BÖLÜM 30

90 5 0
                                    

Ahmet Hoca da gelmişti olanları anlatmıştık ve o da bir anlam verememişti bu işin içinde başka bir iş vardı ama ne.
Ahmed hoca şaşkın ve umutsuz bir şekilde bize bakıyordu bir sıkıntı vardı yüzünden belli oluyordu,
Ahmet hocaya bakarak hocam bir şey bulabildin mi dedim.
Tek tek ben ve Mehmet hocanın gözlerinin içine bakarak söze girdi
Bir mağaranın önünden geçiyordum sesler gelmeye başlayınca girip bakmak istedim mağaraya girdiğim an içim ürperdi bir şeyler olduğunu sezmiştim biraz daha ilerledikten sonra İbranice yazılar gözüme çarptı "kaçış yok " yazıyordu.
Altında da bir isim vardı o ismi gördüğüm an elim ayağım birbirine karıştı ne yapacağımı bilemedim ama ne olursa olsun o mağaraya girmeye yiyetlenmiştim, ve girdim de az ötede bir alev yanıyordu alev karanlık olan mağarayı aydınlatırken onu gördüm dedi.
Ve İç çekti anlamıştım kimi gördüğünü ama emin olmak için Murat'ı mı dedim.
Ve Ahmed hoca da kafasını sallayarak devam etti evet Murat'tı her yeri yara içindeydi vücudu resmen kanı ile boyanmıştı beni görmüyordu tam seslenecekken ortadan kayboldu dedi.
Yani yine kurtarmamıştık yine aramaya devam edecektik, yarın muhammed ben ve sen gidelim baran dedi. Ben de kafamı sallayarak tamam dedim gitsek de acaba orada olacaklarmıydı ki.
Beni korkutan tek şey hocanın o ismi gördüğünde neden telaşa kapılmış olmasıydı bu işte bir şey var ama yakında çıkar ortaya.
Muhammed'e bakarak sen ne dersin ne olabilir sence dedim.
Kafasını kaldırmadan bilmiyorum istiyorsan araştırayım belki birşeyler bulurum dedi.
Yine lanet ikilemelerde takıldım bak desem bir dert bakma desem bir dert ama ben şu anlık bakma baksan bile o yazıyı geçme ve içeriye girme dedim.
Tamam dedi ve gitti. İnşallah bir zarar gelmezdi.
...
Aradan baya bir zaman geçmişti herkes yatağına yerleşmişti ben de kendimi tam uyumak için hazlarken Muhammed geri döndü orası çok tehlikeli hepimizin sonunu getirecek olan tehlike orada dedi.
Anlamsız bir şekilde baka kaldım ama ne olup bittiğini anlamam ve anlatmam gerekiyordu tamam hocaları çağır ne olup bittiğini konuşmamız lazım dedim.
Ve o anda kayboldu aradan beş dakika geçmeden hocalar gelmişti
Her ikisi de ne oldu dercesine gözlerime bakıyordu her biri bir yana oturdu ve bu kadar acil olan şey ne dedi Ahmed hoca.
Ahmed hocaya bakarak ben gelmeyeceğim o mağaraya ve siz de gitmeyeceksiniz dedim.
Bana Anlamsızca bakıyorlardı
Mehmet hoca neden dedi.
İkisine de bakarak orada bir şey var muhammed gitti bilgi edinmek için ama geri döndü dedim.
Muhammed'e bakıyorduk hepimiz.
Muhammed orada birşey var sonumuz olacak hepimiz tek tek öleceğiz hepimizi tek tek yakalayacaklar dedi.
O anda hasan gülmeye başladı Hasan'a baktığımda uykusundan gülüyordu birden bire gözlerini açtı ve bize bakmaya başladı gözlerini resmen kan bürümüştü kıpkırmızı olmuştu gözleri.
Siz daha kimin ile oynadığınız bilmiyorsunuz murat öldü ve dışarıda kapının önündeki ölü ve aciz bedeni sizi bekliyor dedi.
Bi an duraksadım ve sonra pencereden dışarıya baktım gerçekten de oradaydı her yeri yara içindeydi vücudu resmen yanıkların esiri olmuştu her yerinde yanık izleri vardı Murat'ı izlerken gözlerim dolmuştu hocalara ve Muhammed'e baktım
Sonra ise ihfar'a doğru dönerek sure okumaya başladım ben sureyi okurken o ise kıbırdamıyordu biraz daha sesli okumaya başlayınca bu sureler ile bana bir şey yapamazsın isteseydik sizi anında öldürebilirdik ama yapmadık acı çekerek Öleceksin herkesin ölümünü seyrettireceğim sana bu akşam kimse buradan sağ çıkmayacak dedi.
Ve kalkarak kapıya yöneldi mlMuhammed tutmak için hamle yapmasına rağmen Muhammed'i
Tuttuğu gibi duvara fırlattı ve çok hızlı bir şekilde mutfağa gitti peşinden gittiğimizde gördüğüm şey beni şok etmişti elinde tuttuğu bıçak ile yavaş ve sakin bir şekilde kolundan bilek kısmına doğru büyük bir kesik atıyordu.
Yanaşmaya çalıştığımda daha derin kesiyordu kolunu.
Öylece durup arkadaşımın kendine zarar vermesini izliyordum elimden birşey gelmiyordu.
İhfar gözlerini bize dikerek Murat'ın ölümünü göstermediği için Üzgünüm ama sana söz bu dakikadan sonra herkesin ölümünü sana izleteceğim dedi.
Okuduğumuz sureler bir işe yaramıyordu hiç kimse birşey yapamıyordu, yavaşça bize bakarak bileğine de büyük bir kesik attı kolu kendi kanı ile boyanmıştı tam hareket edecek iken diğer koluna bıçağı sapladı ve sakın geleyim deme dedi.
Sapladığı bıçağı çevirerek çıkarttı ve yine aynı şekilde kolundan bilek kısmına doğru kesik atmaya başladı Muhammed tam bıçağı alacak iken ihfar yine onu duvara fırlattı.
Muhammed bile karşı koyamıyordu, belki erken fark etseydik bir şey yapabilirdik belki başka birinden yardım alabilirdik
Bu böyle bitmezdi arkadaşlarımın ölümünü izliyemezdim.
Herkesin gözü hasan da iken Hasan'ın gözü hep bendeydi sanki acı çekmiyor zevk alıyordu yaptığından.
Derken diğer bileğini de kesti iki bileğinden de durmadan kan geliyordu ee artık benden bu kadar arkadaşını son kez izle Baran dedi.
Ve hasan kendine geldi ve yere yığıldı kan kaybından ayakta duracak hali kalmamıştı.
Bileklerine bakarak kısık bir ses ile baran bunları ben mi yaptım dedi.
Sesi kısılmıştı ne diyeceğimi bilemedim, sorduğu sorunun cevabını bekleyen gözler ile bana bakıyordu hakkını helal et koruyamadım sizi dedim.
kısık sesi ile helal olsun kendini sakın suçlama dedi ve bir daha açmamak üzere gözlerini yumdu.
Göz Yaşlarımı tutamadım önce ali sonra ise murat ve hasan, bundan sonra ki ölen kişinin ben olması için dua ediyordum

MERHABA
       ☆BİR SONRAKİ BÖLÜM FİNAL YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUM☆
HATALARIM OLDUYSA ÖZÜR DİLERİM
OY VE YORUMLARINIZI BELİRTİNİZ.

DÖNÜLMEZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin