BÖLÜM -19

98 5 0
                                    

Köye gitmiştik evlerin bazıları yıkık dökük tü bazıları ise idare ederdi köye girmeden tepenin üstünden köye bakmıştım köy küçüktü 25-30ev zor vardı.
Etrafa baka baka ilerliyorduk köy meydanının önünden geçerken birkaç adam görmüştük yanlarından geçerken selam verme niyetiyle kornaya bastı Mehmet hoca onlarda ellerini kaldırarak selamımızı aldılar.
Yavaş yavaş Ahmed hocanın evine yaklaşıyorduk.
Hocam Ahmed hocanın evine daha varmı dedi murat.
Var murat üç sokak aşağıda birazdan görürsün evini dedi hoca.
İlk defa bu kadar korkutucu bir köy görüyordum evler yıkılmış ortam sessiz bu sessizlik beni korkutuyordu sabah bile bu kadar korkutucu olan bu köy acaba geceleri nasıldı.
...
Ahmed hocanın evine varmıştık hocanın evi tek katlı büyük bahçeli temiz ve güzel bir evi vardı.
Ahmed hoca kapıda bizi bekliyordu arabadan indik valizlerimizi alarak hocanın yanına gittik.
Selamun aleyküm hocam ben murat, bu Baran bu da hasan dedi murat.
Ahmed hoca da güler yüz ile aleyküm selam çocuklar geçin içeri bı soluklanın bi dinlenin dedi.
Bizde birşey demeden kafanızı sallayarak içeri girdik salonu bizim iki  oda kadar bişeydi çok büyük bir salonu vardı tablolar kurandan ayetler namazlık filan asılmıştı duvara.
Güzel bir görüntü vermişti hoca.
O anda Mehmet hoca ile Ahmed hoca da içeri girdi tekrardan hoş geldiniz hepiniz dedi.
Hepimiz hep bir ağızdan hoş bulduk hocam dedik ama hasan kafa sallamakla yetindi halen bitkin bir durumdaydı kendini iyi hissetmiyordu.
Oturup biraz sohpet ettik hocam bu köy neden bu kadar sessiz ve terk edilmiş dedim.
Bu soruyu sormamız beklermiş gibi oğlum bu köyün baya bi eski hikayesi var dedi Ahmed hoca.
Hoca öyle deyince dahada bi meraklanarak nedir hocam sakıncası yoksa bizede anlatır mısın dedim.
Hoca biraz duraksadıktan sonra başladı anlatmaya çocuklar bu köyde bundan seneler önce bir büyücü yaşarmış büyü işleri ile ilgili çok güçlü bilgileri varmış insanlar da o zamanlar cahil olduklarından dolayı kin güttüğü kişilere büyü yaptırmak için bu büyücüye gelirlermiş sadece dışarıdan değil bu köydeki halk da gelirmiş. Hepsi bir şey vaat Edip büyü yaptırırmış.
O zamanın cami hocası ne kadar bu cahil insanları uyarsa da artık bir kere girmişler bu işin içine ve hocayı dinlemeyip büyü yapmaya devam etmişler
Hoca en sonunda bu büyücünün evine gitmiş ve uyarmaya çalışmış ama nafile. Büyücü hocaya kin gütmüş ve hocayla uğraşmaya başlamış hocaya cinler ifritler musallat etmiş.
Hocanın hali günden güne daha kötüye gidiyormuş ama yolundan da dönüyormuş ne kadar büyücünün yanına gidip vaz geçirmeye çalışsa da başarılı olamamış.
Gece halisülasyonlar görür  olmuş sesler duyuyormuş işkence çekiyormuş  okuduğu Kur'an-ı Kerim fayda etmiyormuş bu ifritlere.
Her geçen gün aklını kaybetme aşamasına geliyormuş.
En sonunda bir iki gün camide ezan okunmayınca köylüler ne oldu diye hocanın evine gitmişler kapıyı bir çok kez çalsalar da açan olmamış içlerinden biri kapıyı kırmış bir kaç kişi ile içeri girmişler ama girdiklerinde karşılarındaki manzara onları kalpten götürecek miş az kalsın
Hoca kafası koparılmış, ayak parmakları ve el parmakları kesilmiş halde kollarından tavana bağlanmış halde bulmuşlar duvarlardaki Allah isimleri parçalanmış kuranlar paramparça olmuş yaprakları yerlere atılmış haldeymiş.
Hoca anlatırken sanki o olayları ben yaşamıştım gibi gözümün önünde canlandırıyordum
...duvarda yazılar yazıyormuş bazıları İbranice bazıları Arapça olacak şekilde.
Neyse köylüler cami hocasını gömmüşler ve bu yazıları araştırmaya başlamışlar köy halkından kimse anlam verememiş bu yazı işine.
İçlerinden biri bu yazıların fotoğrafını çekmiş ve köydeki büyücüye götürmüş ve göstermiş büyücü bunu görünce biraz tedirgin olmuş ama ne anlama geldiğini de söylemiş derken hasan lafa atlayarak ne anlama geliyormuş hocam dedi hepimiz ona baktıktan sonra tekrar hocaya döndük hele bi sabret oğul söyleyecem zaten dedi ben ve murat ufak bir sırıtışla Hasan'a baktık hasan da utangaç şekilde kafasını eğerek dinlemeye devam etti her neyse büyücü biraz tedirgin olmuş ama ne anlama geldiğini söylemiş bunun Türkçe telafuzunun "sıra size de gelecek " olduğunu söylemiş adam apar topar çıkmış ve köy ahalisine bunları anlatırken büyücü de ne olduğunu ve ne olacağını bildiği için hemen hazırlanmış ve köyü terk etmek için yola koyulmuş köylüler onu o halde görünce direk köy meydanına götürmüşler. Köylüler daha yeni yeni kendilerine geliyormuş ama cahilliklerinin bedelini çok ağır ödeyeceklermiş köylüler bunu bir eve kapatmış ifritlerin verdikleri vesveselere karşı yenik düşerek büyücüye işkence yapmaya başlamışlar aç ve susuz bırakmışlar öyle gel zaman git zaman en sonunda işkenceleriyle öldürmüşler büyücüyü ve ne olduysa o günden sonra olmuş büyücüyü görecekleri zaman tabutu açtıkları zaman tabut alev almış ve büyücünün bedeni ile birlikte kül olmuş kaç gün boyunca köylüler dışarı çıkamaz olmuş her gece birçok evden feryatlar yükselmiş en sonunda köylüler hocalar getirmeye başlamış ama kaç hoca geldiyse de ya ortadan kayboluyor ya da ölüyorlarmış ondan sonra köy verimsizleşmeye başlamış ne meyve ne sebze yetişmez olmuş hayvanlar yavrulamamış süt vermemiş. Ondan sonra köylüler ülkenin ermişlerinden çağırmışlar.
Bir çoğu bu işin çıkar yolunu bulamamış ve geri dönmüşler ama birisi gelmiş ifritlerin cinlerin bir çoğunu öldürmeyi başarmış bir çoğunu da büyücünün evine tutsak etmiş. Köylüleri tembihlemiş büyücünün evine kimse girmesin yoksa bu kadar emek boşa gider onlar serbest kalır sizinde benimde sonum hiç iyi olmaz demiş ve köyden gitmiş köylüler geceleri büyücünün evinden sesler duymaya başlamış cami hocasını büyücüyü ve diğer köy halkından birkaç kişiyi pencerenin önünde görmüşler ama kim olduklarını bildikleri için karışmamışlar o gün bu gündür o evden bazen tuhaf sesler gelir dedi.
Hayretler içerisinde dinlemiştik olanları demek o yüzden köy böyle sessiz sedasız.
O ermiş adama ne olmuş ölmüş mü yoksa halen yaşıyormu dedi hasan.
Ahmed hoca Hasan'a bakarak öldü o baya bir zaman oluyor öleli dedi vay be ne işmiş arkadaş biz de kendi başımıza gelen şeye katlanamıyoruz bu köyde neye katlanmışlar  peki hocam bu ifritlerin cinler tutsak olduktan sonra verimlilik artmış mı. Dedim herkes bana baktı aslında güzel bir soruydu bence arttı oğul artmaz olurmu dedi Ahmed hoca

Bu bölümde köyde yaşananlara değindim sizce nasıl oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Hatalarım olduysa özür dilerim 🙏

DÖNÜLMEZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin