꧁12꧂

34 4 0
                                    

Yoongi'den...

Uyandığımda bugünün tarihinin Blackpink'in geri dönüş günleri olduğunu gördüm. Jennie'yi seviyordum. Kai ile sevgili olduklarında bunu anlamıştım. Kıskanmamdan ve aklımdan hiç çıkmaması bir kaç ipucuydu. Yaptığım şarkıları onun hakkında yazıyordum. Bunu fark etmeden yapıyordum. Jennie ile olmayı çok istiyorum fakat umarım ki Kai onu üzmez. O mutlu olsun da kiminle olduğu fark etmez. Bugün onu göreceğim için heyecanlıydım. Saat 2'de uçaktan inecekler daha sonra eve gidip şirkete gelecekler. Tahminen 4 gibi şirkette olurlar diye planlayıp 5.30 gibi şirkete gittiğimde kızları pdnim'in odasından çıkarken gördüm fakat Jennie yoktu. Bana selam verdiklerinde biraz sohbet ettikten sonra Jennie'yi sordum ve Kai'ye sürpriz yapmak için evine gittiğini söylediler. Biraz daha konuştuktan sonra izin isteyip Jennie'yi ilk gördüğüm yere gittim. O kafeye. Oturup kapanana kadar orada kaldım. Kapandıktan sonra çıkıp arabama doğru yürüdüm. Saat 8 olmuştu ve telefonum çaldı. Arayan Jisoo'ydu. "Yoongi. Lütfen Jennie senin yanında de." demesiyle endişelenmiştim. Çünkü benim yanımda değildi. "Benimle değil. Noldu?" diye sordum korkarak. Ben ilk kez bir şeyden korkuyordum. "Jennie gittiğinden beri hiç aramamış şöförü. Jennie'yi arıyoruz açmıyor. Kai'yi aradım hep meşgule atıyor. Açmıyor. Ben de belki seni aramıştır diye düşündüm."dedi ağlayarak. Nereye gidebilir? Kafamdaki soru buydu. Neden kimseye haber vermeden ortadan kayboldu bu kız. Hava karanlık nereye gittin Jennie. "Ben Kai'ye gidiyorum. Haber alırsam sizi ararım." diyerek telefonu kapattım ve son hız Kai'nin evine sürdüm. Geldiğimde kapıyı kıracak gibi çalmıştım. Kapıyı açtığında kulağında telefon vardı. Beni görünce telefonu kapattı ve bana bakmaya devam etti. Jennie'yi üzmemesi için uyarmıştım onu. Jennie'yi sevdiğimi biliyordu. Eğer Jennie'yi üzerse kötü şeyler olacağını açık açık söylemiştim. Gözlerindeki korkuya bakılırsa Jennie'nin kayboluşunun sebebinin karşımda duran bu adam olduğunu anladım. İçeriye girip kapıyı arkamdan kapattım. Direkt konuya girdim ve Jennie'nin nerede olduğunu sordum. Bilmediğini söyledi. "Nasıl bilmiyorum oğlum. Kız sana gelmiş. Anlat neden kayıp kız." diye sordum bağırarak. Merdivenlerden ses gelince üzerinde sadece Kai'nin gömleği olan bir kız indi aşağıya. Krystal Jung... "Sakın bana Jennie'yi aldattığını söyleme." dediğimde başını yere eğdi. Gidip yakasından tuttuğum gibi duvara yapıştırdım ve "Sizi gördü mü? Allahın cezası gördü mü sizi?" diye sorduğumda kafasını salladı. Suratına kafa atıp evden çıktım ve yakınlardaki her yere baktım. Arabayla her yere baktım yakınlarda hiç bir yerde yoktu. Jisoo'ya Jennie'nin neden ortadan kaybolduğunu söylediğimde kapatıp tüm hastaneleri gezdim. Kötü bir şey olduysa kaza yaptıysa diye kontrol ettim. Yoktu saat geç olmuştu. Saat 2 olmuştu. Sabah 2. Arabayla her yeri aramaya devam etmiştim. En son eve gittim. Kızlar bizim evdeydi. Hepsi endişeliydi. Geldiğimde hepsi umutla bana baktılar. Jisoo ve Jin Jennie'yi sevdiğimi biliyordu. Biraz daha nerede olabileceğini düşündük. Saat 5'e gelirken Lisa'nın aklına çıkış yapmadan önce kaldıkları ev geldi. Jennie hep anahtarı çantasında taşırmış. Orada olabilme ihtimali yüksekti. Ben arabaya atlayıp 30 dakikalık yola çıkmıştım. Sürebildiğim kadar hızlı sürüyordum. Jisoo arayıp daha hızlı gitmemi ve Jennie'nin attığı mesajı söylemişti. Ne olduğunu anlamadığımda "Jennie'nin 3 sene önce anxiety ve depresyon sorunları vardı. İntihar eğilimi vardı. 3 yıl önce tedavi başarılı olmuştu ve kendine zarar vermeyi bırakmıştı. Bize veda ediyor. 3 yıl önce yarım kalan işi tamamlayacak dedi Yoongi. Kendini öldürmeye çalışacak lütfen yetiş durdur. Kapıyı açmazsa paspasın altına bak belki anahtar vardır" duyduklarımla gaza biraz daha yüklendim. Eğer ona bir şey olursa Kai. Unut yaşamayı. Yaşatmam oğlum seni. Gözünden bir damla akan yaşın sebebi olursan seni döverim dedim sen kızı mahvetmişsin. Tekrar aradığımda telefonu çalıyordu ama açmıyordu. Eve geldiğimde kapıyı çaldım ama açan yoktu. Paspasın altına baktığımda bir anahtar vardı. Kapıyı açtım ve içeriye girdiğimde bir çift gözle buluştum. Gözlerimi daha aşağıya çevirdiğimde görmekten korktuğum görüntüyü gördüm. Jennie'nin bileğinden akan kanı. Koşarak yanına gittim ve elindeki camı aldım ve uzağa attım. Yüzünü ellerimin arasına aldım "Şşş buradayım. Ben buradayım tamam mı? Yalnız değilsin. Olmayacaksın. Seni bırakmayacağım." dedim gözyaşlarımın aktığını fark etmeden. Jennie "Yine en kötü anımda yanımdasın. Yine sana yük oluyorum. Yine seni yoruyorum Yoongi." dediğinde iki senedir anlatamadığım şeyi tekrar söyledim "Sen bana yük olmuyorsun. Beni yormuyorsun. Dünden beri öldüm ben Jennie. Neredesin bilmiyoruz. Haber alamıyoruz. Beni yorsan yorsan böyle yorabilirsin. Yaşamayarak , gülmeyerek , üzülerek yoruyorsun beni." dediğimde aynı zamanda üzerimdeki ceketi çıkararak bileğindeki kesiğe baktım ve üzerine bastırdım. Eskiden ben de başvurduğum için tanıdık bir yaraydı. Daha kötüsünü yapmışlığım olmuştu o yüzden beklediğim kadar derin olmamasından dolayı pansuman yapmak için Jennie'nin titreyen vücudunu kucakladığımda biraz önce ağlaması duran Jennie boynuma sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Banyoya gittim ve ilk yardım çantasını buldum. Yere oturduğumda kucağımdaki Jennie'nin boynumdaki kollarını alıp yaralı olan bileğini aldım. Sağ bileğini alıp yarasını temizledim önce. Ağrıya alışmış olmalı çünkü normalde bu ağrıya kimse katlanamazdı. Kendimden biliyordum. Başı göğsümde karşısındaki duvarı seyrediyordu. Yarasını temizleyip kanaması duruncada bileğini sardım. Yüzüne baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu ve nefes alış verişinin düzenli olmasından uyuduğunu anladım. O kucağımdayken ayağa kalktığımda kapıyı kapattım ve arabama doğru yürüdüm ön kapıyı açtıktan sonra Jennie'yi oturttum ve kemerini bağladım. Bende yerime geçtim ve eve doğru sürdüm. Eve geldiğimde park ettim ve Jennie'yi de kucağıma alarak arabadan indim ve kapıda bekleyen kızları gördüm. Bizi gördüklerinde koşarak yanımıza geldiler. Uyuduğunu gördüklerinde önce yukarıya çıkalım sonra konuşuruz dedikten sonra Jisoo evlerinin kapısını açtı ve Jennie'nin odasını gösterdi. Jennie'yi yatırdıktan sonra oturma odasına geçtim. Herkes buradaydı. Her şeyi baştan anlattım. 15 dakika sonra Rose , Jennie'yi kontrol etmek için odasına gittiğinde içeriden sesler gelmeye başlamıştı. Rose geldiğinde bana bakarak "Seni istiyor." dediğinde hemen kalktım ve odasına gittim. "Yoongi?" dediğinde "Burdayım güzelim. Hadi uyu." dediğimde dolu gözleriyle yatakta kayıp bana yer açtı ve "Sende gel." dedi. Açtığı yere yattım ve bana sarılmasına izin verdim. Bana sımsıkı sarılıyordu. Bende onu daha yakınıma çekip kollarımla sardım. Başını boynuma gömdüğünde derin nefesleri yerini düzenli nefeslere bıraktığında uyuduğunu anladım. Bende tüm gece uykusuz olduğumdan şimdi yanımda Jennie varken rahat rahat uyuyabilirdim.

Uyandığımda Jennie hala daha bana sarılıyordu ama uyanıktı. Aldığı nefeslerden bunu söylemek kolaydı. Boynuma değen nefeslerinden... Yavaş yavaş diklenmeye çalışıyordum ama Jennie hareket etmeme izin vermiyordu. "Jennie?"
"Efendim."
"Kalkalım mı?"
"Tamam. Olur."
"Kahvaltı yapalım mı?"
"Canım çekmiyor."
"Benim için ye lütfen." dedim bir şeyi değiştireceğini düşünmememe rağmen fakat o beni şaşırtarak ; "Tamam o zaman." dedi ve yatakta doğruldu. Aklıma bir şey geldiğinde önce onu halletmek için Jennie yataktan inmeden elini tuttum. Bana döndüğünde de "Bana bir söz vermeni istiyorum Jennie. Bir daha böyle bir şey yapmayacaksın. Kötü bir şey olduğunda , üzüldüğünde yanında olacak kimse yok diye düşünme. Kızlar var. Onların ailesi var. Seni çok seviyorlar. Ben varım. Beni ara , bana anlat. Ama böyle bir şey yapma." dedim. "Çabalayacağım. İsteyerek olmuyor. Kai benden uzaklaştıkça depresyonum ve anxietym geri geldi. Kontrol edemiyorum." dediğinde Kai'ye içimden bir küfür daha ettim. "Ama artık benim için Kai diye biri yok.Bir anda unutamam tabi ama atlatırım heralde. Hem beni sevmeyeni neden seveyim. Bir de onun için mi üzüleyim. Yok bitti o Jennie eskide kaldı pişman olacak ama çok geç olacak." dediğinde kendini hızlı toparlayacağından emindim artık. Yataktan kalkıp odadan çıkmasını izledim. Ardından gülümseyerek salona gittim. Jennie durmuş salonu izliyordu. Jisoo ve Jin sarılmışlardı ve uyuyordular. Lisanın kafası Taehyung'ın kucağındaydı. Eğer Taehyung uyandığında Lisa'nın kucağında uyuduğunu görürse ciddi anlamda her gün evin içinde sevinçten at koştururdu. Rose , Lisa'nın ayaklarına yatmış kendi ayaklarını Jiminin üstüne atmıştı. Jimin Jungkook'un omzunda uyuyordu. Hoseok ise baş aşağı bir şekilde Namjoon'la beraber sarılıyordu. Jennie şaşkın gözleriyle odayı incelerken önce kendi telefonunu bulamayınca benimki kullanarak fotoğraflarını çekti. Ardından bağırarak hepsini uyandırdı. Her biri neye uğradığını şaşırdı. Taehyung uyandığında Lisa ile göz göze geldiğini gördüm ve Lisa utanarak hemen ayağa kalktı ve Jennie'ye koşup sarıldı. "Unnie? İyi misin? Çok korktuk." diye sordu. "İyiyim hayatımın anlamı. Çok iyiyim. Dün ve bugün sabah yaptıklarımı şoktan dolayı yaptım. Yani herhalde. Bir de anxiety ve depresyonum geri geldi. Onlar da vurunca kontrol edemedim. Ama iyiyim şimdi." diye cevap verdi. "Bakmayın öyle iyiyim ben beş para etmez karaktersiz biri için kendimi üzmeye değmez. Hadi kahvaltı hazırlayalım." diyerek sinirle arkasını döndü ve mutfağa gitti. Hepsi bana döndükten sonra "Ne bakıyorsunuz hepiniz?" diye sordum Jungkook , "E bizim sizi gibi rahat yatağımız yoktu uyumak için Yoongi beyciğim." dediğinde ne alaka bakışlarımı attım. Uyku sersemiyken çok saçmalıyor bu çocuk. "Ev yukarda Jungkook BEY isteseydiniz çıkardınız." deyip Jennie'ye yardım etmek için mutfağa gitmeden önce Rose'nin dediğiyle duraksadım. "Jennie üzülmeme değmez diyor ama alışması kabullenmesi uzun sürecek biliyorum. Şimdiye kadar eski arkadaşlıklarında da hep aynısı oldu bir kaç ay aklından çıkmıyor bu konu kendini üzmeden edemiyor. Ağlayacak biliyorum. Her gece rüyasında görecek. Jennie en küçük şeyleri bile kafasına takar. Yalnız kalmaması gerek. Bir yere gideceğinde hep birimizin yanında olması gerek. Anxiety si geri geldiyse ki geldi diyor panik atak geçirebilir. Hepimiz ona dikkat etmeliyiz." dediğinde hak verdim ve içimden onu hiç yalnız bırakmayacağıma söz verdim...

Yoonie's Story?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin