Arkamı döndüğümde gördüğüm kişi , Exo'dan Kai'ydi. "Merhaba! Ben Kai." diyerek elini uzattı ve bende adımı söyleyerek tokalaştım. Ardından bugün bizim performansımızı izlediğini ve gerçekten bizi çok iyi bulduğunu söyleyerek tebrik etti. Ardından grup lideri , Suho geldiğinde Jisoo ile onunla da tanıştık ve ardından daha sonra görüşme dileklerini paylaşıp grup üyelerinin yanına gittiler. Ardından Jin yanımıza geldi ve oturmak istersek onların yanına gidebileceğimizi söyledi. Biz de Jisoo'yla yanlarına gittik. Jungkook hemen beni yanına çekip yine her türlü konuyu konuşmaya başlamıştı. Bir süre sonunda uyuya kalmıştım. Uyandığımda kafamın Yoongi'nin omzunda olduğumu fark etmiştim ve saate baktığımda saat sabahın 4.30'u olmuştu. Yoongi uyandığımı görünce ve yüzümdeki ifadeyi okuyup , "Bizim maknaeler daha kalmak istiyormuş. Sende sizinkilere sor geleceklerse onlarla git gelmezlerse bizimse gelirsin. Birazdan Namjoon , Jin ve J-hope'la eve döneceğiz." demişti. Ben de kalkıp kızları bulmaya gittim. Yürürken birinin bana seslendiğini duydum. Kimin seslendiğine baktığımda Kai olduğunu gördüm. Şu an resmen beni EXO'nun masasına çağırıyordu. Heyecanlandığımı belli etmemeye çalışarak masalarına gittiğimde Kai , "Seni tanıştırmak istediğim..." Baekhyun hemen lafını kesip , dönüp Kai'ye , "Tanıştırmak istediğin kişi gerçekten Jennie miydi Kai?" diyerek sırıttıktan sonra geldi ve bana sarıldı. Söylemeyi unutmuş olabilirim ama kendisi çocukluk arkadaşım olur. Niye bu kadar heyecanlanıyorsun o zaman demeyin. Acayip iyi bir gruplar ve benim fan olduğumu bilmiyorlar. Bu arada Baekhyun ile ortaokulda aynı okuldaydık ve o günden beri hep haberleşiyorduk. Gruplarını takip etmemin en büyük nedeni de Baekhyun'dı zaten. Çıkış yaptığımı öğrendiğinde de aramıştı ve uzun uzun konuşmuştuk. "Nasıl yani siz tanışıyor musunuz?" diye sordu Kai şaşkınlıkla. Ardından ben hemen Baekhyun'a dönüp kızları bulmam gerektiğini söyledim. O da kızları nerede gördüğünü falan söyledi. Hepsiyle tanışamasamda hemen vedalaşıp kızlara gittim. Jisoo'ya , "Ben artık eve gitmek istiyorum. Gelecekseniz sizinle giderim gelmeyecekseniz Yoongi onlardan gidecek olanlarla gitmemi söyledi." dediğimde bana maknaelerin biraz daha kalmak istediklerini onunda onlara göz kulak olacağını söyledi. Ben de Yoongi'nin yanına gidip "Kızlar kalacakmış sadece benim." dedim o da Namjoonları topları ve 5'imiz çıkışa yöneldik. En arkada ben gidiyordum ki Yoongi benim için bekledi ve onun önüne geçmemi sağladı. Çıkmadan içeriye bir baktığımda Kai ile göz göze geldim. Bu çocukta bir tuhaflık vardı. Ödül töreninde de , partide de nereye baksam onu görüyordum ve sorun bu değildi. Asıl sorun her baktığımda onun beni izlemesiydi. Hayatım boyunca o kadar siliktim ki. Hiç kimse beni fark etmiyordu. Çok sessiz , duygularını kendi içinde yaşayan , göze batmayan bir tiptim. Şimdi ise gözler sadece benim üstümdeymiş gibi hissediyordum. Kai ile göz göze geldikten sonra attığım adımlardan birinde topuklu ayakkabı ile ters başınca bileğim burkulmuştu ve yere düşeceğim sırada belimi bir çift kol kavradı. Baktığımda Yoongi olduğunu gördüm ve nedense bir rahatlama geldi. "İyi misin? Yine uykusuzluktan dalgınlaştın. " dediğinde beni çok iyi tanıdığını bir kez daha anladım. Yoongi bu 1 senede hep yanımda olmuştu. Bir ihtiyacım olduğunda ilk koşan hep o olmuştu. Rap konularında da çok yardımcı olmuştu. O gerçekten benim için değerli biri haline gelmişti ve onu kaybetmek istemiyorum. Hep bir kaybetme korkum var ailemin beni bırakmasından dolayı. Öz kızlarını bırakan insanlar varken bu dünyada , diğer insanların seni bırakmayacağının hiç garantisi yok diyerek yaşadım tüm hayatımı. O yüzden çok kişiyi almadım hayatıma ama Yoongi bunu değiştirmişti. Ardından Jungkook'u kardeş olarak aldım hayatıma. Big Hit'e girmem tüm dünyamı , odaklarımı değiştirmişti. "İyiyim , topuklularla yürümek zorluyor biraz. Arabada yedek var ama eve gidiyoruz zaten. Buz koyarım gidince çok kötü değil gibi görünüyor." dediğimde bana çok inanmadığını gözlerinden anladım. "Hadi gidelim." diyerek beni tutan kollarından ayrıldım. Topallamamam gerekiyordu ki onu iyi olduğuma inandırayım. Çünkü iyi olmadığımı anlarsa hiç düşünmeden beni kucağına alacağını çok iyi biliyorum ki şu an ihtiyacım olan en son şey Yoongi ile aramda bir ilişki olduğuna dair bir dedikodu. Diğer yandan topallayacağımdan emin olduğumdan burkulan ayağıma baskı yapmadan arkama dönüp Yoongi'ye şirince baktım ve "Lütfen , kucağıma alayım deme. Vallahi paparazziler kapıdalar yarına manşet oluruz." diyerek uyarımı şimdiden yapayım dedim. Gülümsediğini görünce bunu söyleyeceğimi daha önceden tahmin ettiğini anladım. "Araban indiğin an yere basmak yok." dediğinde el mecbur ellerimi teslim oldum şeklinde kaldırdığımda ikimizde gülümsedik ve ardından Namjoon'a özel güvenliklerini çağırmalarını söyledi. Geldiklerinde beni saklayabildikleri kadar aralarına ve arkalarına sakladılar ki Yoongi'nin koluna tutunduğumu görmesinler. 9 kişilik bir arabaya bindiğimizde direkt ilk iş topukluları çıkardım ve Yoongi hemen arabadaki buzluktan buz çıkardı ve ayağıma koydu. Buzu ayağıma bıraktığımda durmuyordu ve ben kendim tutmak zorunda kalıyordum. Bu işlemi gerçekleştirmek içinse eğilmek zorunda kalıyordum. Üzerimde giydiğim kıyafetlerde bayağı bir açık olduğundan belim ve bacaklarım inanılmaz ortadaydı. Tamam şimdi yakınız falan ama sonuçta onlar da erkek yani kendimi şu an pek de rahat hissetmiyordum. Yoongi yine bunu anlamış olacak ki ayaklarımı alıp kucağına uzatmamı sağladı ve çoktan çıkardığı ceketini bacaklarıma örttü. Dönüp baktığımda gözlerimle ne kadar minnettar olduğumu anlatmaya çalışıyordum ve her şeyi anladığı gibi bunu da anlamasını umuyorum. Eve geldiğimizde çok yorulduğumdan ve uykum geldiğinden hareket ederken çok uyuşuktum. Arabadan inmek için kalkacağım sırada Yoongi beni durdurdu ve önden o kalktı sonra koltuktan kalkmam için banada yardım etti üstüne basmamaya özen göstererek arabanın kapısına kadar geldiğimde ineceğim sırada Yoongi beni kucağına aldı. Şaşırmamıştım ama ani olunca bir çığlık kaçmıştı ağzımdan. Yoongi beni incittiğini düşünüp korkuyla bana baktığında gülerken , "Aniden alınca ne olduğunu anlamadım. Korkutmak istemedim." dediğimde benden intikam alacağını belirten katı bakışlarını sundu. Yumuşatmak için dudaklarımı büzüp yavru köpek bakışımdan atmaya çalışarak "Mianhae." dediğimde yumuşadığını benden kaçırdığı bakışlarından anlamıştım. Merdivenleri çıkarken çantamı partiye girmeden sadece telefonumu alıp arabada bıraktığımı hatırladım. Böylelikle evin anahtarlarıda bende yoktu. Yoongi'ye "Şimdi hatırladım da anahtarım çantamda çantam da bizim şöförün arabada. Onunla dönecektik diye yanıma alma gereği duymamıştım." dediğimde Yoongi "Sorun değil bizde kalırsın." dediğinde hemen atılıp "Olmaz. Yük olmak istemem size. Ben varken rahat edemezseniz?" diye sorduğumda da , "Yük falan olmuyorsun. Bir senedir anlatmaya çalışıyorum anlamıyorsun Jennie. Merak etme zaten ben uyuyacağımı pek sanmıyorum diğerlerde uyur heralde. Sende benim odamda uyursun." dedi. Bu sırada çoktan onların kata ulaşmış hatta içeriye girmiştik bile. "Tamam. Kızlar geldiğinde bana mesaj atarlar zaten telefonuma göz kulak olur musun. Kızlar gelincede uyandır lütfen." dediğimde odasından içeri girdiğimizde Yoongi tam da ondan beklediğim cevabı vermişti ; "Hıhı kesin uyandırırım. Hadi uyu." diyerek arkasını dönmüştü ki ben bu kıyafetlerle rahat edemeyeceğimi çok iyi biliyordum ve birde ondan kıyafet isteyerek bir kez daha yük olmak istemiyordum. O yüzden ayakkabılarımı çıkardım ve Yoongi'nin yatağına girdim. Yoongi kıyafet odasından çıktığında üstünü değiştiğini elindede ona olmadığı belli olan bir tişört ve şort getirmişti. "İçerde değiştir istersen üstünü böyle rahat edemezsin." dediğinde teşekkür edip üstümü değiştirmeye gittim. Tişört yine boldu ama çok da büyük değildi fakat şort için aynısını diyemeyeceğim. Her an düşecek diye korkuyordum. Alttan sporcu şortumu giyiyordum ama yinede ne yapsan insan endişe duyuyor. İplerini bağladım ve odaya geri geldiğimde Yoongi'nin odada olmadığını fark ettim. Çok uykum olduğu için hemen ayaklarım kendiliğinden yatağa doğru hareket etti ve yorganın altına girdiğim an üzerime çöken rahatlıktan dolayı uykuya daha fazla direnemedim ve uykuya daldım. En son duyduğum şey ise kapının açılıp kapanma sesiydi.
Yoongi'den...
Odaya geri girdiğimde Jennie'nin uyumamış olduğunu umdum. Çünkü Jisoo geldiklerini mesaj atmıştı ve o uyurken onu uyandıramıyorum. Kıyamıyorum. Ben herkese soğukken Jennie'ye soğuk davranamıyordum. Çok kırılgan olduğunu ve kırıldığı şeyleri kimseyle paylaşmadığını Jisoo ile Jin konuşurken duymuştum ve ardından hayat hikayesini öğrenmiştim. O günden beri Jennie'ye karşı daha bir farklı davranıyordum. O bir yana zaten Jennie ilk kez ben fark etmeden varlığıyla beni mutlu eden ikinci insandı annemden sonra. Bazen bizimkiler bazen de ben kendimi ona bakarken , dinlerken gülümseyerek buluyorum. Düşündüğüm şeyin olmamasını diliyordum.
İçeri girdiğimde Jennie'nin çoktan uyuduğunu gördüm. Ona söylediğim doğru değildi. Ben de uyuyacaktım fakat eğer koltukta uyuyacağımı söyleseydim asla kabul etmezdi ve inat yaparak koltukta o uyumaya çalışırdı. Jisoo'yu arayıp Jennie'nin burada kalacağını söyledim. Ardından tam odadan çıkacağım sırada Jennie'nin mırıldandığını duydum. Bana seslenip seslenmediğini anlamadığımdan yanına yaklaştım ve her şeyi idrak ettim. Jennie , "Anne , bırakma beni. Baba , gitme. Yalnız kalmak istemiyorum. Lütfen bırakmayın beni." dediği an içim parçalanmıştı. Ne yapacağımı bilmez halde duruyordum sadece. Ardından Jennie'nin ağlamaya başlamasıyla hemen yatağa koştum ve onu uyandırmaya çalıştım. "Jennie , uyan. Kabus görüyorsun bak ben burdayım , yalnız değilsin. Jennie , hadi uyan güzelim." diyerek onu biraz sarstıktan sonra hala uyanmıyordu ve mırıldanırken ağlamaya devam ediyordu. Yanına yatıp kollarımda küçücük kalan vücudunu sardığımda mırıldanması geçmişti fakat ağlaması durmuyordu. Gözlerindeki yaşları elimde silmiştim ve annemin ben küçükken bana söylediği ninniyi söylemeye başladım. Sakinlemişti ve ağlaması da durmuştu. Ardından daha rahat uyuması için kollarımı ondan çektim ve kalkmaya yeltendim ki elimi sıkıca tutan sıcak bir el hissettim. Baktığımda ıslak ve dolu gözleriyle bana bakan ve "Biraz daha kalabilir misin? En azından ben uyuyana kadar." diyen Jennie'yi hemen kendime çektim ve kollarımı ona sardım. İkimiz de uyuya kalmıştık. Sorun beraber uyumamız değil hissettiklerimdi. Jennie'nin ağladığını gördüğümde içimden bir parçanın koptuğunu hissettim. Onu üzen bu hale getiren ailesini bulup onlara hesap sormak istedim. Sorun neden böyle bir şey istememdi. Hayatımda kimseye karşı böyle hissetmemiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/215350741-288-k990343.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoonie's Story?
FanficKüçükken ailesi tarafından terk edilen ve psikolojik sıkıntıları olan Jennie'nin hayallerini gerçekleştirip ilk kez aşkla tanıştığı, ilk kez aşk acısı çektiği hikayesini anlatıyor.