BÖLÜM-21

99 4 0
                                    

     Murat  
Eve dönmüş tüm bizimkiler uyanmamıştı Ahmed hoca da televizyon izliyordu
Saat 12'yi geçiyordu biraz dinlendikten sonra abdest alıp namaz kıldım hoca da namazını kıldıktan sonra geçti karşıma oturdu eee murat gezdin mi köyü dedi.
Biraz da olsa gezdim büyücünün evini de gördüm çok uzaktan bile olsa baya kasvetli bir ev gibi görünüyordu dedim.
Hoca gözlerini biraz kısarak inşallah gitmedin oraya dedi.
Ben hafif bir sırıtışla yok hocam olurmu öyle şey başımızda zaten bir bela var ikinciyi bu bünye kaldıramaz dedim.
Hoca da hafif bir tebessüm etti
Hocam mezarlığa da gittim ölen hocanın mezarına gidip bir Fatiha okuyayım dedim ama birşey dikkatimi çekti dedim. Hoca ne diyeceğimi anlamışçasına bir tavır sergileyerek şekil ve yazılardan mı bahsediyorsun dedi. Çok ta şaşırmamıştım ne de olsa hoca baya bir zamandır ki buradaydı illaki gitmiştir mezarlığa.
Evet hocam onlar neyin nesidir
Öyle dedim. Hoca hiç beklemeden cevap verdi murat büyücünün hocaya musallat ettiği kabile çok güçlü bir kabiledir mezarında bile rahat vermiyorlar. O şekil ve yazılar da onun için bu ifritler yazdı hepsini dedi. Vay be adama öldükten sonra bile rahat yokmuş.
Peki hocam hiç o yazıları yani büyüleri bozmayı denediler mi yada denedin mi dedim.
Merak etmiştim yok oğlum ne ben ne de başkası denedi ama işe yarayacağını bilsem iki dakika bile beklemem çözmek için uğraşırdım dedi.
Hocam denemeden nasıl anlayacağız işe yaramayacağını dedim. Hoca ufaktan bi yüzü düşmüştü oğlum eğer o büyüleri bozmaya kalkarak köy belki eski haline dönecek ve öyle olursa da eskisinden daha kötü bir şekilde saldıracaklar köye dedi bir yandan da doğru söylüyordu yani hep öyle mi kalacak dedim.
Vallaha bende öyle kalmamasını isterdim ama yapacak bir şey yok bir büyü için köyde yaşayan herkesin başını belaya sokmamak daha iyi dedi. Konuyu değiştirme amaçlı olarak hocam bu köyde kaç senedir kalıyorsunuz dedim. Hoca da çıkmaza giden konunun değişmesinden hoşnut olmuş bir şekilde 18'inci sene olacak dedi. Hocam peki siz tek mi kalıyorsunuz yoksa aileniz varmı dedim. Hoca sanki sıkılmış gibi ailem ile kalıyorum karım ve bir de kızım var dedi. Bu söylediklerimden sonra kendimi suçluyu konuşturmaya çalışan bir polis gibi hissettim özür dilerim hocam sanırım fazla soru sordum afedersiniz dedim hoca bir kahkaha patlatarak biraz öyle oldu ama bişey olmaz nede olsa birbirimizi tanımalıyız dedi. Bende gülümsedim ama utanmıştım da. Hocam hep böyle mi geçiyor gününüz ya da benim ilk günüm diye bu kadar sıkıcı dedim.
Bilmem ki murat burada yapacak çok iş yoktur bazen gün boyu böyle otururuz dedi.
Off sıkılmaya başlamıştım ama yapacak bir şey yoktu bizimkiler halen uyuyordu hocam bi mahsuru yok ise ben banyoya girebilir miyim dedim.
Hoca bana gülümsedi ve kendi evinmiş gibi rahat ol tabiki de girebilirsin dedi. Ben de müsade isteyerek odaya geçtim kendime giyecek birşeyler alıp banyoya yöneldim.
Hava çok sıcaktı tişörtüm pantolonun hep yerden sırıl sıklam olmuştu direk üstümü indirdim eskileri kirli çamaşırları koydum ve duş almaya başladım.
...
Çıktığımda kurulanıp üstümü giyindim ve salona geçtim bizim uykucular uyanmıştı günaydın uykucular tayfası dedim gülerek onlar da gülerek karşılık verdi yanlarına oturdum...
     Baran   
Uyanmıştım etrafına bakındığımda kimse yoktu yerimden kalkarak salona geçtim
Herkes salondaydı oturmuş sohbet ediyolardı bende aralarına katılarak sohpete daldım birkaç dakika sonra da murat banyodan çıkarak yanımıza geçti tuhaf olan şuydu  ki kabus görmemiştim Muhammed'den de haber yoktu
Hocam ben kabus görmedim dedim hocaların ikisi de gülerek bana döndü Ahmed hoca e ne güzel işte Baran dedi.
E hocam Muhammed de gelmedi yanımıza dedim. Hocaların yüzü düştü o an Muhammed'e birşey oldu diye çok korktum ama dünkü savaşta her iki taraftan da ölen oldu o yüzden gelmedi hem çok ta yorulmuş olmalı dedi Mehmet hoca.
Ben en kötü senaryoyu düşünmüştüm ama bu da iyi bir şey değildi yani bizim taraf için.
Sohpet baya bi koyulaşmıştı ama benim aklımda hep dünkü senaryo vardı hele ki o tutsaktan sonra kimsenin buraya gelmesiydi hocam neden o cin tutsak edildikten sonra kimse gelmedi kurtarmaya dedim. Herkesin içine kurt düşmüştü Ahmed hoca bana ve Mehmet hocaya bakarak valla bana de bilmiyorum ki benimde tuhafıma girmedi değil aslında ama bu akşam çıkar kokusu dedi.
Hocam tutsak cin'i mi konuşturacaksınız dedi hasan.
Ahmed hoca Hasan'a bakarak evet dedi.
Ne olup bittiğini ancak o cin den öğrenebilirdik tabi konuşursa.
Konuşacağını sanmıyordum ama denemek gerekirdi.
Hocam ya kurman gece gelirse ve bizi engellemeye çalışırsa dedi murat.
E nihayetinde de öyle olacaktı.
Ahmed hoca da biraz sırıtarak
Bu sorun biraz tuhaf oldu ama emin ol ki gelirler ve kurtarmak için illa birşeyler yaparlar dedi.
Murat kendi de biliyordu geleceklerini hocanın dediği gibi illa gelecekler di.
Bu saçma sorunun cevabını aldıktan sonra biraz sessizlik çöktü odaya. Bu sessizlikten oldum olası hep korkmuşumdur
İnsanlar o anda iyi veya kötü her şeyi düşünüyorlar ve sen bilmiyorsun.
Herkes kendi dünyasına dalmışken ben bu sinir bozucu sessizliği bozmak için hocam Muhammed'i çağırsak mı acaba dedim.
Mehmet hoca bana bakarak o akşam gelir bilir bizim ne yapacağımızı. Sen merak etme dedi.
Tamam dedim.
...
Saat 19.00 olmuştu ufak ufak uğraştığımız işleri bırakıp sorgu işine odaklandık Muhammed'i çağırdığımız da karşımızda belirdi hasan, murat ve ben korktuk az birşey geriledik ama çabuk toparlanarak yine eski halimize döndük.
Muhammed'in gözünü intikam hırsı bürünmüştü resmen.
Hepimiz bunun farkındaydık.
Sadece selam vererek kızgın. Bir şekilde yerine geçti ben zihin yoluyla Muhammed iyimisin dedim.
İyi değilim Baran dedi.
Ben üzüntülü bir şekilde gözlerinin içine bakarak özür dilerim Muhammed bunlar hepsi bizim yüzünüzden oldu dedim.
Üzülme Baran bu olanlar sizin yüzünüzden değil hem biz bu yola Allah rızası için baş koyduk dedi.
Bunları söylerken sanki bir üzüntü bir de intikam hırsı ile yanıp tutuşan iki ruhu bir bedene koymuşlar gibiydi...

Hatalarım olduysa özür dilerim 🙏


DÖNÜLMEZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin