Bugün ormanda yatmaya hiç ama hiç niyetli değildik. Adımlarımız tam olarak bir devinki kadar büyüktü daha doğrusu koşuyorduk.
Elimizde tek bir rota vardı. "Garip insanlar Bulvarı. Garipseniz normalsinizdir. Semana Caddesi No=9 "
Ana Cadde gibi görünen yere çıktık. Burada her tipten , her renkten, her ırktan insan vardı ama bizden tek farkları ellerinde iş veya okul çantaları olmasıydı. Aslında buradaki herkes garipti ama onlara göre biz gariptik.
Gelmek için yollar aştığımız bulvar tam olarak gözlerimin önündeydi. Garip İnsanlar Bulvarı ...
Bulvara doğru yürümeye başladık. O arada Mandola oturmuş ve kafasını tatlı bir şekilde eğmişti. Ben bile bu kadar yorulduysam kim bilir o ne kadar yorulmuştur ? Onu kucağıma aldım , biraz daha ilerleyince kapının önüne geldik ve içeri girmek için hazırlandık. Mandola yürümenin verdiği yorgunlukla gözlerini kapayıp derin bir uykuya dalmıştı.
Saçlarımızı ve üzerimizi elimizden geldiğince düzeltip içeri girdik.
Burası garip bir şekilde dünyaya benziyordu. Hem de fazlasıyla...
Bizi sıradışı giyimli bir kadın karşıladı.
" Hoşgeldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim ?"
" Şey, kalaca- yani normal olmak için geldik.",
Evi konuştuktan sonra iyi bir iş çıkarmış gibi bize göz kırptı.
" Hmm, tabii. Önce kayıt yaptırmanız gerek . Galiba yatılı kalacaksınız ."
"Evet , kalacağız."
"Kaydı isterseniz online olarak yapabilrsiniz. Yanınızda robot makineler mevcut."
Hemen arkama dönüp baktım robotun metalik rengi ve ışık birleşince gözlerim için dayanılamaz bir işkence ortaya çıkmıştı.
Robotun üzerindeki yazıları okuyup tüm tuşlara dikkatlice bastım. Acaba her evren aynı dili mi kullanıyordu ?
Fazla uğraşmamak için diğerlerinin bildiğim kadarki bilgilerini girdim.Gerisini halletmeleri için onlara bıraktım.
Bilgileri girip kaydı tam olarak yaptılar. Ortalıkta kimse yoktu. Yardım istemek için birilerini aramaya başladık. Ben etrafta dolanıp birini ararken bizimkiler elleriyle bana gelmemi işaret ediyorlardı.
Onları dinleyip yanlarına gittim. Eski bir kapının önünde duruyorlardı. Kapının tam yanında " Yatakhane." yazıyordu.
Evi yavaşça kapıyı tıklattı. İçeriden sadece karmakarışık gürültülü sesler geliyordu. Kapıyı aralayıp içeriye şöyle bir bakış attım. İçerisi bize dikkat etmeyecek hatta fark etmeyecek kadar kalabalık ve gürültülüydü.
" Girelim, hadii."
Kapıyı tamamen açıp içeri girdik. Düşündüğümün aksine herkes susmuş ve kafasını bizden tarafa çevirmişti.
"Merhaba . Kime bakmıştınız ? "
"Yo , ziyaretçi değiliz. Burada kalmaya geldik."
Galiba saçma bir cümle kurmuştum. Herkesin delici bakışları üzerimizdeyken kendimiz için boş yatak aramaya başlamıştık. Ben kendim için bir yatak bulmuşken yatakhane'nin kapısı kulakları sağır edebilecek kadar bir gürültüyle açıldı.
Ben refleks olarak kendimi yatağa attım. Öylece oturmuş kapıyı kimin çarptığına bakarken bizi karşılayan kadını gördüm. Kadın durduk yere bağırarak konuşmaya başladı.
" Burdan geçen saf 3 kız gördünüz mü ? Saf saf bakmayın. Ucubeler, görüpte söylemeyen olursa akşama kendini normalleşme odasında bulur. "
O arada çoğu kişi kafasını bizden tarafa çevirdi.
"Nereye bakıyorsunuz , ucubel-
" Aaa sizde mi burdaydınız ? Şey biz sadece yarınki gariplik gösterimiz için prova yapıyorduk."
" Herhalde gösterinizdeki 3 saf kız da biz oluyoruz, sandığın kadar da saf değiliz. "
Bazen Evi'nin bu kadar cesur olması hoşuma gidiyordu ama o bazen malesef ki bu bazen değildi. Evi cümlesini bitirir bitirmez kadının yüz ifadesi betondan daha sert bir hale bürünmüştü.
" Şimdiden anlamanız işimi kolaylaştırır, yataklarınıza girip birkaç dakika ağlayabilirsiniz , sonrasında normalleşme odasında sizi bekliyor olacağım. Gelmezseniz veya kaçmaya çalışırsanız buradan bir robot gibi ayrılırsınız, zaten dünyanın %99'unu robot gibi kurulu ve hergün aynı şeyi yapan insanlar oluşturuyor. O %1'lik dilimi ise sizin gibi ucubeler oluşturuyor ve biz ise sizin gibi ucubeleri normalleştiren bir hayır kurumuyuz anlaştık mı ? "
"Hergün senin gibi robot olmaktansa kendim gibi ucube olmayı tercih ederim."
Ah Evi kapasana çeneni.
" Hatırlatmayı unutmayın şu zayıf ve düşük çeneli ucubeye daha fazla normalleştirici iğne vereceğim. "
Bu cümleden sonra içerideki herkes yüzlerini buruşturmaya ve Evi'ye acıyarak bakmaya başlamıştı.
Evi onlara bakıp dilini çıkardı. Sonrasında yatağına girip incecik elleri ile yorganını üzerine çekti. Gözlerini kapatıp uyumuş taklidi yapmaya başladı. Göz kırpmasını engelleyemediği için taklit yaptığı çok belli oluyordu.
Ben de tüm haftanın verdiği yorgunlukla Mandola'yı yorganın altına saklayarak dinlenmeye başladım. Tüm yorgun ve acı dolu gözlerin üzerimizde olduğunu hissedebiliyordum.
Az sonra sert bir ses adlarımızı haykırmaya başladı.
"Avina, Evi Ve Larissa adındaki ucubeleri buraya bekliyorum."
Ben yorganı üstümden atıp Mandola'yı çantama koyduktan sonra kapıyı açıp yatakhaneden çıktım. Kapının önünde Larissa ve Evi'yi beklemeye başladım.
Birazz sonra Larissa kapıyı gıcırtılar eşliğinde aralayıp yanıma geldi.
"Evi inat etti , ne kadar ısrar etsem de gelmiyor ."
" Başkası Evi'yi görse 5 ay yılında sanar."
" Kaç yaşında ki ?"
"Yaş ne bilmiyorum ama ay yılını soruyorsan 15-16 olmalı."
"Hadi gidelim . Şu robot pisliğin yüzünü daha fazla görmek istemiyorum. "
Birlikte Normalleşme odasını aramaya başladık. Diğer kapılardan daha farklı bir kapıya sahip odayı bulduk. Kapı yarıya kadar açıktı , başımı uzatınca kimseyi göremedim.
Bir anda tanıdığım bir çığlığın Koridorlardan çarparak kulağıma geldiğini duydum. Evi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVİNA VE PARALEL EVREN
Fantasi"Bir yerde güneşin doğabilmesi için başka bir yerde batması gerekir ." 🌻Avina eğitim birliğiyle hem dünyayı daha iyi tanımak hem de derslerini pekiştirmek adına dünyaya iner.Ne yazık ki onu dünyada bir talihsizlik bekler .Avina taşını kaybeder ve t...