Sonra asla alışamazsın sanıyorsun.
Ne yaparsam yapayım, bu yük daima kalbimde geçmek bilmeyen bir iz gibi kalacak diye düşünüyorsun. Ama alışıyorsun zamanla. Elbette acıyı çoğu zaman en derinlerde hissediyorsun, bazen öyle bir an geliyor ki. Bu acıdan kurtulamayacağına, inandırıyorsun kendini. Ama zamanın tahmin ettiğimizden de çok güçlü olduğunu, en sevdiğiniz şarkıyı dinlerken canının eskisi gibi acımadığına şahit olduğunda anlıyorsun. Mesela gün geliyor, eskisi gibi uyanır uyanmaz aklına ve dudaklarına ilk onun adı konmuyor. Birlikte uğradığınız yerlerde dolaşırken, eskisi gibi canının çok yanmadığını hissediyorsun.
Kitaplarda da ona rastlamıyorsun ve rüyalarında da artık göremiyorsun.
Zamanın kollarına bırakınca her geçen gün biraz daha unutmaya başlıyorsun. Ve anlıyorsun ki sahiden de hiçbir acı sonsuza dek sürmezmiş. Meğer her yara vakti gelince kabuk bağlarmış. Zamanın güçlü kollarına teslim etmek, yapabileceğin en güzel şeydir. Ve sen temiz kalp unutamayacağını düşünme sakın. Unutulur elbet, daha önce unutamam dediğin şeylerin şimdi aklına hiç gelmemesi gibi bana inan bu acı da unutulur elbet... Yeter ki sen hep güçlü kal ve gülümse, olur mu?