Arabayı durdurup müziğin sesini biraz kıstım.

Kapıyı açıp, sırıtarak içeri girdiğinde ona yan bir bakış atıp sigaramdan bir duman daha çektim. Kapıyı çektiğinde hiç durmadan gaza bastım.

"Naber?" diye sordu sırıtan bir ifade ile. Bacaklarını mini eteğine rağmen aralayıp oturunca kısa bir bakış attım.

"İyi." dedim sadece bir şekilde. Sigaramdan bir duman daha çekip burnumdan ve ağzımdan dumanı çıkardım. Aynı saniyelerde telefonum çalınca sigarayı dudaklarımın arasına alıp deri ceketimin gözünden telefonu çıkarıp ekrana baktım. Eren

"Alo." dedim yanımda ki kadına yandan bir bakış atıp, bana bakıyordu.

"Ali, nerdesin?" dedi sevimli bir tonda. Siktir onu özlemiştim.

"Bardayım sevgilim, yeni içkiler gelmiş onları diziyorum." dediğimde yan tarafımda bir kıkırtı gelince dişlerimi sıktım. Eren hmmladı.

"Bugün arkadaşlarla buluşacağız ya, sende gelsene diyecektim."

"Yavrum işlerim var bugün, sen buluş. Akşama gelirim beraber uyuruz." dediğimde birkaç saniye durdu. Bir duman daha çekip direksiyonu tek elimle kullanırken yola baktım.

"Tamam o zaman, öptüm." dediğinde gülümsedim.

"Hadi bende öptüm." dediğimde güldü ve telefonu kapattı. Telefonu kulağımdan indirirken yanda ki kadının gülüşünü duydum.

"Sevgilini mi kandırıyorsun?" dediğinde sigarayı açık olan camdan dışarı attım. Sakalımı sıvazlarken kaşlarımı çattım.

"Seni ilgilendirmez." dediğimde bir kıkırtı daha geldi.

"Benimle böyle konuşamazsın delikanlı." dediğinde ona doğru döndüm. Yüzümde yapmacık bir gülümseme vardı.

"Bana yavşamaya çalışarak oranı buranı açıyorsun. Köpeğim ol desem havlarsın, şimdi gelip bana ahkam kesme." dediğimde tek kaşını kaldırıp sırıttı.

"Dedikleri kadar varsın sert çocuk." yüzümü buruşturup önüme döndüm ve yoldan sağa kırdım. Biraz daha şehire yaklaşırken, binalar ortaya çıkmaya başlamıştı. Daha fazla konuşmadım.

Hızla geldiğim yolda mekanın önüne gelince, hızla durdum. Dümdüz önüme bakarken, yanımda ki kadının bana döndüğünü hissettim. Bir şey söylemeden kapıyı açıp çıktı. O çıktığı anda direkt arabayı çalıştırdım. Bir de bu sik sik işlerle uğraşıyordum. Kenarda duran suyu alıp kafama diktim.

Arabayı bırakmak için büyük mekana geldiğimde, yavaş yavaş arabayı park ettiğimiz alana götürdüm. Ardından arabayı park edip anahtarı aldım ve sallayarak masada oturan adama doğru ilerledim.

"Kadını bıraktım, bugün işe çıkmayacakmışım. Yarın yağma varmış." adam kafasını salladı.

"Tamamdır." dediğinde anahtarı masaya bıraktım ve ona selam verip arkamı dönerek ellerim cebimde bir şekilde ilerledim..

Hava kararmak üzereyken Talhagile gidip bir duş aldım ve hemen evden çıkıp Erengile gittim. Apartmanlarının önüne geldiğimde hava kararmıştı. Burnumu çekip sokağa bir bakış attım ve apartmandan içeri girdim. Kapının önüne gelince zile bastım. Birkaç saniye sonra kapı açılınca karşımda bana gülümseyerek bakan Eren'i görmüştüm.

"Hoşgeldin." dediğinde cevap amaçlı dudaklarına yapışıp özlem giderdim. Tam öperken kapının pervazında kollarını birbirine geçirmiş duran annesini görmemle gözlerim sonuna kadar açıldı ve korkuyla dudaklarımı ayırdım Eren'den. O zaten kıpkırmızı olmuştu.

"Hoşgeldin Ali." dedi annesi imalı bir şekilde. Az önce oğlunu öptüğüm dudaklarımı yaladım ve elimi enseme götürdüm.

"Hoşbulduk efendim." dedim sanki az önce aç bir hayvan gibi oğlunun dudaklarına atılan ben değilmişim gibi. Annesi birkaç saniye daha bakıp ardından içeri geçince Eren'e baktım. Suratında kızarıklığa sırıtıp bir daha öptüm dudağından.

Kapıyı arkamdan kapatıp, içeri geçtiğimde arkamdan geliyordu. Annesi televizyonun karşısında oturmuş sigarasını içiyordu.

"Oturmaz mısın Ali?" diye sordu arkası bana dönük olan kadın.

"Çok yoruldum da bugün, biz yatalım." dediğimde kadın dönüp bana bir bakış attı. Sanki oğlu benim kanımdan da o yabancıymış gibi davranıyordum. Gerçi benim için öyleydi.

"Tamam, siz yatın." dedi siz yatın kısmını imayla söylerken. Sürekli bana imalı imalı şeyler söylüyordu.

Karşımda ki çocuğa baktım, boşta ki elinden tuttum. Halen alık alık bakıyordu, bir alışamamıştı. Kalçasına bir tane vurup ona yön verirken o sıkı sıkı elimi tuttu. Onun odasına girdiğimiz an nefesini bıraktı. Nefesini mi tutmuştu benim salak çocuğum?

"Ali, anneme bu kadar rahat davranma. Zaten zor zor alışıyor kaç yıldır." dediğinde omuz silktim. Kemerimi çözüp pantolonumu çıkardım. Ardından da ceketimi ve tişörtümü.

"Ali ben ciddiyim." dediğinde kedi suratına bakıp sırıttım.

"Tırmalayacak mısın beni?" dediğimde dudağını büktü. Ve bunu istemeden yapıyordu. Kendisi bile farkında değildir muhtemelen. Kahkaha atıp ona yaklaştım ve kafasını kollarımın arasına alıp saçlarına bir öpücük kondurdum.

"Ali'nin canı canı..." deyip bir daha öptüm saçlarından. Benim canımdan can...

Kollarımı çekip dudağına bir öpücük kondurdum ve onu da peşimden sürükleyerek yatağa gittim. İkimiz de yatağın içine girince yerini biliyor gibi hemen göğüsüme kıvrıldı. Göğsüme koyduğu elini kaldırıp dudaklarıma götürdüm.

"Ne yaptın bugün anlat bakalım." dedim elinden öpüp. Hmmladı düşünür gibi.

"Okuldan arkadaşlarla buluştuk, pes atalım dediler ben çok bilmediğim için yok dedim ama öğretiriz deyince tamam dedim. Ve öğrendim..." dedi büyük bir gururla. Sırıttım çenesinden tutup kafasını çevirdim ve dudağının kenarından öptüm.

"Aferin benim güzelime." dediğimde gülümsedi ve kafasını yeniden eski yerine koydu.

"Sonra da biraz kafede oturduk. O sırada Çınar arayınca onu da davet ettim. Biraz morali bozuktu sevgilisinden ayrılmıştı. Morali yerine gelsin diye çağırdım. Geldi onunla da biraz sohbet ettik." dediğinde kafamı salladım. Elimi uzatıp parmaklarımızı birleştirdim.

"Ne yedin peki kafede?" diye sordum ellerimize bakıp. Konuşurken daha bir tatlı olduğu için sürekli konuşturmak istiyordum.

"İlk başta acıktığım için bir hamburger söyledim, daha sonra da bir limonata aldım." dedi tatlı tatlı.

"Eğlendin yani bugün?" diye sorunca o da birleştirdiğim ellerimize baktı.

"Çook" dedi dilini şaklatıp. Onu daha çok kendime çektim ve yüzüyle aynı hizaya gelip ard arda öptüm. Boynuna eğilip kokusunu içime çektim, dalin kokuyordu sanki...

"Hadi uyuyalım yavrum." dediğimde kafasını salladı.

Uzanıp yanağından öptüm ve onu kendime çekip sıkı sıkı sarıldım. Hayatta ki tek değerlim o olmuştu benim artık...

SAVAŞMA SEVİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin