BÖLÜM -20

104 4 0
                                    

Köyün neden bu kadar sessiz olduğunu ve neden bu kadar ıssız olduğunu anlaya biliyordum
Artık.
Hocanın anlattıklarını dinlerken içim ürperiyordu resmen.
...
     Hasan
Arabaya binmiştik kimsede ses yoktu herkesin kafası biyerlerdeydi.
Ben olanları düşünüyordum kötü veya iyi her şey gözümün önünden geçip gidiyordu baya bir yol kat ettikten sonra yavaş yavaş olaylar baş göstermeye başlamıştı peşimizden geliyorlardı
Muhammed ve diğer cinler de yavaş yavaş kendilerini göstermeye başlamışlardı.
Bizim sayıca üstün olduğumuzu gördükleri zaman her biri bir yana dağılacaktı ya da biz öyle sanıyorduk
Murat uyumuştu kurman ve kabilesi de yaklaşıyorlardı sesler çoğalmaya başlamıştı ben sesleri duydukça bir tuhaf oluyordum nabzım hızlanıyor şu gözüm kararıyordu bir an etrafına baktığımda bir çok iğrenç yüz ile karşılaştım aralarından birini tanımıştım bu kurman dı evet kurman dı.
Ama nasıl olur resmen araba camına yapışmışlardı ve o çarpık turuncuya kaçan dişlerini çıkarmış bana bakıyorlardı.
Ben onları gördükçe ellerimle yüzümü kapatıp kafamı öne eğiyordum çok pis ve çok korkutucu dişleri vardı kafamı kaldırdığımda yine aynı manzara ile karşılaşıyordum,
Ama hoca ve Baran görmüyordu sanırım ama nasıl sadece bana görünüyorlardı biraz daha zaman geçtikten sonra Murat korkuyla uyandı kabus gördüğü çok bariz di.
Çok hızlı nefes alıp veriyordu hep etrafına bakınıyordu ama çoğunlukla da bana bakıyordu ve hocam kurman geldi o burada içimizden birini alacak dedi.
O an yolun kenarında beyaz silüetler belirmeye başladı sanırım Muhammed işe başlamıştı beyaz silüetler tarttıkça sesler de artıyordu.
O anda tiz bir çığlık koptu hoca kafasını çevirerek Baran'a baktı o  Baran'a bakarken arabanın ön aynasına bir köpek çarptı o kadar hızlı çarpmıştı ki ön camın yarısı çatlamıştı ve kan olmuştu
Hoca dikiz aynasında arkaya baktı o şaşkın ve endişeli bakışlarını görebiliyordum Baran da yan aynadan baktı.
Hoca o anda gaza basarak yoluna devam etti Baran hocaya hocam köpek ne olacak  dedi doğru demişti bi durup köpeğe baksaydık hoca gözünü yoldan ayırmayarak oğlum görmedin mi üstünden kalkan dumanları o köpek değildi kurmanın kabilesinden bir cindi dedi.
O anda kulağıma gelen gülme sesleri kurman ve kabilesinden geliyordu çok fazla ses vardı dayanamıyordum e şimdi ne olacak dedi Baran.
Hoca aynadan bana ve Murat'a  bakarak düzenleri bozuldu gerisi Muhammed'in işi dedi.
Kulaklarımda ki o ses'e rağmen inşallah bir zarar gelmez kimseye dedim.
Sesler çok fazla olmaya başlamıştı feryatlar, bağırışlar fısıltılar.
Artık dayanamıyordum seslere kafamı toparlayamıyordum çok baskı hissediyordum üstümde.
Bedenim sanki yanıyordu çok sıcak olmuştu gözlerim kapanıyordu dayanamıyordum...
     Baran 
Kahvaltımızı yapmıştık bu köyde olanlar ile ilgili sorular sorup cevaplarını almayı bekliyordum.
Hocam siz tuhaf şeyler yaşadınız mı veya gördünüz mü dedim.
Hoca hepimize tek tek baktıktan sonra gördüm belki sizde görebilirsiniz ama sakın ha korkmayın onlardan onlar bir nevi de korkudan beslenir ve güç alır yanlış bir şey yaparsanız başımızda ki bela ikiye katlanabilir onların acımasız yoktur suçlu veya suçsuz bu köye gelen herkese bulaşabilirler ses duyarsanız ya da başka birşey görürseniz ya bana yada Mehmet hocaya söyleyin dedi.
Bizde tamam anlamında başımızı salladık
...
Baya bi sohpet etmiştik gece hiç uyumadığımız için ben, Mehmet hoca ve hasan uyumaya gittik...
     Murat
Hoca ve çocuklar uyumaya gitmişti ben arabada biraz olsa da uyuduğum için uykum gelmiyordu hem köyü de merak etmiştim çıkıp biraz köyde gezinmek istiyordum ama önce Ahmed hocadan izin almak gerekiyordu ve yerinden kalkarak hocanın yanına doğru yol aldım.
Hoca dışarıda bahçe de birşeyler yapıyordu iyice yaklaştığında anladım ki bahçe de ektiği sebzeleri suluyordu.
Yanına gittim ve hocam izniniz olursa biraz köyü dolaşabilir miyim dedim. Hoca yaptığı işi bırakarak bana baktı ve bilmiyorum murat Mehmet kızmasın sonra dedi.
Hocam bir süreliğine gezeyim hem sabahtır da  zaten bir şey olmaz dedim çok ısrar ediyordum canım çok sıkılıyordu
Evde yapacak birşey yoktu daha doğrusu uğraşacak birşey.
Hoca ayağa kalkarak tamam ama önce sana bir muska yazayım bir de başka birini görürsen buraya neden geldiğini sorarlarsa bana misafirliğe geldiğini söyle dedi.
İzin vermez diye düşünüyordum ama bunu duyduğuma sevinmiştim hem köyü az da olsa gezip öğrenirdim.
Birlikte içeri gittik beş dakikada bana bir muska yazıp verdi ve birlikte kapıya doğru gittik ben tam bahçe kapısından dışarı çıkacaktım ki hoca kolundan tuttu murat bu köyde sadece bir tane iki katlı ahşap ev var sakın oraya ne yanaş ne de önünden geç dedi.
Anlamıştım neyi imâ ettiğini hocam büyücünün evi mi o dedim o da kafasını salladı evet büyücünün eviydi.
Doğru tahmin etmiştim.
Ben de kafamı sallayarak kapıdan çıktım çok uzun bir zamandan sonra ilk defa yabancı bir yerde tek başıma dışarı çıkıyordum az korku az da heyecan vardı içimde.
Haydi bismillah diyerek yürümeye başladım
evler baya bir eskiydi yıkık dökük evler vardı meraklanıp birine girdim duvarlar yanmış hep is olmuştu etraf dağılmıştı hep kedi köpek pisliği vardı diğer odaya gittiğimde üç tane yavru köpek vardı biri koyu kahverengi ikisi beyaza kaçan bir kahverengi idi. Çok tatlılardı yavaşça köpeklere yanaştım ve sevmeye başladım yaklaşık bi 8-10 dakika oynadıktan sonra arkadaki kapıdan sesler gelmeye başladı düşündüğüm şey olabilir miydi acaba.
Korkum tavan yapmıştı arkamı dönmeye korkuyordum ama yavaşça döndüm ve gördüğüm şey ile hemen ayaklandım.
...gördüğüm şey köpeklerin annesiydi bir yandan aptalığımı sorgularken bir yandan ya pencereye doğru yöneldim.
Pencereden atladıktan sonra iyice bi nefes alıp verdikten sonra yola koyuldum.
Yukarı taraflara doğru yürümeye başladım.
Bir yandan da tuvaletimin geldiğini fark ettim yine eski bir eve girerek işimi hallettim tam kapıya yönelmiştir ki kapı kenarında hafif, yarısı görünen bir muska buldum acaba neydi bu muska.
En iyisi hocaya götürmek o ne olup ne olmadığını bilir dedim.
Muskayı pantolonumun ön sağ cebindeki küçük bölmeye koyarak evden çıktım köyde yukarılara doğru giderken terk edilmiş evler çoğalmaya başladı köy meydanına gittiğimde keşf etme amaçlı biraz etrafına baktım kafamı çevirdiğinizde büyücünün evi köyün yüz yüz elli metre ilerisinde ve yukarısında duruyordu buradan bile belli oluyordu nasıl pis bir ev olduğu.
Evin bazı yerlerinde yanık izleri vardı bazı yerleri parçalanmıştı hatta o kadar parçalanmıştı ki neredeyse bu mesafeden görünüyordu, hep sarmaşık ve yosun tutmuştu ev.
Kısaca ev bu mesafeden bile çok pis görünüyordu köy içindeki evler bile ondan on kat daha temiz ve yaşanabilir haldeydi.
Birde mezarlığa gideyim dedim ve mezarlığa gittim cami hocasının mezarını buldum bir Fatiha okuyup etrafına bakındım.
Hocanın mezar taşında bir çok şekil vardı aynı zamanda yazılar da vardı.
Demek ki hocayı ölüyken bile rahat bırakmıyorlardı.
...
Eve dönmüştüm ahmed hoca televizyon izliyordu bizimkiler halen uyanmamıştı...

Hatalarım olduysa özür dilerim 🙏
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🤗

DÖNÜLMEZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin